2014-2015 eğitim ve öğretim yılının ikinci dönemine 9 Şubat Pazartesi sabahı merhaba dedik. Dedik ama Kırşehir’de okulların sıkıntıları ne yazık ki giderilemedi.

2014-2015 eğitim ve öğretim yılının ikinci dönemine 9 Şubat Pazartesi sabahı merhaba dedik.

Dedik ama Kırşehir’de okulların sıkıntıları ne yazık ki giderilemedi. Yapandan da, teslim alandan da hesabının bir türlü sorulmadığı 15-20 yıl önce yapılan okulların depreme dayanıksız raporuyla yıkılması, yeni okul inşaatlarına başlanması, bazı okulların sabahçı öğlenci olarak ikili sisteme göre eğitim ve öğretime devam etmesi, yetersiz sınıflar, eksik öğretmen kadrosu, araç ve gereç eksiği eğitim kalitesini engellemektedir.
Eğitim ve öğretim için halledilmesi gereken çok sayıda sorunlar varken birde okul içerisinde bazı öğrencilerin çıkardığı sorunlar var. Kurtlar Vadisi dizisini seyrederek kabadayılığa özenip, kendisini okulun reisi olarak ilan eden, yanına kendi gibi dokuz, on öğrenciyi alarak reislik ve kabadayılık yapan, okula sadece okumak için gelen masum öğrencilere hiçbir neden yokken sataşan, öğrencilerden para isteyen, öğrencileri yıldıran, okullarda gerginlik yaratan, okul huzurunu bozan ve de hiçbir şey yapmamış, hiçbir şey olmamış gibi yalanlarla su üstüne çıkan öğrencilerde mevcuttur.
Maalesef uygulanan müfredat gereği bu öğrenciler hakkında disiplin işlemi yapılamamaktadır. Okul idarecilerinin bu öğrencilerle tatlı dil ve güler yüzle görüşmeleri işe yaramamaktadır. Öğrenci öylesine zıvanadan çıkmış ki okul müdürüne, müdür yardımcısına ve öğretmene kafa tutabilmektedir. Okul idaresi durumu ilgili öğrencilerin baba ve annelerine ilettiğinde karşısında sorunlu öğrencinin fotokopisi olan sorunlu baba ve anne görmektedir. Baba ve anneler okul idarecileri ve öğretmenlere yardımcı olacağı yerde kafa tutmakta, benim çocuğum yapmaz, siz bizim kim olduğumuzu biliyor musunuz demektedir. Birde kabadayı ağabeyleri varsa o zaman seyredin gümbürtüyü. Yakarlar, yıkarlar, neler olur neler. Hatta bu satırlarda yazamayacağım durumlar dahi oluşmaktadır.
Maşallah herkesin çocuğu masum, terbiyeli ve sütle yıkanmıştır. Suçlular ise okul idarecileri, öğretmenler ve amacı okula okumak için gelen, istikbal arayan terbiyeli çocuklardır.
Kırşehir Cacabey Ortaokulunda öğrenci olduğum yıllarda Hasan Hüseyin Sun isminde matematik öğretmenim vardı. (Kendisi emekli oldu halen hayatta ve Kırşehir’de yaşıyor. Hocamın ellerinden öpüyorum.) Çok disiplinliydi. Mezun olduktan sonra karşılaştığımız hocama sohbet ortamında çok sert olduğunu söyleyince bir baba şefkatiyle yavrum neden böyle davrandığımı ileride özelliklede anne ve baba olduğunuzda daha iyi anlarsınız. Öğrenciyle askere yüz verirsen baş edemezsin demişti. Şimdi çok iyi anlıyorum saygıdeğer öğretmenimin ne demek istediğini.
Gerçekten disiplin konusu okullarımızın kanayan yarasıdır. Bizler toplum olarak kanunlara, yönetmeliklere uyan anlayışlı bir toplum değiliz. Herkes her işten, her branştan anlamaktadır. Kabadayılarımız çoktur. Hal böyle olunca hadi canım, hadi cicim, hadi tatlım, hanımefendi, beyefendi diyerek tatlı dil ve güler yüzle yaklaşmak bizlere göre değildir. Onun için okul idarecilerin disiplin konularında yetkileri arttırılmalı, öğrenci öğretmeninden korkmalı, saygı da kusur etmemeli, kendisine verilecek disiplin cezasının geleceğini etkileyebileceğini bilmelidir.
Velilerimiz okul idarecilerine ve öğretmenlere kabadayılık yapmak yerine okullarına ve öğretmenlerine sahip çıkmalı, çocuklarına öğretmenlerine, arkadaşlarına saygılı davranmaları, okul huzurunu bozacak kavgadan gürültüden uzak durmaları gerektiğini söylemedirler.
Okul müdürünün, müdür yardımcısının ve öğretmenin karşısında sigara içen, derste cep telefonuyla mesajlaşan veya film seyreden çocukları bu hataları yapmamaları konusunda uyarmalıdırlar. Okula sigarayla, cep telefonuyla giren çocuktan öğrenci olmayacağı söylenmelidir.
Bütün bunlarla beraber yıllardır yazmamıza rağmen özellikle ilkokullarda sınıfların öğrencilerin velilerinin kariyerine ve maddi durumuna göre oluşturulması, öğrencilere ona göre davranılması, liselerde sınıfta kalması gereken öğrencilerden hepsinin kurul kararı ile geçirilip sadece bir öğrencinin ibret ve örnek olsun amacıyla sınıfta bırakılması gibi adaletsiz, yanlış ve haksız uygulamalar yapılmaktadır.
Eğer sınıfta kalmayı hak ediyorsa hak eden herkes kalsın, geçirilmek isteniyorsa herkes geçirilsin, örnek olsun diyerek kocaman okulda bir öğrenciyi sınıfta bırakmanın, üzmenin, strese sokmanın, geceleri uykusuz bırakmanın anlamı ve mantığı yoktur. Büyük bir vebaldir, haksızlıktır bu.
Bunlarda okul idaresi tarafından yapılan hatalar olup, bu hatalar düzeltilebilir hatalardır. Esas olan ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği için velilerimizin ve öğrencilerimizin okullarımıza ve öğretmenlerimize sahip çıkmalarıdır.
İş işten geçtiğinde kaybeden bizler ve çocuklarımız olacaktır.