İnsan sevgiyle doğar, sevgiyle yaşar, sevgiyle var olur, hayata sevgiyle bağlanır, sevgisiz kaldığını, sevgiden uzaklaştığını hisseden insanın hayatı susuz kalmış topraklar gibi kurur, çölleşir. Çöl fırtınaları ile her gün ayrı yöne savrulan kumlar benzeri tutunacak yer arar durur. Sevme ve sevilme umudunu kaybeden bir insan için yaşamı sürdürmek anlamsız bir yük haline gelir. İntiharların en büyük nedeni insanın sevgisiz kaldığını, hayatının anlamının kaybolduğunu düşünmesidir. Doğduğumuz günden öldüğümüz güne dek en büyük arayışımız sevgidir, çünkü biz sevgiyle besleniriz. Ana rahminde, annenin kalp atışlarını dinleyerek, varlığını ve sevgisini hissederek güven duyar, yaşama tutunuruz. Annenin şefkati ile huzur bulur, sarılışıyla mutluluğa ulaşır, her dokunuşuyla sanki dünyaların bizim olduğunu hisseder, yaşamanın sevinç ve coşkusunu duyarız. Evlilik sevgide buluşmanın, sevgide birleşme ve bütünleşmenin umutlu bir arayışıdır. Sevgide birleşen eller ve gönüller hayatın güzelliğine kavuşur. Çocuklarımızı, akrabalarımızı, dostlarımızı severiz. Ama sevgi gerçek hedefine, tüm insanları sevdiğimiz ve karşılık beklemeden hizmet ettiğimiz zaman ulaşır. Gözlerimizi sevgi ışıldatır, dilimiz sevgi sözleri söylediği zaman, kulaklarımız sevginin sesini duyduğu zaman görevini yapmış olmanın sevincine kavuşur. Sevgi dolu bir kalpte haksızlık hukuksuzluk barınmaz.
Hayatımız sevginin yüceliğiyle olgunlaşır, insan sevgi içinde yürürse huzuru ve mutluluğu bulur. Daha çok sevebilmek için yolu aydınlanır. Huzur, mutluluk, sevinç ve coşku yalnızca sevginin egemen olduğu yerde insana yoldaş olur. Sevgi dolu insan, diğer insanların görüşlerine, düşüncelerine, sözlerine ve fikirlerine en derin saygıyı gösterir. Sevgi dolu bir insan kavga istemez, mücadeleye olanak tanımaz, yaptığı işte, söylediği sözde yanlışa yer bırakmaz. Eğer hayatımız sevgiyle akıyorsa, yolumuz doğru ve aydınlıktır. Evrenin doğal akışı içinde en doğru şeyler kendiliğinden önümüze gelir. Sevgiyle dolan insan engelsiz yaşar, önüne çıkan engelleri kolay aşar. Yüce peygamberimiz: "Mü'minler, birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar." (Buhari edep 27 Müslim bir 66) buyurmuştur. Yunus Emre; "Ben gelmedim dava( Davi) için, benim işim sevgi için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim." Demiş, ne güzel demiş. Hazreti Mevlana ise; Altın ne oluyor? Can ne oluyor? İnci mercan da nedir? Bir sevgiliye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra." Sevgiyle kalınız.