Zaman, zaman Kırşehir’de bulunan tarihi eserler hakkında yazılar yazıyor, problemleri bildiriyor, gerekenlerin yapılması için yetkilileri göreve davet ediyorum. Ancak görüyorum ki yazdığım yazılar ya yetkili makamlara iletilmiyor, iletiliyorsa da yetkililer dikkate almıyor.
Zaman, zaman Kırşehir’de bulunan tarihi eserler hakkında yazılar yazıyor, problemleri bildiriyor, gerekenlerin yapılması için yetkilileri göreve davet ediyorum.Ancak görüyorum ki yazdığım yazılar ya yetkili makamlara iletilmiyor, iletiliyorsa da yetkililer dikkate almıyor.
Bu durum Kaya Şeyhi Türbesi ve Süleyman Türkmani Türbesi’nin çevre düzenlemelerinin yapılması, Aşıkpaşa Türbesinin açığa çıkarılması için etrafında bulunan ağaçların kökünden alınarak başka alanlara taşınması ve Ahi Stadyumun yanında bulunan sentetik futbol sahasına “Çanakkale Gazisi Mehmet Çavuş” isminin verilmesi hakkında yazdığım yazılardan sonra hiçbir işlem yapılmaması düşüncelerimde yanılmadığımı göstermektedir. Anlayacağınız kendim yazıp kendim okuyor, kendim çalıp, kendim oynuyorum ve sesimi duyuramıyorum.
Her şeye rağmen sorumlu ve duyarlı hareket etmek bilinciyle Kırşehir’in tarihi yerlerini gezerek sorunlarını gündeme getirmeye devam etmek istediğimden, geçtiğimiz hafta halk arasında kümbet altı türbesi denilen gerçek adı “Fatma Hatun Türbesi” olan türbeyi ziyaret ettim.
Fatma Hatun Türbesi, İlhanlı dönemi kümbeti olup, Anadolu’da tek başına kendi türünün öncüsüdür. Basık, bodur görünümü ile alışıla gelen oranların dışına çıkar. 1266 yılında dönemin ileri gelenlerinden Hoca Aka Maatır tarafından Fatma Hatun adına yaptırılmıştır. Kümbet; köşeleri üçgen pahlı kare kaide üzerine sekizgen gövdelidir. Örtü sistemi içte kubbe, dışta sekizgen konik külahıdır. Yapı düzgün kesme taşlarla inşa edilmiştir. Tek katlı oluşu ise, 1287’li yıllarda Osmanlı döneminin türbe anlayışına doğru yönelişin olduğunu göstermektedir.
Fatma Hatun Türbesini görevli İbrahim kardeşimizle birlikte gezdim. İbrahim kardeşimiz, gülen yüzüyle, tatlı diliyle, mütevaziliğiyle karşılayarak gezdirdi Fatma Hatun Türbesini. Kendi çapında kümbet altı mezarlığında çeşitli çalışmalar yapıyor, temizliyor, kazıyor, ekiyor, biçiyordu.
Fatma Hatun Türbesi’nin her ne kadar çevre düzenlenmesine çok fazla ihtiyacı yok ise de yine de bazı yenilenmelerinin yapılması gerektiği gözümüzden kaçmadı. Öncelikle iç kısmının tamamen elden geçirilmesi ve Fatma Hatun adına bir sanduka konulması, giriş kapısının boyanması ve giriş kapısının üzerinde bulunan kitabenin siyaha boyanarak okunmasının sağlanması, türbenin dışına Ahi Evran Caminde olduğu gibi mermerin üzerine siyah yazı ile yazılmış tarihçesi ve Fatma Hatun hakkında kısa bilgiler yazılarak asılması, aynı şekilde içerisine gerekli bilgilerin olduğu panoların asılması türbeyi ziyarete gelenlerin bilgilendirilmeleri açısından yararlı olacaktır. Az da olsa türbenin üzerinde çıkan otların alınması, gece daha iyi görünmesi için ışıklandırılması türbeye ayrı bir özellik ve güzellik katacaktır.
Ayrıca yıllardır yazdığım halde bir arpa boyu kadar yol alamadığım tezatlığı da tekrar gündeme taşımak istiyorum. Kümbet altı mezarlığında bulunan türbe de Fatma Hatun bulunmasına rağmen alt kısımdan geçen yolun kümbet baba caddesi olması da düzeltilmesi gereken önemli konulardandır. Bu konu ile ilgili bilgi ve belgeler Kırşehir Kültür Müdürlüğünde mevcuttur. Bir an önce bu tezatlığın ortadan kaldırılarak kümbet baba caddesi olarak anılan caddenin Fatma Hatun Caddesi olarak değiştirilmesi yıllar önce yapılan hatadan dönülmesini sağlamış olacaktır.
Eeeee! Atalarımız elçiye zeval olmaz demişler. Bende bir elçi olarak tespitlerimi dile getirdim. Bakalım sesimi yetkililer duyarak harekete geçecekler mi, veya kendimin yazdığını kendim okumaya devam mı edeceğim?
Hep birlikte göreceğiz.