Şimdi değil sonra..

Evvel değil önce ..

Senin değil bekle ..

Hemen değil gitme..

Kimin belli mi bilme ..

Sabır ettin mi hele..

“Kahır" çekince bide..

Öyle "değil" işte böyle..

Gül değil gonca..

Ağıt değil anla..

Sızlanıp durma ..

“Yara” sende mi ki amca..

Zor değil kolay..

“Elli” değil olay..

“Varlıkdazorlukda”

var mı ki şimdi soran ..

Etme gitme deme..

İşin sonu ne ola ki "bilme"..

Şehir şehir "gezme"..

“Kahır” etme yürek haline..

Ezme beni manevi "cehdin" ile ..

“Bilmem ki” ben kimdim ..

Soyu belli bir "derviş" idim..

             "EFENDİM" bu şiirimiz de değinilen mana şöyle ki;

İnsan “doğar, büyür” ve ömrü elbet “bir gün” son bulur..

“Lâkin” “İŞTE” asıl olan da şudur ki "bu ara" süreçte yaşamın “ona” “ne alıp” verdiğidir...

Bilginiz "ilim" kadarda.. bilmediğiniz "ilim" cehdini de sorgulatır..

"YÜCE YARADANIN" "ilmi" ile kıyasa bile giremeyen "bu ilim" de..

Bir "bilinmez" vardır ki.. "İnsanoğlununa da" bu gerçekten kayda değer bir "sorgu" gerektirir..

Saygı, sevgi ve esenlikle "pek değerli" okurlarım..