Öteden beri yazıyorum, onur üzerine, şeref üzerine, insan üzerine, ülke üzerine; kimi kez aşk üzerine. Yazmak yıllar öncesinde kitaplarını keyifli okuduğum yazarların bana bıraktığı bir iz, bir heves, karanlığı bir aydınlığa çıkarma olayı.

Öteden beri yazıyorum, onur üzerine, şeref üzerine, insan üzerine, ülke üzerine; kimi kez aşk üzerine. Yazmak yıllar öncesinde kitaplarını keyifli okuduğum yazarların bana bıraktığı bir iz, bir heves, karanlığı bir aydınlığa çıkarma olayı.
Kırşehir'de sosyal ve siyasal anlamda bir çok gelişmelere tanık oldum. Hatta bu gelişmeleri bire bir yaşadım. Yaşamsal ve yazınsal hayatımı etkileyen en aydınlığa muhtaç bir gelişme, ne de siyasal bir gelişme olmuştur. Siyasette, iktidar olmanın getirdiği güç ve muhalif olmanın verdiği hantallıklar, halkta olduğu gibi benimde umudumu kıran, doğrularımı yoran ve tüm çabaları kayıtsız bırakan toplumsal tutumların en net gerçeğidir desem yeridir.
Kırşehir'in, hani o hepimizin bildiği kronik siyasal başarısızlık kaderini: önceleri çokça sorarken kendime ''niçin şehir olarak gerideyiz?'' diye, cevabını bulmakta açıkça zorlanıyordum. Düşünün bir kentte tarihten beri bir hantallık söz konusu, o hantallığın nedeni siyaset dünyası ve şehrin ilerlemesine öncülük etmek isteyenlere vurulan tırpan, bugün dahi hala biçiyorlar umut erlerinin köklerini, şu ahlaksız adamlar.
İktidar siyaseti, kendi dünyalarının o parlak mekânlarında hiç kaygısız bir ömürle sürdürürken, Kırşehir'de muhalefetin sürekli bir biçimde didişen, birbirini yaralayan ve alkol masalarında yarattıkları sorumsuzluk, ne yaşamı, ne kenti, ne de siyaseti çekilir kılıyor. Ve doğal olarak yoruluyor bir kent, bir hayat ve bir ülkeyi güzelleştirmek isteyen bütün güzel insanlar. Güzel insanlar bir kıyıda, çirkin olan ne varsa her biri bataklıktan toplanıyor. Ne çok yolumuzu değiştirsek de, bulaşmasın diye güzelliğimize, yine de bataklık sineklerinin istilasına uğruyoruz.
Bu şehirdeki özgürlükçüler özgütçü,
Ahlak naraları atanlar alkolik, cinsiyetçi, sevişgenci,
İmana, dine boyanmışlar şeytancı,
Liderler, en pahalısından nefisçi,
Adaleti savunanlar, kasacı,
Emek şovmenliği yapanlar, terci, gaspçı,
Vatan savunmaya kalkanlar, dün iktidarcı, yarın muhalefetçi,
Kısaca nerede adamlık vasfını yitirmiş var, baş tacı (!)
Biliyoruz ki alayı da ihanetçi, rantçı, etekçi, bacakçı, içkici, köpekçi.
Yaşamın içine ne çok tükürüyorsunuz, ne çok kırıyorsunuz insan umutlarını ve ne çok sövdürüyorsunuz kendinize, ben bütün bunları yazıp sizi ve kirlettiğiniz bir kenti düşünürken.