ZENGİN MİLLETİN FAKİR VEKİLLERİ...

KIRŞEHİR bir genel seçimi daha geride bıraktı. Kırşehir seçmeninin kararı bir yerde Türkiye’nin de kararı oldu diyebiliriz.



İktidardaki AK Parti’nin Türkiye’deki oy oranı ile Kırşehir’deki oy oranı da üç aşağı beş yukarı.

Bu seçimin analizini, Kırşehir’deki durumu daha sonraki yazılarımıza bırakarak başka bir konuya değinmek istiyorum.

Bu kadar nankör bir millet olamaz, zorla rica minnet, ite kaka Meclis’e gönderdiği vekillerinin haklarını vermekten yıllarca imtina eden ve onları zorla Meclis binasına kapatan halkın vekilleri isyan etme derecesine geldi...

Ne demek silahsız bıçaksız vekillerini düşmanın karşısına dik ve ondan kahramanlık bekle olacak iş mi bu? Karşılarında kocaman bir Avrupa Birliği var, yan tarafta Esad baş kaldırmış, iç piyasada bankalar göz göre göre gariban milleti soyuyor bunların karşısına vekilleri hiç bir savunmasız ve silahsız müdafaaya gönder insaf be...

Düğün davetiyesine gidecek kendini nasıl tanıtacak, davet edildiği düğüne takacak takının parasını cebinden ödeyecek ayıp yani vekilin darphanesi mi var? Davete geldiğini nasıl belli edecek adam çekecek rovalyesini, takla atan köçeklerin arasında düğün alayına renk katmak için havaya birkaç şarjör boşaltacak ve şeref verecek.

Silah münevver ve kültürlü insanın başvuracağı ve kullanacağı bir araç değildir fakat cahil ve fakir insanın münevver vekili olur mu?

Sağlık konusuna gelince, vekilimin bir yakını rahatsız olsa vekilim üzüntüden halkın yararına yasalar çıkartabilir mi, üzüntüden aklı karışır beş diyeceğine cüs der yasa yerine oturmaz. Beslenmesi de çok önemli ve törenlerde yerleri de önemli güya halkın vekilliğini yapacak ceylan derisi koltuklarda pinekleyecek halk da yerlerde sürünecek eh sosyal adalet bu herhalde...

Çok önemli bir konuyu da kendi çıkarlarına hallettiler. Trafikte hiç bir kontrole tabi tutulmayacak yolar açık, aceleyle Meclis’e kavgaya yetişecek, yetişecek ki halkın haklarını araya. Peki vatandaş ne halt etsin önemli değil. Sen kendine yol açacağına yolları daha güvenli ve herkesin kullanacağı düzenlemeleri yapsana, yok kendi çıkarı ve rahatı için yasa çıkartıyor. Yurt dışı seyahatlerde ulaşım araçlarında öncelik onların. Peki kapatmaların masrafları ne olacak çiçek efendi herhalde bir çiçek gibi açıklamayla da bu merakımızı giderir. Çok ayıp hiç yakışmıyor, milleti aptal ve enayi yerine koymak kantarın topunu biraz daha aşağı çekmektir. Hani sosyal hukuk devleti idi TC, herkes eşit olacaktı, hani hep kardeştik adil bir düzen ve sistem içerisinde yasamaya çalışacaktık. Bir bakan çıkıyor kendisine bağlı olan bir kurumu yani bankaların halkı soyduğunu söylüyor hele şu şikayete bakar mısınız, bu da mazeret ve şikayet mi? Allah aşkına tez elden gidip bu işi düzeltmek lazım yoksa bakanımız daha fazla üzülmesin.

Çok merak ettiğim bir konu ve de çok önemli. Karayollarında hız kontrolünü yapan cihazlar nerden temin edildi ve kimler tarafında ithal edildi ve gerek var mıydı? Elin yollarında sürat sınırı yok, yok denecek kadar az kaza var, bizde her köşede bir polis, her kavşakta bir radar...

Türkiye'de olan kaza sayısının % 1’i bile değil geri kalmış ülkelerde olan kazalar. Hindistan ve Pakistan'da kural falan yok ama en az kaza da oralarda oluyor. Trafik uygulamalarında bir şeylerin yanlış gittiği gerçek, peki bunun sebebinin araştırılması ve tedbirinin alınması vatandaşa mı düşer? Hız tespit radarı ile kontrol mümkün değil bunun tek amacı, bütçeye koltuk çıkmaktır yoksa çözüm falan değil.

Devlet dairelerinde bürokrasinin azalacağı söyleniyordu miting alanlarında ne oldu, en ufak problemlerde bakanlığa yazılıyor ve soruluyor bu nasıl bir sistem. Yetmiş beş milyonluk bir ülke Ankara'dan idare edilirse başarının ölçüsü ne olur, bunun arkasında ne kadar yetişilir, yoksa tek merkezden yetkilerin kasıtlı olarak toplanması ve başkanlık sistemine sempati hazırlığı mı, belki de icraat bunu düşündürür.

Köyleri boşaltarak şehir köyleri yaratmak acaba oy potansiyelini yükseltmek mi amaç? Fuzuli ve gereksiz harcamalarla açılan bütçenin delikleri nasıl kapanacak? Piyasada lüksü özendiren uygulamalar zamanla karşılanması zor olan ödemeler yansımaya başlayınca normale nasıl döndürülecek? Bunlar ufak ve önemsiz görünen çok ciddi sorunlardır.

Hükümet zulüm içerikli yasalar çıkartarak düzensizliği düzenleyeceğini zannediyorsa yanılgının görüntüsü yansıdığında geç kalınmış olur.

Dört yüz elli kişinin huzur ve refahı 80 milyonla kıyaslanmayacak kadar az olduğu düşüncesi yaygın halk arasında.