Hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanmak, kadere boyun eğmek, Allah deldiği boğazı aç bırakmaz… Bunlara benzer pek çok terimlerden faydalanan ve insanların zaaflarında istifade edip köşe olanların sayısı son zamanlarda hayli çoğaldı. Daha ileri gidip Allah’la irtibata geçerek çaresiz insanlara yardım ayağında, dinle alâkası olmayan falcılık yapan, kargoyla muska gönderen, sipariş Yasin okutan, hazır hatim satan, yani aklınıza gelmeyen binlerce faaliyet gösteren din firmalarına rastlayabilirsiniz.

Hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanmak, kadere boyun eğmek, Allah deldiği boğazı aç bırakmaz…
Bunlara benzer pek çok terimlerden faydalanan ve insanların zaaflarında istifade edip köşe olanların sayısı son zamanlarda hayli çoğaldı. Daha ileri gidip Allah’la irtibata geçerek çaresiz insanlara yardım ayağında, dinle alâkası olmayan falcılık yapan, kargoyla muska gönderen, sipariş Yasin okutan, hazır hatim satan, yani aklınıza gelmeyen binlerce faaliyet gösteren din firmalarına rastlayabilirsiniz.
Hatta TÜRKSAT üzerinden ulusal yayın yapan kanalların varlığını hiç mi gören yok? Toplumu cahil bırakmanın kimlerin işine yaradığını, her aklıselim insan görüyor.
Geçmiş zamanlarda falcı ve bakıcıların kapısında sıraya giren Milletin vekillerini dahi gördük. Karşı rakibine büyü yaptıranlarda olmuş.
Ne acı olaylar değil mi?
Dini teçhizat satan tarikat kuruluşları var. “Şunu alırsan Peygamberi rüyada görürsün, şunu alırsan bilmem kiminle beraber olursun!” gibi saçma sapan sözlerle insanların yaşamını ve hatta psikolojik olarak, ömür boyu bir çilenin içerisine itiyorlar.
Bunları görmeyen veya göremeyen sadece resmi din görevlileri. Nedense Diyanet ve Alevi dedeleri halkı aydınlatmaktan kaçınıyor. Daha vahimi, dini eğitim veren binlerce İmam Hatip okulu var, bu okullarda okuyan gençler vasıtasıyla topluma doğru bilgileri aktarmakta mı o kadar zor?
Nedense yapılmıyor. Yapılmaması kimlerin işine gelir veya geliyor?
Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk ömür boyunca tek başına mücadele verdi ve başına gelmedik kalmadı. Ki Öztürk’ü bütün dünyada İslâm dini hakkında en bilgili ve güvenilir kimse olarak görüyorlar. Pek çok kitap ve makaleleri var bu gibi konular hakkında.
Tesettür, türban, cennetlik elbise, cehennemde yanmayan gömlek gibi bunlara benzer binlerce malzeme satan kuruluşlar son zamanlarda holdingleşmiş ve çok büyük İslâm toplumunu yönlendirme boyutuna ulaşmış durumda. FETÖ olayı da bu gidişatın bir meyvesi. Dini menkıbelerin, doğruluk derecesi tartışılır sözler ve kimin söylediği belli olmayan saçma sapan hadisler, şeyh, mürit, dede, evliya, yatır gibi yakıştırmalar inananları çelişkiye düşüren ve İslâm dinine en büyük kötülükleri yapmaya yol açan terimler ve tanımlardır. (Doğru olana sözümüz olamaz)

M. Akif Ersoy´un şu dörtlüğü çok şey ifade ediyor.
Doğrudan doğruya Kuran’dan alıp ilhamı
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı
Kuru dava ile olmaz bu fakat ilim ister
Ben o kudrette adam görmüyorum, sen göster

Demek ki büyük şairin zamanında da rahatsız olduğu konular varmış.
Uzak yerlerden gelip Anadolu’da İslam’ın yayılmasına hizmet etmiş, bir hırka bir asayla ve bir lokma ekmekle günlerini geçirmiş Hz. Mevlana, Aşık Paşa, Hacı Bektaş-ı Veli gibi kimselerin ne zırhlı arabaları ne boğazlarda villaları ve nede sayısı belirsiz mülkleri vardı. Din holdinglerinin patronları kimleri örnek aldığı gerçekten merak konusu.
Dine hizmet adı altında ve gençleri ümitlendiren, okul bittikten sonrada sokaklarda kalan gençlerin, adeta soyulduğu, özel dershaneler ve özel okulların kontrolü hiçbir zaman mümkün olmamıştır.
Allah adı bu toplumda iyi pirim yapıyor. Bu tip eğitim yerlerinde yetişen gençler bazı tarikatların tuzağına düşüp ve hatta bazı terör guruplarına, din uğruna mücadele ediyormuş gibi helak oluyorlar.
Bizzat benim çok yakından tanıdığım ve adım adım ölüme nasıl götürüldüğüne şahit olduğum arkadaşlarımın çocukları, Suriye çöllerinde İsrail bombalarına hedef oldular ve cenazelerine dahi ulaşılamadı. Silahı hiç eline almayan bu gençlerin ölüsü üzerinde Allah diye tepinenlerin sayısı hiç eksik olmayacak. Yıllarca devam edip gelmiş ve bundan sonrada, cehalet ve cahilliği koz olarak kullanmaya devam edeceklerdir.