Çanakkale Zaferi, Türk Milletinin büyük zaferidir. Çanakkale Zaferi bir milletin yazdığı destandır…
Büyük Türk Milletinin inancının, fedakârlığının ve azminin sembolü olan Çanakkale Zaferi'nin 110. yıl dönümü. 18 Mart 1915 tarihinin üzerinden 110 yıl geçti.
Çanakkale Zaferi’nin 110. Yıl dönümünü kutluyor; Çanakkale'yi geçilmez kılan Aziz Şehitlerimizi ve Kahraman Gazilerimizi rahmet, saygı ve minnetle anıyoruz.
Çanakkale Savaşı, Türk milletinin yeniden varoluş ve diriliş destanıdır. Çanakkale Zaferi, sadece millî tarihimizin değil insanlık tarihinin en ihtişamlı kahramanlık destanıdır.
Çanakkale Zaferi, 275 kilo ağırlığındaki top mermilerini sırtlayan Seyit Onbaşı ile, elde kalan son mayınları boğaza döşeyen Deniz Yüzbaşı Tophaneli Hakkı Bey ile, Onbaşı rütbesini 12 yaşındayken alan Nezahat Onbaşı ile, 18 Mart Kahramanı unvanını alan Çobanlı Cevat, Anafartalar cephesinde 56. fıkrada omuz omuz mücadele veren unutulmaz bir kadın asker olan Mücahide Hatice Hanım ile, Ailesini Kosova’da bırakıp tek başına cepheye katılan Zeynep Mido Çavuş ve nice Seyit Onbaşılarla, Nezahat Çavuşlarla kazanıldı.
Çanakkale Savaşı dediğinde akla ilk gelen isim Mustafa Kemal Atatürk olmaktadır. Milli mücadelenin önderi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, çağdaş Türkiye’nin yaratıcısı, askeri ve siyasi dehası, uluslararası alanda da kabul edilen asker ve devlet adamı. Çanakkale Cephesine yarbay rütbesi ile gelen Mustafa Kemal Atatürk 19. Tümen Komutanı olarak tümeni yönetmiştir. Savaşın en önemli anında 130 bin kişilik bir kolorduya Albay rütbesi ile komutanlık yapmıştır. Üstün başarılar sonucunda ise Anafartalar Kahramanı unvanını almıştır.
Çanakkale Savaşları, dünya tarihinin seyrini değiştiren bir dönüm noktası olarak tarihte yerini almıştır. 1915-1916 yıllarında Gelibolu Yarımadası’nda gerçekleşen bu savaşlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı'nda verdiği en büyük direnişlerden biri olarak bilinir. Düşman kuvvetlerinin üstün teknoloji ve askeri güçle boğazı geçme çabalarına karşı, Türk askerlerinin vatan savunmasındaki kararlılığı ve fedakarlığı zaferin anahtarı olmuştur.
Çanakkale Zaferi, sadece bir askeri başarı değil; aynı zamanda bir milletin bağımsızlık ruhunu ve kaderine sahip çıkma iradesini tüm dünyaya göstermiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün Anafartalar ve Conkbayırı’ndaki stratejik liderliği, zaferin kazanılmasında hayati rol oynamış ve savaşın seyrini değiştirmiştir. Onun unutulmaz "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" sözü, Türk askerinin kahramanlık hikayesini simgelemektedir.
Bu savaşlar, milletin kadınından erkeğine, gencinden yaşlısına kadar herkesin bir araya geldiği bir dayanışma destanıdır. Cephede savaşanların yanı sıra, cephenin gerisinde çalışan kadınlar, yaralı askerlere bakan hemşireler ve lojistik destek sağlayan halk, zaferin kazanılmasında önemli bir yer tutmuştur.
Üniversiteler mezun vermedi
1915'li tıbbiyelilerin tamamı Çanakkale'de şehit düştü…
Çanakkale Savaşları'nda, yeni kurulmakta olan birliklerin subay ihtiyacı İstanbul'daki üniversite ile Anadolu'daki liselerden karşılandı. Seferberlik başlangıcında ilk silah altına alınanların üniversite ve medrese öğrencileri olması nedeniyle, Çanakkale Savaşı için "Subaylar Savaşı" da denildi.
Çanakkale Savaşı'nda 100 binden fazla okumuş ve aydın Türk'ü kaybedildi. Mustafa Kemal Atatürk bu kaybı şöyle ifade etmiştir: 'Biz Çanakkale'de bir dar-ül fünün (üniversite) gömdük'
1912’de 60 mezun veren Galatasaray Lisesi, 1915 yılında 18, 1916’da 4 ve 1917’de 5 öğrencisini mezun edebildi.
Vefa Lisesi ve Çapa Erkek Öğretmen Okulu da bu yıllarda Çanakkale Savaşı’na katılan ve şehit düşen öğrencileri nedeniyle mezun verememişti.
1916-1917 öğretim yılında Balıkesir Lisesi, Çanakkale Savaşları’nda 94 şehit verdi.
Balıkesir Erkek Muallim Mektebi’nden de büyük miktarda öğrenci harbe dâhil oldu ve bu okul, 1914-1918 yılları arasında yalnızca 2 mezun verebildi.
Çanakkale Zaferi, bir milletin zaferi olarak kayıtlara geçmiştir.
