Sayın izleyiciler şimdi aldığımız son dakika haberine göre Hakkari’nin Çukurca ilçesinde askeri aracın geçişi sırasında teröristler tarafından yola döşenen bombaların uzaktan patlatılması sonucu on askerimiz şehit oldu, altı askerimizde yaralandı. Şırnak’ta devriye gezen polis aracına teröristlerce atılan ateş sonucunda beş polisimiz şehit oldu, 13 polisimiz yaralandı.

Sayın izleyiciler şimdi aldığımız son dakika haberine göre Hakkari’nin Çukurca ilçesinde askeri aracın geçişi sırasında teröristler tarafından yola döşenen bombaların uzaktan patlatılması sonucu on askerimiz şehit oldu, altı askerimizde yaralandı.
Şırnak’ta devriye gezen polis aracına teröristlerce atılan ateş sonucunda beş polisimiz şehit oldu, 13 polisimiz yaralandı.
Şehit olan asker ve polislerimizin memleketlerindeki baba evlerine üst düzey askeri ve emniyet yetkilileri yanlarına sağlık ekibinde alarak anne ve babalarına acı haberi verdiler.
Şehitlerimizin anne ve babaları aldıkları acı habere dayanamayarak bayıldılar, sağlık ekiplerince ilk müdahale yapılarak sakinleştirici iğne yapıldı.
Şehidin Kırşehir’deki baba ocağına askeri yetkililerce büyük bir Türk Bayrağı asıldı, cadde ve sokaklar Türk Bayrağı ile donatıldı, vatandaşlar terörü lanetledi.
Memleketi Kırşehir’de toprağa verilecek olan Şehit Mustafa Gevrek henüz iki aylık evliydi.
Memleketi Kırşehir’de toprağa verilecek olan Uzman Çavuş Ramazan Kara bir yıllık evli olup, eşi dört aylık hamileydi.
Memleketi Kırşehir olan şehit piyade er Mehmet Çavuş’un teskeresine on beş gün kalmıştı,
Ülke olarak ne kadar sık duyuyoruz bu haberleri…
Bir gün üç, bir gün beş, bir gün on şehit.
Yaralı asker ve polislerimizde bonusu.
Ağıtlar, feryatlar, yanan ciğerler, sönen ocaklar.
Sanki spor haberleri, sıradan eğlence, düğün, magazin, tele vole haberleri veriliyor.
O kadar doğal ve normal bir hale geldi ki şehit haberleri artık kimse umursamıyor, duyan sabah spor haberleri zannediyor.
Birde bunlarla beraber şehit olmak, şahadet şerbetini içmek her yiğide nasip olmaz. Şehit annesi babası olmak her anne babaya nasip olmaz. Allah sevdiği kullarına acı verir, üzüntü verir, dert verir demezler mi?
Bu sözlerde içimizi yakan başka bir durum.
O zaman sormazlar mı bu acılar, dertler, kederler her zaman fakir insanları buluyor da sırça köşklerde , villalarda, gökdelenlerde oturanları niye bulmuyor ?
Neden onlar şehit annesi ve babası olmanın onurunu, gururunu taşımıyorlar, neden acı çekmiyor, neden evlerinden şehit cenazeleri çıkmıyor, acı haberi vermek için baba ocaklarına askeri ve emniyet yetkilileri gitmiyor, evlerine ve sokaklarına büyük Türk Bayrakları asılmıyor, neden onların çocuklarına şehitlik nasip olmuyor, şehit annesi ve babası olmak o şişkinlere, o şımarıklara, gününü gün ederek zevk sefa içerisinde yaşayan o kodamanlara nasip olmuyor.
Şahadet şerbetini içmiyorlar, neden kendilerini üst düzey insan statüsüne koyarak iş adamı, bürokrat ilan edenlerin çocukları yirmi yaşında iş adamı olurken fakir, fukara Anadolu çocukları yirmi yaşında şehit oluyor?
Fakir, fukara Anadolu çocukları asker, astsubay, subay, polis olmazsa bu vatanı kimler koruyacak hiç düşünüyor muyuz?
Sözde iş adamı geçinen içki sofralarından, kumar masalarından kalkmayan babaların çocukları mı, günlerde gezerek, konken masalarında boy gösteren, şampanya patlatan sigara tüttüren annelerin çocukları mı veya anne ve babasının on sekiz bin Türk Lirası ödeyerek askere göndermediği günlerini, gecelerini barlarda, pavyonlarda geçiren, kadın, kız peşinde gezen züppe oğulları mı koruyacak?
Bu vatanın sınır ve asayiş güvenliği fakir, fukara Anadolu çocuklarına mı zimmetlendi? Balını, kaymağını yemeğe gelince herkes vatansever, çilesini çekmeye, ölmeye, şehit olmaya gelince yürü Anadolu’nun fakir, fukara aslan evlatları öyle mi?
Bu topraklar, bu Anadolu hep ağlayan analarla mı dolu olacak?
Bayramlar zenginlere, yas, keder, üzüntü Anadolu insanına mı düşecek?
Gülmek kodamanlara, sosyetelere, ağlamak Anadolu insanına mı düşecek?
Bahar bürokratlara, on sekiz bin lira ödeyerek çocuğunu askere göndermeyenlere, kış Anadolu insanına mı düşecek?
Fakir fukara Anadolu çocuklarının şehit edilmelerine sebep olan teröristlerin savunuculuğunu yapan, geçmişte dağlarda terörist olarak Türk askerine, Türk Polisine kurşun sıkanlar şimdi milletvekili olacak, TBMM Başkan Vekili olacak, dokunulmazlık zırhına, koruma altına alınacak, makam odası, sekreter verilecek, en üst düzeyden maaş verilecek ama devletine vergisini ödeyen, askerliğini yapan, dürüst, vatansever insanlar işsizlikten evine ekmek götüremeyecek, taşeron, İŞ-KUR veya geçici statüde asgari ücretle köle gibi çalıştırılarak inim, inim inleyecek öyle mi?
Bunun örnekleri başka hangi devletlerde var?
Bizler ne dersek diyelim, ne kadar feryat edersek edelim gerçek bu.
Halen ülkemizin dört bir yanında olduğu gibi Kırşehir’e de şehitler gelmeye devam ediyor. Geçtiğimiz cumartesi günü Bir şehidimizi, bir yiğit evladımızı, ciğerimizi, astsubay Mustafa’mızı Kırşehir Şehitliğinde toprağa verdik.
Şehitlerin ardı arkası kesilmiyor, nasıl yanmasın ciğerlerimiz, nasıl feryat etmeyelim ? Ciğerlerimizde yansa, içimizde parçalansa vatan evlatları ömürlerinin baharında, hayata doymadan birer, birer şehit oluyor, daha kaç askerimiz, polisimiz şehit olacak onu da kimseler bilmiyor.