
Feyiz ve bereketin coştuğu mübarek gecelerimizden biri olan Miraç Kandili, yarın gece idrak edilecek.
İslam alemi, Recep ayının 27. gecesi Cenap-ı Hakk'ın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselamın rehberliğinde Hz. Muhammed'in Allah'ın huzuruna yükseldiği gece olarak kabul ettiği Miraç Kandili'ne hazırlanıyor.
Kırşehir İl Müftülüğü tarafından programın düzenleneceği gecede, hayatımızın muhasebesini yaparak, yaratılmışların en üstünü olan insanoğlunun yaptığı zulümleri sorgulama fırsatını bulacağız.
Hz. Muhammed'in şahsında “insanlığın önüne açılan sınırsız bir yükseliş ufku varlığın özüne yolculuk” anlamına gelen Miraç Kandili 23 Nisan Pazar gecesi kutlanacak.
Ramazanın da içinde bulunduğu, Regaib, Miraç ve Berat kandilleriyle Kadir Gecesi'nin idrak edildiği “Üç Aylar”, 29 Mart’ta başlarken, Hz. Muhammed'in Allah'ın huzuruna yükseldiği gece olarak kabul edilen Miraç Kandili, üç ayların ilki olan Recep ayına denk geliyor.
İslam inancına göre, Hz. Muhammed, Miraç gecesi Cenap-ı Hakk'ın daveti üzerine Cebrail'in rehberliğinde Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya, oradan semaya, yüce alemlere ve ilahi huzura yükseldi.
Hz. Muhammed, yolculuğunda “Burak” adlı binekle seyahat etti. Beş vakit namaz bu gece farz kılındı, Allah'a şirk koşmayanların cennete gireceği müjdesi de bu gecede verildi.
Kırşehir İl Müftüsü Osman Arslan da, Miraç Kandili dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

İl Müftüsü Arslan, “Recep ayının 27. gecesi olan 23 Nisan 2017 Pazar’ı Pazartesi’ye bağlayan gece Peygamberimizin miraca çıkışının sene-i devriyesini idrak edeceğiz. Peygamberimiz, miraç hadisesinden önce çok sıkıntılı günler geçirmişti. Mekke müşriklerinin baskısı artmış, yeni Müslüman olanlara işkence had safhaya çıkmış, Peygamber Efendimiz (as) kısa aralıklarla amcası Ebu Talib'i, sonra da eşi Hz. Hatice'yi kaybetmişti. Bu sıkıntılı ortamda teselli ve hüznü paylaşması gerekenleri kaybetmişti. Müşrikler baskılarını artırmışlardı. Sıkıntılı ortamdan biraz da olsa kurtulmak için Taife gitmiş orada taşlanarak geri çevrilmiş, hüzün içinde Mekke'ye geri dönmüştü. İşte böyle bir ortamda Miraç hadisesi vukuu bulmuştur. İsra, Hz. Peygamber'in, hicretten yaklaşık bir buçuk sene evvel, Receb ayının 27. gecesinde Mekke'de Mescidi Haram'dan alınarak, Burak denilen bir vasıta ile Kudüs'teki Mescidi Aksa'ya götürülmesidir. Miraç ise bu kudsi yolculuğun Mescidi Aksa'dan itibaren Cebrail’in (as) eşliğinde göklere ve Sidretül Münteha'ya kadar devam etmesidir. Bu seyahat ve ulvi yolculuk, Allah Resulünden başka hiçbir Peygambere nasip olmamıştır. Kur’an'da şöyle buyrulmuştur, ‘Kulunu bir gece, ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye Mescidi Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa’ya götüren Allah, bütün noksanlıklardan münezzehtir.’ Miraçta, Peygamberimize (as) ümmeti için Allah'a şirk koşmadan ölenin cennete gireceği; Bakara Suresinin son iki ayeti ve günde beş vakit namaz hediyesi verilmiştir. Miraç, Allah'ın sonsuzluğuna, büyüklüğüne ve birliğine yapılan en görkemli şahitliktir. Miraç'ı hatırlamak ve anmak, günde beş kez namaz ile kapısını çaldığımız Allah'ın sonsuz merhametine yeniden ulaşma dileğidir. Müminin miracı namazdır. Allah'a en yakın olduğumuz an da secde anıdır. Bu duygularla Kırşehir’imizde, ülkemizde ve dünyada yaşayan bütün Müslümanların kutlu Miraç Kandili’ni tebrik ediyor, bu kandilin İslam aleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, insanlığın hidayetine, dünyada yaşanan acı ve göz yaşının yerini kalıcı bir huzur ve barışın almasına vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum” dedi.
MİRAÇ KANDİLİ NEDİR?
Arapçada merdiven, yukarı çıkmak, yükselmek anlamlarını dile getirir. Peygamber Efendimizin (sas) göğe yükselerek Allah’ın huzuruna kabul edilmesi olayıdır. Miraç olayı hicretten bir yıl ya da 17 ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleşir. Olayın iki aşaması vardır. Birinci aşamada Peygamberimiz (s.a.s) Mescid-ül Haram’dan Beytü’l-Makdis’e (Kudüs) götürülür. Kur’an’ın andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında “İsra” adını alır. İkinci aşamayı ise Peygamberimizin (sas) Beytü’l-Makdis’ten Allah’a yükselişi oluşturur. Miraç olarak anılan bu yükselme olayı Kur’an’da anılmaz, ama çok sayıdaki hadiste ayrıntılı biçimde anlatılır.
Miraç Kandili, hadislerde verilen bilgiye göre Peygamberimiz (sas), Kâbe’de Hatim’de ya da amcasının kızı Ümmühani binti Ebi Talib’in evinde yatarken Cebrail gelip göğsünü yarar ve kalbini Zemzem ile yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurdu.
Burak adlı bineğe bindirilerek Beytü’l-Makdis’e getirildi. Burada Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve diğer bazı peygamberler tarafından karşılandı. Peygamberimiz (sas) imam olarak diğer peygamberlere namaz kıldırdı. Peygamberimiz (sas), Beytü’l-Makdis’te kurulan bir Miraç’la ve yanında Cebrail olduğu halde göğe yükselmeye başladı. Göğün birinci katında Hz. Adem, ikinci katında Hz. İsa ve Yahya, üçüncü katında Hz. Yusuf, dördüncü katında Hz. İdris, beşinci katında Hz. Harun, altıncı katında Hz. Musa ve yedinci katında Hz. İbrahim ile görüştü. Cebrail ile birlikte yükseliş Sidretü’l-Münteha’ya kadar sürdü.
Cebrail, “Buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarım” diyerek Sidretü’l Münteha’da kaldı.
Peygamberimiz (sas) buradan itibaren Refref adlı başka bir binekle yükselişini sürdürdü. Bu yükseliş sırasında Cennet ve nimetlerini, Cehennem ve azabını müşahede etti. Sonunda Allah’ın huzuruna kabul edildi. Kendisine ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların Cennet’e gireceği müjdelendi, Bakara suresinin son ayetleri verildi ve beş vakit namaz farz kılındı. Yeniden Refref ile Sidretü’l-Münteha’ya, oradan Burak’la Kudüs’e, oradan da Mekke’ye döndürüldü. “Ayetlerimizden bir kısmını göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah'ın şanı ne yücedir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir.” (Isra 17/1)
Miraç Kandilini Nasıl Değerlendirmeliyiz?
Miraç Kandili’ne özel bir ibadet yoktur. Fakat bu mübarek günü en güzel şekilde idrak edebilmek için gündüzü oruç ile gecesi ile nafile namaz kılarak, miraç ile ilgili ayetleri hem Arapçasından hem de Türkçe manası ile okuyarak anlamaya çalışmak gerekir. Miraç hadisesinde Peygamber Efendimiz, Allah’ın huzuruna kabul edildiği ve beş vakit namazın farz kılındığı mübarek bir andır.
Peygamberimiz ashabına namazda oturdukları vakit “ettahiyyâtü” okumalarını öğretti. Bu tahiyyât, Hz. Muhammed’in (sav) Miraç gecesinde Yüce Allah ile yaptığı selâmlaşmasıdır.
O gece Peygamberimiz Allah'a selâmlarını şöyle arz etti: Et-tahiyyatu lillâhi ve's-salavâtu ve't-tayyibât. (Bütün dualar, senâlar, malî ve bedeni ibadetler Allah'a mahsustur.)
Allah (cc) da, Peygamberimizin selamına şu şekilde karşılık verdi: Es-selamu aleyke eyyühen-nebiyyu va rahmetillâhi ve berakatuh. (Ey Peygamber, Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun.)
Bu kez Peygamber efendimiz şu şekilde karşılık verdi: Es-selâmu aleynâ ve alâ ıbâdi'llahi's-salihîn. (Selam bizlere ve Allah'ın Salih kulları üzerine olsun.)
Bu konuşmaya tanık olan Cebrail (as) Kelime-i şehadet getirir: Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasûluhu (Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur. Yine şehadet ederim ki Hz. Muhammed O'nun kulu ve elçisidir).
Kur’an-ı Kerim okuyarak, Peygamberimizin (asm) mübarek duası olan Cevşen-ül Kebiri okuyarak, aile bireyleriyle birlikte günün mana ve ehemmiyeti hakkında sohbet ederek, Allah rızası için namaz kılarak, hayatımızın geçmiş günleri ve yılları hakkında muhasebe yaparak, günahlarımızın bağışlanması için Allah’tan af dileyerek, sevgili Peygamberimize bol bol salât ve selâm okuyarak, dünya ve ahirete ait dileklerimiz için dua ederek, hastaları, yaşlıları ziyaret ederek; yoksulları, öksüz ve yetimleri sevindirerek, eş-dost ve yakınlarımızla tebrikleşerek, dargın ve küskünleri barıştırarak değerlendirebiliriz.
(HABER: GÜLNAZ CEYLAN)
Muhabir: TE Bilişim