Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Yıldız, yapay zekanın spor alanındaki etkisinin her geçen gün arttığını belirterek, Türkiye’de geliştirilen yerli teknolojilerin sporun birçok branşında aktif olarak kullanıldığını söyledi.
Doç. Dr. Yıldız, yapay zekanın sporda yalnızca performans analizlerinde değil, aynı zamanda sakatlık sonrası rehabilitasyon süreçlerinden antrenman programlamalarına kadar geniş bir alanda etkili olduğunu vurguladı.
Yıldız, üniversitelerde geliştirilen yerli yapay zeka uygulamalarının dünya standartlarında olduğunu belirterek şunları söyledi: "Artık sporcuların performans ölçümleri için pahalı laboratuvar sistemlerine gerek kalmadı. Sadece bir akıllı telefon kamerası ile sporcuların biyomekanik analizleri yapılabiliyor. Bu, hem maliyetleri ciddi ölçüde düşürüyor hem de her antrenöre kendi sahasında test yapabilme imkânı sunuyor. Bu tür sistemler, sporcu yetiştirme süreçlerine büyük katkı sağlıyor ve ülke ekonomisine dolaylı yoldan destek oluyor."
Basketbol, hentbol, yüzme ve tekvando gibi branşlarda kullanılan yerli yapay zeka uygulamalarının dünya örnekleriyle rekabet edebilecek düzeyde olduğunu ifade eden Yıldız, bu alandaki girişimcilerin daha fazla desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti.
"Genç girişimcilerimizin ve üniversite öğrencilerimizin geliştirdiği projeler oldukça kıymetli. Ancak bu teknolojilerin ticarileşmesi için daha fazla yatırım ve destek gerekiyor. Yerli ürünler, global markalarla rekabet etmek zorunda kalıyor. Bu da işin en zorlu kısmı."
Yapay zekanın futboldaki en bilinen kullanımının Video Yardımcı Hakem (VAR) sistemi olduğunu hatırlatan Yıldız, bu sistemin karar destek mekanizması olarak hakemlere yardımcı olduğunu belirtti.
"VAR sistemi aslında bir yazılım. Sahadaki belli referans noktalarından gelen veriler, yapay zeka yardımıyla analiz edilerek hakemin karar sürecine destek sağlıyor. Bu da teknolojinin oyunun adaletine katkı sunduğu önemli bir alan."
Doç. Dr. Yıldız, Türkiye’nin yapay zeka alanındaki potansiyelinin yüksek olduğunu ancak bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilebilmesi için AR-GE yatırımlarının artırılması, yerli girişimcilere destek verilmesi ve millileşme politikalarının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
"Dünyada AR-GE’ye çok ciddi bütçeler ayrılıyor. Bizim de bu yarışta öne çıkabilmemiz için yerli üreticiyi desteklememiz şart. TÜBİTAK gibi kurumlarımız bu sürecin önemli aktörleri. Gençlerimize fırsat verildiğinde çok daha iyisini yapabileceklerine inancımız tam."