Bizim ecdadımız, Kurtuluş Savaşlarında, İstiklal Savaşlarında, Çanakkale cephelerinde, Sarıkamış’ta şehit olan askerlerin, yetim ve öksüz kalan çocukları üzülmesin düşüncesiyle kendi çocuklarını sevmezler, kucaklarına almazlar ve öpüp sarılmazlarmış. Hani bazen büyüklerimiz babalarına, dedelerine sitem ederle ya bizleri sevmediler, başımızı okşamadılar, öpüp, koklamadılar diye.

Bizim ecdadımız, Kurtuluş Savaşlarında, İstiklal Savaşlarında, Çanakkale cephelerinde, Sarıkamış’ta şehit olan askerlerin, yetim ve öksüz kalan çocukları üzülmesin düşüncesiyle kendi çocuklarını sevmezler, kucaklarına almazlar ve öpüp sarılmazlarmış.
Hani bazen büyüklerimiz babalarına, dedelerine sitem ederle ya bizleri sevmediler, başımızı okşamadılar, öpüp, koklamadılar diye. İşte bunun nedeni ecdadımızın tarihine, örf, adet ve geleneklerine saygılı oluşundan dolayıdır.
Oysa devir değişti, çağ değişti mantığıyla şimdi kalmadı bu kadar ince ve anlayışlı düşünmek. herkes kendi halinde, kendi keyfinde, kendi aleminde. Kim ne etsin ki şehitleri, dökülen kanları, ülkenin içinde bulunduğu durumları. Vur patlasın, çal oynasın, çalsın sazlar, oynasın kızlar.
Askerim, polisim şehit edilmiş, insanlarımız ölmüş, ailesi, anası, babası, çocukları ve eşi dışında kimsenin umurunda değil.
2016 yılında diğer illerimizde olduğu gibi Kırşehir’de gencecik evlatlarını şehit verdi. Şehit naşı gelip defnedildiği ana kadar hepimiz ağladık, gözlerimize kan oturdu, “şehitler ölmez vatan bölünmez” nidalarını haykırdık, bayraklarımızı elimize alarak miting alanlarında teröre lanet okuduk. Fakat sonrasında hayat devam ediyor mantığıyla her şeyi unutarak kendi hayatımızı yaşamaya devam ettik.
Tabi ki hayatımızı yaşamayacağız, gülüp eğlenmeyeceğiz, düğünlerimizi yapmayacağız demiyoruz. Sadece ülkemizin terör belası ile iç içe olduğu son üç hafta da yüzden fazla insanımızın hayatını kaybettiği bu günlerde eğlenmenin, oynamanın, zıplamanın, müziğin, davulun, zurnanın dozunu iyi ayarlayalım, kırk insanın şehit olduğunun ertesi gün Kırşehir meydanında ateş yakarak, şarkılar, türküler söyleyerek arkadaşlarımızın alkışları arasında sevgilimize, evlenme teklifi yapmayalım diyoruz. Daha edepli, daha anlayışı olalım, içinde bulunduğumuz günlerin, şehitlerin, evlat acısı yaşayan anne ve babaların, yetim kalan çocukların dertlerine ortak olalım, acılarına saygı gösterelim diyerek evlilik teklifini patırtılar, gürültüler arasında değil usulüne uygun yapalım.
Elbette düğünler olacak, ama böyle günlerde ne olur biraz duyarlı olsak, klakson çalmasak, silahları sıkmasak, havai fişekleri atmasak, arabalarda müzikleri son ayarına kadar açmasak ne olur.
İnanın bazen olanları anlamakta zorluk çekiyorum.
N e oldu bize?
Ne oldu da Kırşehir’e bu kadar sorumsuz, duyarsız olduk?
Neden lüks yaşam, konforlu evler, son model arabalar, çokbilmişlik, kendimizi beğenmişlik ve tatiller aklımızı başımızda aldı?
Neden tarihimize, kültürel değerlerimizi unutur olduk?
Bırakın geçmişimizi neden yaşadığımız acı olayları üç gün de unutan toplum olduk ?
Kırşehir gibi medeniyetlere beşiklik etmiş, Osmanlı İmparatorluğunun kurulmasına öncülük etmiş, Türk Dilinin ve Kültürünün Başkenti Kırşehir’de yaşayanların içerisinde bulunduğumuz günlere, yaşadığımız acı olaylara bakarak biraz anlayışlı olmamız gerekmez mi?
Türkiye’de yaşayanların, Müslüman Türk Milletinin Çanakkale’ye, Sarıkamış’a, kurtuluş savaşlarına ve günümüzde verdiğimiz şehitlere ve acı olaylara saygı duyarak yaşam tarzımızı ayarlasak ne kaybederiz?
Şimdi bu serzenişime çok sayıda eleştiriler gelecek, yazımı sağdan soldan budayarak kendilerine göre ayarlayıp, eğlencelere, kutlamalara, düğünlere karşı olduğum söylenecek. Sen ne diyorsun ölenle ölünmez, hayat devam ediyor, ne yapalım geçmişin yasını mı tutalım, onlar ağlıyor diyerek bizde mi ağlayalım diyenler olacak. Zira geçmişte olduğu gibi bir de gericilikle suçlandık.
Kırşehir’de ve Türkiye’de başını almış gidiyor başıboşluk, insanların sorumsuzca hareket etmesindeki keyfiyete uyarı yapacak, “Dur” diyecek kimse yok. Olmadığı içindir ki Kırşehir’de isteyen istediği gürültüyü yapabiliyor, silahını sıkıyor, havai fişeğini atıyor, müziğini çalıyor. Bizde bunlara efendiler edepli olun deyince suç işlemiyoruz.
Lafı uzatmayayım ve yukarıdaki serzenişimi işinize geldiği gibi değil yazdığım gibi okuyup, anlayalım. Kırşehir’de, Türkiye’de yaşayan Müslüman Türk Milleti olarak dinimize, ahlakımıza, tarihimize, kültürümüze, şehitlerimize, yaşadığımız ortama ve şehitlerimizin ailelerine saygılı olursak ne kaybederiz?
Gelin önce bu durumu irdeleyelim.