17 Ağustos 1999 depremini 25 yaş altı nesil hatırlamaz. Belki ebeveynlerinde veya tarih sayfalarından duymuş olabilirler. Türkiye en acı ve ne kadar can kaybı kesin olarak bilinmeyen Gölcük depremi yaşadı. Devletin açıkladığı kayıp sayısıyla, halk arasında konuşulan sayı arasında çok fark var. Halkın söylemi 40 bin olarak dile getirilirken, devlet verileri bunun 4/1 olarak kayıta geçmiş.
Allah böyle bir felaketi Türk halkına bir daha göstermesin, göstermesinde biz acaba kalıcı bir ders aldık mı? Hiç zannetmiyorum, neden çok katlı yapılarda istenilen standardı uygulamıyoruz.
Uygulanmadığını bizzat gördüm ve yaşadım. Bazı girişimlerde bulundum fakat pek ilgilenen olmadığı gibi, bazı telkin verenlerde oldu, hiç kendini yorma bir şey çıkmaz, fazla kurcalama dediler.
Kırşehir üçüncü fay hattı üzerinde oturan bir şehir. Deprem uzmanlarının tespitine göre yüksek dereceli bir depremin olasılığı düşükte olsa, eğer altının üzerinde bir depremin şehri sileceğini söylüyorlar. Bir felaketi beklemeden eski evlerin yapılandırmaya gidilmesi kuşkuları bir nebzede olsa ortadan kaldırırken, iyice daralan ve günümüz şartlarına cevap veremeyen eski yapıların yıkılıp ve evler arasındaki boşluklarda kullanılır bir duruma getirilmesi şehri biraz yaşanılır duruma getirir.
En önce birleştirilen bir kaç arsanın altına otopark yapılarak park sorunu da biraz olsun çözülür fikrindeyim. Acaba kendini yetkili sananlar ne düşünüyor.
Deprem toplanma alanları ne durumunda ve tahsis edilen alanlara kimler ne yaptı ve kimlere peşkeş çekildi. İhtiyaç duyulduğu zaman elde bulunması gereken deprem vergileri nerelerde ve kimler kullanıyor paraları. Deprem anında halkın toplanması gereken alanların alt yapısı ne durumda. Alt yapısı olmayan bir alanda ve acil çıkış yolları olmayan bos arazide halkı nasıl barındıracaksın. Deprem anında elbette yangınlar olacak, su baskınları olacak, gaz kaçakları olacak, acil yardım için itfaiyenin en kısa zamanda olaya müdahale edecek yollar olacak. Şimdiye kadar böyle bir alt yapı çalışmaları oldu mu, ben görmedim gören yetkili var mı?
Kırşehir Belediye binasının stadın olduğu yere yapılacaktı, Sayın Bahçeci’den en kısa zamanda bu haberin müjdesini bekliyoruz, hadi bakalım. Şimdiki yerinde çok güzel ve bin bir türlü çiçeklerle donatılmış bir park vardı, yine park ve altına da araba garajı yapılmaz mı? Ne dersiniz kaçık fikir mi?
Ankara Caddesi ve devamı olan Terme Caddesine alternatif bir yol düşünmek ve bu yolun Kılıççı çayına paralel olarak Dinekbağı’nın sonuna kadar uzanması kötü fikir mi? Belediyenin böyle bir çalışması var mıdır? Çünkü yeni yapılan hükümet binasının bitiminden sonra, zaten sıkışık olan trafik daha da karmaşık hale gelecek.
Hükümet binasının bitimini beklemeden bu yolun açılması gerekir. Kent Park olarak yapılan ve çok güzel tarım alanını beton yığınına çeviren anlayış, ileriye dönük ihtiyaçları gördüğünde yanlışlığın farkına belki varırlar ama çok geç kalındığının hatalarını düzeltmekte geç kalınmış olur.
Bu türlü yazıların yazıldığında, kraldan çok kralcı olan kimselerin pek hoşuna gitmiyor. Yazarın lakabına hemencecik bir örgüt ismi ekleyip suçlamayı marifet edinen, fön kafalı ve çul kılıklı kendini yetkili, her şeyi iyi bildiğini sananlar atağa kalkıyor. Bu tip insanların genel düşünce sınırları, kendi çıkarları sınırında dışarıya çıkmaz.
Kurban Bayramı gelmeden önce, kurban kesim alanları hazırlansın diyen insanlar, hemen evinin önünde ve hatta banyo küvetinde kesim yapmayı yeğler. Bu yaz mevsiminde, hayvan atıkları ve kanları karasinek, sivrisinek gibi zararlı haşerelerin çok çabuk üreyeceği en ideal yerlerdir. Bunun için belediye gereken önlemleri aldı mı bilmiyorum ama Kırşehir Kurban Bayramı’nda hiç de hoş olmayan, çevre kirliliği ve görsel kirliliğin yaşandığı bir kent halini aldı. Herkes rastgele yerlerde kurban kesti, rastgele yerlere kurulan seyyarlardan kıyma çektirdi. Hele Sebze Pazarı’nın civarında oluşan çevre kirliliğinin önüne hiç geçilmedi. Kırşehirliler bu çirkin görüntülere layık mıydı acaba?
Yol ortasında, kaldırımda kelle ütüp, kıyma çekenlere, teri toplayanlara kim izin verdi bilmem ama Kırşehir’de görünen bu manzaralar Kırşehir’e hiç ama hiç yakışmadı. Bu ilde sorumlular da tatil yaptı 9 günde. Kırşehir adeta kaderine terk edildi. Başıboşluk hakim olunca, insanlar vurdumduymazlık içinde istediği gibi hareket etti.
Değerli okurlarımın ve bütün Müslümanların geçen Kurban Bayramlarını bir kez daha kutluyor, daha nice bayramlar yaşamalarını temenni ediyorum.