Yıllardır bu köşede, bu satırlarda Ahi Evran’ı, Hacı Bektaş’ı, Yunus Emre’yi ve isimlerini vermediğim diğer değerlerimiz için, bu değerler Kırşehir topraklarında doğdular, sadece Kırşehir ve Türkiye’ye değil Dünyaya mal oldular herkes değerlerini biliyor ama bizler bilmiyoruz, gelin bu değerlerimize sahip çıkalım, tanıtımlarına iyi yapalım, Kırşehir’e turist getirelim, Kırşehir ekonomisine katkı sağlayalım şeklinde yazılar yazdıkça birileri sizler neyle uğraşıyorsunuz diye dalga geçtiler, birileri sekiz yüz elli sene gerilere giderek neyi amaçlıyorsunuz, gerilere takılmayın diyerek bize güldüler, birileri de boş işlerle uğraştığımızı söylediler. 
Tabi tüm bu söylenenlere biz güldük ve bizi eleştirenlerin haline acıdık. Çünkü bu insanlar gerçekten Kırşehir’in tarihinden habersiz olup, ellerine bir kitap alıp okumayan, aklı, fikri borsada, markalı arabada, Modalı elbisede, konforlu evlerde olan yaralı parmağa işemeyen cahillerdir dedik. İşte UNESCO 2021 yılını bu cahillerin bilmediği, tanımadığı, dalga geçtikleri Kırşehir topraklarında doğup, yaşayan ve ölen Ahi Evran, Yunus Emre ve Hacı Bektaş gibi değerlerimizin yılı olarak ilan etti. 
Bu durum Kırşehir için gurur kaynağıdır, övünçtür, Kırşehir’e verilen değerdir.  
UNESCO’nun bu kararı geçmişte ve günümüzde siyasilerin Kırşehir’e vermediği değeri vermektir. 1954 yılında oy uğruna Kırşehir’i ilçe yaparak hayattayken hiç ayrılmayan Ahi Evran ile Hacı Bektaş’ı ayıran siyasilere siz bu iki yüce insanı ayıramazsınız mesajıdır, Ahi Evran’ın, Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş’ı Veli’nin varlığından habersiz olan bizlerle dalga geçen  Kırşehir’de ki cahillere şehrinizin ve değerlerinizin kıymetini bilin mesajıdır.  
Kırşehir olarak yapmamız gereken çok işler var. Birincisi ne olursa olsun, ne yapılması gerekiyorsa yapılsın Hacı Bektaş ve diğer ilçelerimizi tekrar alarak Ahi Evran ile Hacı Bektaş’ı kavuşturmalıyız. Çünkü her ne kadar kâğıt üzerinde ayrı olsak o topraklar hem gerçekte, hem gönüllerde bizim topraklarımızdır. İlimizin siyasileri bu konular üzerinde kafa yorar, gayret gösterirlerse iyi olacaktır, Çünkü Kırşehir 1954 yılında yediği bu ağır darbenin altında halen kalkamamıştır, insanlar Kırşehir’i terk etmişler, nüfus göçüne, işsizliğe, yatırımların gelmemesine neden olmuştur. O dönemler beş olan milletvekili sayısı bu gün iki inerek siyasi güç kaybına neden olmuştur. Bizim bir an önce başta Hacı Bektaş olmak üzere elimizden alınan ilçeleri tekrar almak için kampanya başlatmamız hükümet nezdinde girişimlerde bulunmamız gerekmektedir.  
Israrla Hacı Bektaş’ın Kırşehir’e ait olduğunun reklamı yapılmalıdır. Ahi Evran’ın, Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş’ın tanıtımlarının iyi yapılması için Kırşehir Valiliğinin, Kırşehir Belediye Başkanlığı’nın ve Ahi Evran Üniversitesi’nin çalışmalar yapmaları, toplantılar, paneller düzenlemeli. Broşürler, afişler hazırlamalı kitaplar bastırılmalı ve bunlar yurdun dört bir köşesine dağıtılmalıdır. Özellikle her yıl Ahi Evran Üniversitesine yeni gelen öğrencilere Kırşehir gezisi yapılarak anlatılmalıdır. Bu öğrenciler mezun olup, Kırşehir’den gittiklerinde Kırşehir’ i anlatarak reklamını yapacaklardır. 
Unutulmamalıdır ki Kırşehir Türk tarihinin en büyük devletinin kurulduğu, ruh ve fikir tohumlarının ekildiği şehirdir. 
Türkçe yazılan ilk üç eserin Kırşehir’de yazılmasından dolayı Türk Dilinin Başkenti konumundadır. 
UNESCO’nun bu kararıyla Türk’ün delikanlı mayasında var olan fütüvvetin sevgi, saygı, adalet ve liyakat değerleriyle birleşince Kırşehir’in adı ve Ahilik felsefesi, Türk tarihinde  şeref sayfalarına altın harflerle yazılmıştır.  
UNESCO’nun bu kararıyla Ahi Evran, Hacı Bektaş ve Yunus Emre’yi Anadolu da ilmek, ilmek dokunan Ahilik şecaat ve mahviyetiyle buluşturmuştur. 
Bilinmelidir ki Ahilik ne bir şahsın, ne bir topluluğun nede şahısların kendi çıkar ve menfaatleri uğruna kullanacak bir yol, yordam ve çıkar kavgasının içine düştüğü bir menfaat varlığı  zinciri değildir. Ahilik ecdadımızdan kalan emanettir, Bu emanete kendi çıkarlarımız için dokunurken vicdanımız sızlamasa o zaman Kırşehirli olduğumuzdan ve Türklüğümüzden şüphe duymak gerek. 
Evet UNESCO 2021 yılını Ahi Evran, Yunus Emre ve Hacı Bektaş yılı olarak ilan ederek hem Türkiye ve Kırşehir’de bulunan siyasilere 2021 yılını ayırmadan Ahi Evran, Hacı Bektaş ve Yunus Emre yılı ilan ettim sizler de ayırmayan diyerek bir şeyler anlatmış, hem Kırşehir’i ödüllendirmiş, hem Türk tarihinin ve devletinin en büyük şehrini Kırşehir olarak ilan etmiştir.