Şu güzelim ülkemde ve Kırşehirimde insanlara bakıyorum da üzülmemek elde değil. Ülkemin üzerinde dönen dolaplara, çevrilen fırıldaklıklara Kırşehir’de sadece izlemekle yetiniyoruz ne yazık ki… Vatanını, milletini, bayrağını seven hiç kimsenin bunlara duyarsız kalmamalı diye düşünüyorum.

Şu güzelim ülkemde ve Kırşehirimde insanlara bakıyorum da üzülmemek elde değil.
Ülkemin üzerinde dönen dolaplara, çevrilen fırıldaklıklara Kırşehir’de sadece izlemekle yetiniyoruz ne yazık ki…
Vatanını, milletini, bayrağını seven hiç kimsenin bunlara duyarsız kalmamalı diye düşünüyorum.
Ülkücü olmak her insana nasip olmaz.
Ülkücü insan bir amaç uğruna mücadele eder, vereceği mücadelede kendi çıkarına, menfaatine işler yapmaz yapamaz. Çünkü Allah inancına sahiptir. Onu her zaman her yerde gören, duyan birinin olduğunu bilir.
Garibin, yetimin, öksüzün korunacağını vatan toprağının namusu olduğunu, devlet malının korunacağını, onda yetimin şehidin doğmamış çocuğun hakkının olduğunu çok iyi bilir. Bunun haricinde düşünen ülkücülüğü kendine kalkan yapmış, ikiyüzlü, riyakar yapılı insan diyemeyeceğim mahluklardır.
İnsanı yaratan Allah kendisine hesap soracak hiç bir güç ve iktidar olmadığı halde yarattığı hiçbir varlığa ve hiç bir kimseye zul etmeyen, mutlak adil olan ve her şey de dengeyi sağlayan evreni ve içindeki canlıların tamamını müthiş bir ilim hikmetle yaratıp yöneten baş döndürücü bir ilim hikmet sahibi olandır.
Düşüncesinde asla taviz vermeyen insanlar topluluğudur ÜLKÜCÜ olmak.
Bugün geldiğimiz noktada vatanımızın savunmasız, güçsüz kalması için riyakar insanlar topluluğu oluşturmak adına her şey mubah sayılırken dünya menfaatine yapılmayacak hiç bir şeyin olmadığını görmek gerçekten insan olan insanca yaşamak isteyen bu davanın uğruna şehitler veren zulüm görmüş insanları derinden etkilemektedir.
“Küçük olsun, benim olsun” zihniyetinin hakim kılınması adına yapılanlar kendi dalında mükemmelliği yakalamış insanlardan faydalanmak yerine; silmeye, yok edilmeğe, görmezlikten gelinmeğe çalışılması onlara yapılan haksızlıklara ses dahi verilmemeye çalışılması inanç sahibi olduğunu zannettiğimiz dostlarımızın arkadaşlarımızın bizleri ne kadar yanılttığını görmek gerçekten bizleri çok üzmektedir.
Ülkem işgal edilmek istenirken, ÇANAKKALE ruhu unutturulmaya çalışılırken, hainlik, şerefsizlik yapanlara içimizde ve dışarıda göz yumulurken, üç maymun gibi “görmedim, duymadım, bilmiyorum” mantığı ile yine hainlik pirim yaptırılmaya çalışılırken ülkemde gelecek adına bilimde sanayide yapılması gerekenler ne yazık ki yapılamamakta, yeni yetişen nesil rezillikler peşinde İslâmla, Müslümanlıkla, Milliyetçilikle alakası olmayan, gününü gün etmeye çalışan, kazancın helalinden olmasına değil; nasıl, nereden gelirse gelsin mantığı ile yetişiyorsa bu davanın ağbileri yıllarca bizlere anlatılan, bizlere söylenenlerin tersini yapar hale gelmişse, sırtını döndüğünde ilk darbeyi sana aynı görüşe sahip dostun arkadaşın vuruyorsa, herkese bir kulp takılıp insanlar arasında ayrım yapılıyorsa, davanda düşüncende rafa kalkmıştır demektir.
Her gün şehit haberlerinin geldiği Güneydoğu’dan ocaklara ateş düşüyorsa, etrafımızda savaşların sürmesinden suçsuz günahsız insanların ölmesine dünya göz yumuyorsa ve içinde kendi parmağı varsa buna devlet olarak, millet olarak bir şeyler yapamıyorsak bizlerin hali nicedir.
Nasıl bir mantık içimizi sarmıştır anlayamıyorum. Birileri kendi menfaatine helal gelmesin diyerek insanlar arasına nifaklar sokarak kendi menfaatini korumaya almışsa, buna bizleri kullanarak yapıyorsa, ülke imkânlarını, ülkemde mükemmelliği yakalamış bilim insanlarına kapatarak dışa bağımlı muhtaç hale gelmemize göz yumuluyorsa, sanata, sanatkâra üretene, üretim yapmak isteyen insanımız görmezden gelinerek itilip kakılıyorsa, ATATÜRK ilkeleri birilerini rahatsız ediyorsa, okullarda andımızı okumak TÜRKİYE CUMHURİYETİ yazan levhalar kaldırılıp birilerine vatanı peşkeş çekmek hoş karşılanıyorsa vay halimize, vay...
Japonya dün ABD tarafından atom bombasıyla küller içinde bırakılırken o küllerin içerisinden teknoloji devlet-millet sevgisi ile ayağa kalmışsa bizlerin de artık kendimize gelmemiz gerektiği ortadadır.
Ülküsü olmayanın hayatı olmaz. Bizler hala yap-bozlarla uğraşırken vatandaşımızı, bankalarla Agopyana, Kirkora çalıştırmaya devam edersek hem Kırşehir olarak hem de TÜRKİYE olarak kaybetmeye mahkûm yaşamaya devam ederiz.
Milliyetçilik ruhunun ölmemesi dileğimle...