deniz-kilic

 

Ülkem
Gövdenin orta yerinde taşıyorsun ya bu güzel kenti, Kırşehir’i, buradan görmüyor değiliz ya emzikli bir bebek gibi ağlatılan seni.
Ey talihsiz ülkem…
Bizleri taşıyan gövdenden, bizleri toplum yapan Anadolu’ndan, hiçbir şeyin sensiz mümkün olmayacağından, kuvvetinin karşısında hiçbir şeyin duramayacağı gerçeğinden, direnişimi kuşatan varlığından, doğundan, batından, insanca bir yaşamı diliyor ve istiyorum.
Ey sonların sonu…
Bu halkın ve ülkenin kabahatlerini affet. Savaşlara sebep olan kinimizi affet. Anaların gözyaşlarına sinen acıyı affet. Çocukların ellerini üşüten kışları affet. Yetim Ömer’in bedenini çürüten ve tabutlara çivileyen açlığını affet. Otuz dört tekme darbeleriyle Ali’min kalbini alan karanlık sokakları affet. Gövdeleri paramparça çığlıklara karışan, katliamın kurbanı Reyhan’lı sessizliğini affet. Helalinin ve rızkının ayakkabı kutularında saklandığı bu halkın masumiyetini affet. O ruhsuz ve kendi çirkin yaşamına yoran müritlerin topraklarında gezinimi-ni affet. Bugün, Filistin, Libya, Irak ve Suriye’de savaşlarla diyetini ödediğimiz, On İmamların ve Hz. Hüseyin’in kanını götüren Fırat’ı affet. Düşündükçe tükenen kalbimi affet ülkem…
Titreyen ve direnen ellerimle haykırıyorum seni.
Ey halkı ve vatan için gerçekten savaşanları bağrında saklayan ülkem. Onlarca mazluma kucağını açan, eyy yaşamanın ve yurtsuzluğa kavgasını verenlere gülen ülkem, hırsızlardan, katillerden, haramzadelerden, gözünü koltuk ve iktidar hırsı bürümüş deyyuslardan arındıramadığımız için seni, bizi affet!..
Varlığının onuruyla daha fazla direnebilirim. Biliyorum, bedenimi armaya hazır feda onarabilir ruhumu ancak. Bana barışı öğret, kurtuluş savaşının soylu kavgasından şiar, direnmeyi öğret. Bana onuru öğret, bana bütün kaslarımla savaşmayı öğret diliyorum. Beni öfkeden, kinden, elemden, savaştan, hırsızlıktan, yalandan ve cinayetlerden uzak et. Sen ki, onuru için savaşanları görürsün, atılmışlara karşı direnenleri yenilgiye uğratmazsın.
Eyy ülkem…
Bugün halkına çile çektiren kravatlı hırsızların değil, senin varlığın yücedir. Biliyorum ki senden başka maden işçilerinin, canları ardında bıraktığı yetimlerin yangınına koşacak toprak yok. Biliyorum ki, ben ve padişah kıldığımız kursaksızların kanlı elleriyle onları göçüklere terk ettik. Sana itaat etmedik. Ölümlere, sevgisizliğe, acımasızlığa, yoksunluğa karşı dayanacak gücü kalmayan kaç vatanseverin eminim, kanları sana akma arzusuyla dolu. Çalanların, soyanların, öldürenlerin, imansızların dünyasından hepimizi koru !..
Sen benim yoldaşımsın. Her karanlığıma koşarsın. Benim ve halkının başına gelen her belayı def edersin. Beni ve halkını çirkin adamların işkencesinden kurtar. Her şeye sabrederim ama, anaların ağıtlarına, bebelerin açlığına, oğul yitirmiş babaların sarsılan omuzlarına ve senin yokluğuna dayanamam. Beni savaşçı kıl, beni kuşandır, beni güçlü kıl, beni halkından ve acılarından geri düşürme. Beni emrine al. Her geçen gün koparılan canının yılmaz neferi olayım. İmanım, direncim, yoldaşım, bir beyaz bu eşsiz sınırların içinde beni insan yapan sen, inandığım sensin. Zalimlerin gazabından koru bizi.
Bu hale getirdiğimiz saflığını ne çok kirlettik ve ne çok yalaka figürlerle satarak küçülttük, hatalarımızı bağışla. Gözlerimi sana çevirdim, umudumu sana uzattım, silahların ve katillerin gölgesinde ağlayan bir ben ve halkın ile umutlar içinde sana geldik, tüm benliğinle sana sığınıyoruz…
Bu kutsal topraklarını ve onurumuzu satanlardan bizi koru!..