Kendi aralarındaki sorunları çözemeyen, düşmanlarla işbirliği yapan Arap Ülkeleri, İsrail zulmüne karşı birleşemezler. İslam Alemi, ABD.’nin (Amerika Birleşik Devletleri) sattığı silahların ve savunma sistemlerinin İsrail’e karşı kullanılamadığını, İsrail’in, Katar’ın başkenti Doha’ya yaptığı saldırıda gördüler. Buna rağmen silah üretiminde, savunma konsepti oluşturmada ortak hareket edeceklerini, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Arap Birliği, olağanüstü ortak zirvesinin ardından yayınlanan bildiride, Türkiye’nin çabalarına rağmen ifade edemediler. Bu ülkelere güvenilerek yola çıkılmayacağını önceki yazılarımda siz okuyucularımla paylaşmıştım.
İsrail, Gazze’de soykırım yaparken başta Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere; Ürdün, Mısır, Cezayir, Fas ve Bahreyn, Katar ve Suudi Arabistan, İsrail ile ticareti kesmemişler, devam etmişlerdir. Öte yandan bu saydığım ülkelerin tamamı ABD’den silah ve mühimmat almayı sürdürmüşlerdir. Düşmanı ile ticaret yapan, silah alan ülkeler mi Gazze’deki zavallılar için lüks yaşamlarından feragat edecekler? Altından yapılmış tahtlarında ve saraylarda konfor içinde yaşayan krallar Gazze’nin derdiyle mi dertlenecek? ABD. başkanı Trump’ın bilgisi dahilinde İsrail’in Katar’a saldırdığı ayan beyan ortada iken Katar Başbakanı, Trump’ın çağrısı üzerine o’nun ayağına gidiyor ve o’nun verdiği yemeğe katılıyor.
MİT (Türk Milli İstihbarat Teşkilatı) olmasaydı Doha’da soykırımcı İsrail, Hamas üyelerini katledeceklerdi. Bu suikastı MİT engellemiştir. Katar’ın başkenti Doha’da bulunan Hamas müzakere heyetine, İsrail’in 10 adet F35 savaş uçağı ile düzenlediği suikastın başarılı olmamasını MİT çok hassas bir radar teknolojisi sayesinde öğrenmiş ve Hamas üyelerine mesaj geçmiştir. Mesajda; onlara cep telefonlarınızı bulunduğunuz binada olduğu gibi bırakın ve oradan uzaklaşın. İsrail uçakları, şu anda bulunduğunuz binayı bombalamak için geliyor, 8 dakikanız var diyor, bu mesaj üzerine Hamas üyeleri telefonlarını bırakarak bulundukları binadan uzaklaşıyorlar. Helal olsun MİT’e, teşekkürler savunma sanayimizi güçlendirenlere.
Netanyahu hükümetinin esas amacının bir yandan Filistin’deki katliam ve soykırımı sürdürürken diğer yandan hiçbir ayrım yapmadan tüm bölgeyi istikrarsızlığa sürüklemek olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Karşımızda kaostan ve kandan beslenen bir terör zihniyeti ve onun vücut bulduğu bir devlet var. Son dönemde haddini bilmez bazı İsrail’li siyasetçi müsveddeleri, büyük İsrail hezeyanıyla sık sık İslam alemini ve Türkiye’yi tehdit etmektedirler. Arabulucu Katar’a saldırı İsrail’in haydutluğunu artık farklı bir boyuta taşımıştır. İsrail’in tek korktuğu ülke Türkiye’dir, bunu yazarları çizerleri açıkça ifade etmektedirler. Ey Arap alemi, ABD, goya Katar’ı korumak için üst kurmuş ama Katar’ın güvendiği dağlara kar yağıyor. Söz konusu İsrail saldırısı olunca, Katar’a verdiği silahlar çalışmıyor, koruma kalkanı işe yaramıyor. İsrail, Katar’a saldıracağını ABD’ye bildiriyor, ABD onam veriyor ve İsrail’in saldıracağını müttefiki Katar’a bildirmediği gibi koruma kalkanın da çalışmasını engelliyor. Arap ülkelerinin kurtuluşu yine Türkiye’den geçer. Kıskançlığı ve geçmişte yaptıkları ihaneti unutup, silah ve mühimmatları Türkiye’den temin etmeliler. Aksi taktirde İsrail hepsini yakacaktır.