Son yıllarda özellikle kilo verme amacıyla tercih edilen tek öğün beslenme, sanıldığının aksine sağlık üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabiliyor. Diyetisyen Şevval Uzun, bu beslenme modelinin bireyler üzerinde yaratabileceği risklere dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu.
Tek öğün beslenmenin günümüzde sıkça tercih edildiğini belirten Uzun, bu yöntemin özellikle yoğun tempoda çalışan bireylerde halsizlik, yorgunluk ve performans düşüklüğüne neden olabileceğini ifade etti. Her bireyin yaşam tarzı, metabolizması ve sağlık durumu farklı olduğu için, beslenme düzeninin kişiye özel olarak planlanması gerektiğinin altını çizdi.
Metabolizma hızını yavaşlatıyor!
Diyetisyen Uzun, tek öğün beslenmenin uzun vadede metabolizma hızını olumsuz etkileyebileceğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Vücudumuz, tek öğünlük bir düzene alıştığında bunu bir tehdit olarak algılıyor ve savunma mekanizması geliştiriyor. Bu da metabolizmanın yavaşlamasına, dolayısıyla kilo kaybının durmasına ya da kilo alımına neden oluyor.”
Bilinçsiz yapılan şok diyetlerin de benzer şekilde sağlığa zarar verdiğini vurgulayan Uzun, bireylerin mutlaka uzman kontrolünde, kan tahlilleri ve vücut ölçümlerine uygun diyet programları ile beslenmeleri gerektiğini söyledi.
Beslenmede ana öğün ve ara öğün dengesi şart!
Sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturulurken öğün ve ara öğünlerin zamanlamasının büyük önem taşıdığını belirten Uzun, “Ana öğünler arasında ortalama 4 saat, ara öğünler arasında ise 1,5 ila 2 saatlik aralar olmalı. Bu şekilde hem kan şekeri dengede tutulur hem de gün içindeki kaçamaklar kontrol altına alınabilir.” dedi.
Her bireyin günlük öğün sayısı ve porsiyon miktarının farklılık gösterdiğini belirten Diyetisyen Şevval Uzun, sözlerini şöyle tamamladı: “Sağlıklı bir şekilde kilo kaybı ve dengeli beslenme için mutlaka bir diyetisyene danışılmalı. Kişiye özel diyet programları sayesinde hem sağlıklı kalabilir hem de ideal kiloya ulaşmak mümkün olabilir.”
