Okumak için meraklı olmak gerektiğine inananlardanım, gel gör ki toplum olarak geçim sıkıntısı hastalık çoluk çocuk derdi bizleri bu hasletimizden uzaklaştırdı desem afaki konuşmamış olurum.
İnanın bir çok insan bırak kitap okumayı günlük haberlerden dahi bir haber geziyor. Toplumumuz yaşadığı ekonomik travma dahil bir çok olaylardan dolayı artık depresyon ilacı kullanıyor.
Bir de işin acı gerçeği yeni yetişen gençlerimizin bir çoğu ot çöp hap müptelası olmuş. Yazık oluyor bu kadar emek verilerek yetişen gençliğimize, umutla bakılan gelecek görülen neslimiz duygusuz, sorun aramaktan, dövüşmekten çekinmeyen, beşeri ilişkilerden uzak geleceğini göremeyen insan olarak toplumun ülkemin başına bela olarak durmaktadır .
Eğitimden bir haber, sınıfta öğretmenine saygısız argo konuşmaktan çekinmeyen, her an patlamaya hazır bomba gibi durmaktadır.
Yeni yetişen neslimiz hayatı zehir saçan, taraflı yayın yapmakta olan ulusal basında gösterilen yalancı hayat gibi görmektedir.
Nasıl, kim, ne şekilde bu çocuklarımıza gerçek hayatı anlatacak? Bu çocuklarımızı üretime, ülke ekonomisine, kendi yaşamına nasıl katkı verir hale getireceğiz?
Ülkemiz politikasında bu ve benzeri konularda bir program sunan, torpilsiz adam, kayırmadan, kollamadan iş yapan acaba idarecilerimiz var mı?
O kadar çok karmaşık eğitim sistemine tabi bir başka ülke var mı, onu da bilmiyorum.
Bizler yaşını yaşamış hayatının her evresinde belirli tecrübeleri üzerinde taşıyan, belirli yaş kesimiyiz. Benim babam bizler derslere önem vermedikçe oturur, kendi hayatını bizlere anlatırdı. Ayağında, ayakkabısı, bacağında pantolonu olmadığını anlatırken gözlerinden yaşlar süzülürdü. Yokluğu, yoksulluğu iliklerine kadar yaşadığı sıkıntıları anlatır, vatan-bayrak sevgisinden bahseder, büyük babasının Çanakkale’de kaldığını, öksüzlük yetimliğin bizim ailede bir madalya olduğuna övünçle bahseder ve bizlerin çok çalışmasını isterdi.
Akşam ezanı okunduğunda, yemek sofrasında aile fertlerinin hepsinin olmasına önem verir, o sofrada verilen öğütleri ve aile bireylerinin sorunlarının konuşulduğunu çok iyi hatırlarım.
Şimdi bu yazdıklarımın mümkün olmadığını görüyor ve neden bu hallere geldiğimizi çok iyi analiz edebiliyorum.
Tarihler yaşamış bir milletin çocukları, yetişkinleri olarak bu vatan topraklarında tarihler yazmış birçok insanımız var, bunları iyi-kötü diye ayırdığımızda iyiler hep ön planda olması gerekir diye düşünüyorum.
Yaşadığım şehrim, Kırşehir Anadolu’nun bozkırı, tarih kokan şehrimizin de kendine özgü isimleri ile müsemma o kadar çok insanımız var ki…
Bunların kimisi sözleri, yaşantısı ve yiğitliği ile kimisi yaptığı hizmetlerle anılır. Toplum içerisinde sözü geçen şahısları hayatta ise onure ederek, vefat edenleri ise rahmetle anmak bizlerin başlıca görevi olmalıdır diye düşünüyorum. Çünkü vefalı olmak bunu gerektirir. Hizmet edenleri, topluma örnek çalışmaları olanlara vefasızlık yapmayalım ki, gelecek nesiller de onların izinde yürüsün, Kırşehir için, bizler için, ülkemiz ve milletimiz için hizmet etsin, örnek olsun.
Bütün insanların yaşam boyunca istediği iyi olarak anılmaktır, desem yanılmam. Bence Kırşehir yerel yönetimi bir hatıra resim galerisi oluşturup bu insanlarımızı yeni yetişen neslin tanıması adına mükemmel bir hizmet yapmış olur derim.
Çaresizlikler içerisinde yaptığı hizmetlerle bu şehre ve insanına hizmet eden gerek bürokrat gerekse sadece kendi şahsi kredisi ile bu şehirde imzası olan, tarih yazan isim isim sayacağım, fakat içlerinde bir tanesini unutsam hicap duyacağımdan dolayı yazmak istemediğim, hayatta olanların ellerinden öperken rahmete kavuşanlara mekanları cennet olsun demeye kendime onur sayarım.
Bizler KIRŞEHİR tarihini çok iyi bilmek zorundayız ve bu şehre hizmetleri ile değer katan her ferde ne kadar teşekkür etsek azdır derim.
Yaşamın her anında tarihi olaylara şahit oluyoruz, önemli olan bu şehre hizmet etmek, edebilmek.
Nasrettin Hoca’nın iki oğlu varmış. Birisi evine kerpiç kesmiş, diğeri ekin ekmiş. Birisi yağmur beklerken diğeri yağmur yağmasını istemezmiş.
Şimdi yeniden başlayan bir yıla “merhaba” dedik ve önümüzde de yaşayacağımız yerel seçimler var. Görelim, bakalım bu yıl kime iyi gelecek göreceğiz inşallah.
Hayat kimine kolay kimine zor gelir. Bizimkisi Kırşehirimizin kalkınması için kim ne yapmış ve yapacaksa ALLAH İŞİNİ RAS GETİRSİN DEMEK.