Dünyayı etkisi altına alan koronavirüsü, ülkemizin de tüm yerleşim yerlerinde ektili oldu ve her alanda ağır hasarlar oluşturdu. Zira sosyal çöküntüler, ekonomik kayıp ve yitirilen canlar.
Ülkemizde devlet ve millet olarak gerekli mücadele verildi ve halende devam etmektedir. Milletimiz tüm olumsuzluklara rağmen devletin aldığı önlemlere uymak suretiyle uzun süren mücadeleye katkı verdi. 
Hafta sonları sokağa çıkma kısıtlaması getirildi, iş yerleri çoğunluk olarak kapatıldı, bunda insanların sağlığı, sosyal davranışları, ekonomileri zarar gördü. Zaten çare bulunamayan işsizliğe bu süreçte yenileri de eklendi. 
Elbette bu tür salgın karşısında tüm dünya devletleri gibi ülkemiz de hazırlıksız yakalandı. Zaten kötü olan ekonomi, ciddi anlamda zarar gördü ve kriz derinleştikçe hem milletin hem de devletin ekonomisi zarar gördü.
Vaka sayılarında meydana gelen artış tehlikeli boyutlara ulaşınca da tam kapanma elbette kaçınılmazdı. Ancak nasıl tam kapanma olduğu anlaşılamadı. Zira birçok vatandaş kısıtlamadan muaf olduğuna dair belgelendirilmiş ve sokaklarda zaman geçirmesine devam etti. Hal böyle olunca da kapanma sürecinde vaka sayısında çok da önemli düşüş yaşanmadı.
Daha öncesinden var olan ve koronavirüsü ile birlikte kendini daha fazla hissettiren ekonomik kriz derinleşiyor. Elbette ki tüm vatandaşımız bundan da olumsuz etkileniyor, artık daha fazla dayanılamaz hal almaya başladı. İşte bu nedenle çoğu iş yerleri açıldı, eğitim başlıyor, ekonominin çarkları dönmeye başladı. Anlaşılan sadece hafta sonu kısıtlamaları yapılacak.
Şimdi sokakta kısa süre sonra vaka artar yeniden her yer kapanır söylemleri yaygın konuşuluyor. Yani kapanma süresinde çok insanın sokakta olması ve vaka sayısının önemli ölçüde düşmemesi endişeleri artırmaktadır.
Yasaklar şimdilik gitti ama geri gelmemeli,
Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması normal ama uygulanabilir olmalı, İşyerleri artık kapanmamalı,
Halen kapalı tutulan iş yerleri de bir an evvel açılmalı,
Turizm alanları faaliyetine başlamalı,
Millet nişanını, düğününü yapabilmelidir.
Ancak; Devlet bu süreci iyi yönetmeli, halkın çoğunluğu aşılanmalı ve ayrıca her birey de kurallara harfiyen uyulmalı ki, bir an evvel salgın hastalık belasından kurtulmalıyız. Bakınız Avrupa ülkeleri sağlıkta sınıfta kaldı denildi ama hiç de öyle değil birçok Avrupa ülkesi artık normal yaşantısına döndü bile.
Ülkemizde zor bir kapanma süreci yaşandı, şimdi ise kontrollü bir şekilde normalleşme içerisindeyiz. Her şeye rağmen, ülkemizde ve Kırşehir’de salgın hastalık fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak insanlığı tehdit etmeye devam etmektedir. Öyleyse ekonomik, kültürel, sosyal çöküntülerden kurtulmak için koronavirüsü ile mücadele etmek her bir vatandaşın ayrı ayrı görevidir.