Kırşehir’de olduğu gibi güzel ülkemizin her yerinde, caddelerinde, sokaklarında, park ve bahçelerinde ortalık bizden çok Suriyelilerle doldu taştı. 
Şuan ülkeye giren Suriyeli sayısı neredeyse 3.5 milyonu buldu, bu sayının 5 milyon olması içten bile değil. Bu rakam maalesef Avrupa’da birçok ülkenin neredeyse nüfusu kadar… Yürümekte zorlanıyoruz bazen caddelerde. Kimi bacağınıza sarılıyor para dileniyor, kimi cadde ve sokak park ve bahçelerde şurada burada el açıp yardım istiyor.
Aldığımız duyumlara göre birçok fuhuş olayları da yaşanmaya çoktan başlanmış bile. 
İşsiz güçsüz olan bu insanlar park ve bahçelerde memleketin karısına kızına hatta gencine musallat olmaya başlamış bile. Kulağımıza gelen daha değişik duyumlar da var!. 
Bir de kiraladıkları evlerde tıkış kakış 15-20 hatta daha fazla insan birlikte kalmakta apartman sakinlerini bezdirip çileden çıkartmaktalar. Bunlar sadece bizim gözlediklerimiz. 
Bu konu haftalardır tartışılıyor “Acaba Suriyeliler Türk vatandaşlığına alınsın mı alınmasın mı?”
Herkes kendince yorum yapıyor; kimileri alınmaması yönünde görüş bildirirken, kimileri de “İnsanız alalım, ne olacak ki!” diyor. 
Siyasi partilerimizde ise durum farklı! Hükümet alınması yönünde çalışmalara başladı bile ve büyük ihtimal bunun kararı da önümüzdeki günlerde verilecek.
Muhalefet ise alınmaması yönünde görüş bildiriyor. 
Bir de olayın vatandaş boyutu var ki onlar daha da öfkeli “Neden sadece Suriyelilere vatandaşlık veriliyor? Neden Türkmenlere veya başka ülke vatandaşlarına aynı haklar verilmiyor? Kardeşlik ise diğerleri de bizim kardeşimiz, ülkenin vatandaşını doyurabildik mi ki yabancıları doyuralım iş, aş verelim? Bizim asker, polis şehit ailelerimize ev veremez iken Suriyelilere devlet ev yapmasının, bu Suriyelilere vatandaşlık verilmesinin ana sebebi siyasi hesaptır, siyasi hesap yoksa vatandaşlık verilmeden de bu ülkede yaşayıp istediği insani haktan faydalanabilirler“ gibi kendilerince haklı birçok rahatsızlığı dile getirmekteler.
Olayı tersinden okuyalım… Allah korusun ülkemiz karışsa, iç savaş çıksa biz de Suriye’ye kaçsak veya sığınmak mecburiyetinde kalsak (bizde böyle bir durum asla olmaz ölürüz yine vatanımızı terk etmeyiz, terk edenlerin kanında bozukluk var orası net) durum ne olurdu acaba!!!
Lafını etmek bile ölümden kötü… 
Acaba onların din kardeşi olur muyduk biz de veya bizi misafir kabul ederler miydi, evlerini, yurtlarını, sofralarını gönüllerini bizlere açarlar mıydı?
Dünya’da bizi değil Suriye, hiçbir ülke kabul etmezdi, bizi etse etse bir tek deniz kabul ederdi!..
Suriye’de yaşamak dursun bizi ziyaretçi olarak bile kabul etmezlerdi. Ne de olsa eskiden beri kalmış bir Türk-Arap anlaşmazlığı var. Olmasa bile biz vatanı terk edip gitmek şöyle dursun kanımızın son damlasına ve en son nefesimize kadar ülkemizi savunur, gerekeni yapardık tıpkı daha evvel yaptığımız gibi. Ölürüz ama vatanımızı asla terk etmeyiz. Yine de böyle bir şeyi Allah kimsenin başına vermesin…
Gelelim önce Türk vatandaşı olmak için aranan şartlar neler kanun ne diyor?
5901 sayılı Vatandaşlık kanununun 11. Maddesinde; Kendi millî kanununa, vatansız ise Türk kanunlarına göre ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmak, Başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye'de kesintisiz beş yıl ikamet etmek, Türkiye'de yerleşmeye karar verdiğini davranışları ile teyit etmek, genel sağlık bakımından tehlike teşkil eden bir hastalığı bulunmamak, iyi ahlak sahibi olmak, yeteri kadar Türkçe konuşabilmek, Türkiye'de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olmak, Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak, şartları aranmakta bu şartlar uysa bile Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılarda, yukarıda sayılan şartlarla birlikte, taşıdıkları devlet vatandaşlığından çıkma şartı da aranabilir.
Bu takdirin kullanılmasına ilişkin esasların tespiti Bakanlar Kurulunun yetkisindedir. Yani sözün kısası devlet isterse bu Suriyeleri vatandaşlığa alabilir. Bu tür kritik kararları daha öncekilerde olduğu gibi referanduma götürmek yani bu halk ile birlikte yaşaması düşünülen Suriyelilerin halkın kararı ile vatandaşlık verilip verilmemesine karar verilmesi daha hakkaniyetli olur diye düşünüyorum… 
Suriyelilere keyfi vatandaşlık verilip, yıllardır didinip uğraşıp ta devlet dairesinde iş bulamayan, büyük zorluklarla üniversiteye girmeye çalışan, atanamayıp başka ülkenin kapısını bekleyen, bu ülkenin gerçek vatandaşlarına sağlanmayan haklar bu Suriyelilere sağlanmamalıdır. Kendi öz evladına, asker, polis şehit ailesine, ihtiyaç sahibi ülkenin fakir, kimsesiz insanlarına ev yaptırmayıp elin Suriyelisine bırakın TOKİ’den ev yaptırmayı bunu dillendirmek bile vicdanımızda büyük yara açar. Bu hayata geçirildiği takdirde Ülkenin gerçek sahibi vatandaşların devletine ve kanun koyucularına güveni büyük ölçüde zedelenecektir.
Sevgi ile kalın…