Stres paralı, seyir bedava

BİR süredir Avrupa’dayım. Kırşehir’de hemşehrilerimden uzakta, torunlarla, çocuklarlayım.


Şimdi Kırşehir’i uzakta takip ediyorum. Gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”le memleketim Kırşehir’den havadisler alıyorum. Günlerimin çoğu boş. Gezmenin dışında oturuyor, televizyon izlemek zorunda kalıyorum.
Televizyon yayıncılığı bayağı zahmetli ve masraflı bir iştir. Evvela yetişmiş teknik eleman ister, teknolojik gelişmeleri, teknoloji üreten kurumlar dikte ettiği için, ürettiği teknolojiyi mütemadiyen piyasaya pazarlama politikası izler, tabi bunlar hep paraya dayanan maddi külfetler, bunu karşılayacak kaynakların hesabını iyi yapması gerekiyor, televizyon işletmecileri.
Devlet TV’leri dışındaki kanalların tek gelir kaynağı olan reklam ve bağışlar olduğuna göre, bunun içinde reyting yapması lazım yoksa reyting yapmayan programlara reklam vermiyor firmalar. Kemal Sunal filimler ile de işler pek yürümüyor. Artık kimse seyretmiyor denilse de yine de kötünün en iyisi olarak mecburiyetten ve ucuz olduğundan ekranlara yansıtılıyor.
Allahtan bir Kemal Sunal zamanın yaşam koşullarını yansıtan filimler çekmişte, bunların birçoğu seyirciler tarafından hâlâ zevkle seyrediliyor. Olmasa televizyon seyircisinin bakmak istediği filimler çok pahalı, dizi çekimleri yine elaman ve para ister.
Kala kala fi tarihinde kalma eski kovboy filmleri veya mikrofonu bir genç kızın eline verip köy köy dolaştırıp, ekmek açan kadınların yaşantılarını çekmek veya şimdi moda olan yöresel yemek programı yapma ayağında, köy meydanında portatif masa hazırlayıp birde iyi zurna çalan ayarlayarak, halay eşliğinde tarhana çorbası festivali yapmak kaldı.
Yine en iyisi bu tip festivaller olsa gerek. Hiç olmazsa doğal yaşamı yansıtıyor olması. Geriye kala kala aslanların doğa yaşantısıyla evlenme programları kaldı. En çok izlenen programlar kategorisinde yerlerini koruyor bu filimler.
Toplum olarak bizimde kavga ve kavgacıyı seviyor olmamız, dolayısıyla popüler yayınlar oluyor bu tip programlar. Çünkü kavga, döğüş gır gır geyik muhabbetleri, ne istersen var, iyide reyting yapmıyor değil hani, izdivaç programları. Kırşehir’de de bu programlara rağbet olduğunu biliyorum zaten.
Kırşehir’de Hatta koca koca yaşlı başlı adamlar hanımlarına “Bak canımı sıkma giderim evlenme programına birini alır gelirim üstüne!” diye tehditvari konuşmalar bile yaptıklarına şahidim.
Ne diyelim benim aslan hemşehrilerime pazarları bol olsun!
Bildiğim kadarıyla beş tane TV kanalı böyle programla kadınları ekran başına kilitliyor. Kadınları kilitliyor da erkekler bakmıyor değil. Esas onlar bu programların tiryakisi olmuş durumda, hatta hastalık derecesine kadar vardığını kendimden biliyorum. Başlangıçta evde hır çıkmasın diye, yarı uyur yarı uyanık bakıyor gibi yaparken, birde baktım ki bizde bağımlılık haline gelmiş. Şimdi biz evde başlıyoruz, falanla feşmekânla kırıştırıyor, karşı taraf yok öyle değil şıllığın gönlü Hıdır’da, hayır Hıdır Zeynep’le mercimeği fırınlıyorlar derken sunucu veya alt yazıyla bomba patlattı bilmem hangi aday talibinde şok açıklama, hayda bomba patlamış!
Hıdır Zeynep’le sosyal medyada çetleşmiş. Tabi bu çetleşme işini bizim hanıma anlatmak bayağı zorda olsa izah ettik sanıyorum şimdilik. Tabi ileri zamanlarda unutup yine ters yorumlar yapıp muhalefete geçmez ise.
Biz yönü başka tarafa çeviriyoruz, aha yeni bir aday gelmiş dördüncü evliliği için talibini arıyor. Her koca bir kaçını temizleyerek üst çenede diş kalmamış, tabi bu arada yaşta ilerlemiş kendisi de garantili bir evlilik yapmak istiyor. İlk kriterleri gayet normal ve masum.
Baştan gelecek talibin en az üç bin TL geliri olacak, iki tane evi olacak ve daha önceki cenklerde yitirdiği dişleri yaptırılacak. Yalnız doktor tavsiyesi implant olacakmış, yani on beş bin TL kadarmış.
Eh bu kriterlere razı olan ve kabullenen beyler sıraya girsin. Tabi beğenen olursa, kadının yüzüne bakanın kırk gün nasibi eksilir. Derken arkalardan bir çığlık, gürültü ve ağlayarak genç bir kız ortaya atılıyor, saadetimle oynuyor akşam kızlarla mesajlaşırken yakaladım nişanı bozuyorum. Bu kızın iki ay içerisinde üçüncü nişan bozması. Tam bir komedi, bir curcuna hiç mi bir yetkili sorumlu yok Allah aşkına bu rezaletleri bir sonlandıracak. Hâlbuki programı sunan bayağı tecrübeli birisi, o bu işlerin nasıl olduğunu daha iyi bilen bir hanım, kendisinin sayısız evlilikleri var bayağı tecrübeli sayılır, neden yardımcı olmuyor.
Bildiğim kadarıyla TÜRKSAT üzerinde yayın yapan kanal sayısı 300’ün üzerinde. Hepsi de bir şeyler satıyor, aklınıza ne gelirse var. Yiyecekten giyeceğe kadar. Hazır dualardan hac malzemelerine, davul tozundan minare gölgesine kadar, ne istersen hemen adrese gönderiliyor. Alana hayırlı olursa tabi.