Şampiyonluk mu?

Aç tavuk rüyasında darı görürmüş. Bu futbolla mı şampiyon olacağız?
Sezon başında aydığımız duyumlara göre hedefimiz şampiyonluktu. Umut etmek idealleri büyük tutmak çok güzel.
Çok güzel de temennilerle hiç bir yere varılmıyor. Yani lafla peynir gemisi yürümüyor.
Şampiyon olmak için
1.Önce yönetici olarak işi iyi bileceksin,
2.Hedrefin şampiyonluksa futbol tüccarlarına mahkûm olmayacaksın.
3.Alacağın futbolcuları, teknik ekibi daha önceden kendin belirleyeceksin.
4.Her attığın adımı takımın için atacaksın.
5.Devamlı olabilmek için altyapını iyi kuracaksın.
Bütün bunları yaptıktan sonra iş sahaya kalacak.
Sezon başında getirdiğiniz hoca ve ekibini kim önerdi, alınan futbolcuları kim transfer etti?
Yönetimi kim neye göre oluşturdu? İçlerinde kaç tanesi futbol piyasasını tanıyor?
Sadece soruyorum, belki biliyorlardır.
Çünkü birebir kimler var yönetimde bilmiyorum.
Bütün bilgilerine rağmen şansları yaver gitmemiş.
Devre arası teknik heyet değişikliğini neye göre, neden yaptınız?
Değişen ne var, eski tas, eski hamam!
Yine ara transferleri kim neye göre yaptı?
Daha önce de yazdım ara transferde alınan futbolcu takıma doğrudan direkt katkıda bulunmalı.
Doğru ise Hollanda’dan üçüncü kaleci alınacakmış!
O mu şampiyonluğa ilaç olacakmış?
Güldürmeyin insanı!
Bayburt maçını izlerken futboldan tiksindi geldi. Futbol mu oynandı, düş, yat, kalk mı oynandı belli değil!
Bir de hakem faciası var. Son yıllarda izlediğim en zavallı hakemdi.
Bayburt haklı olarak beraberliğe razıydı. Çünkü şampiyonluğa oynayan bir takımla oynuyorlardı!
Biz ne yaptık maçı kazanmak adına? Sıfıra sıfır elde var sıfır!
Rakip 65-70 dakika on kişi oynadı. Buna rağmen bir tek gol pozisyonumuz ikinci yarıda oyuna gören Yaşar’la oluştu. Başka bir pozisyon var mı hatırlamıyorum.
Rakip kapanmış, biz hamam ceza sahasına top şişiriyoruz. Ne yapmamız gerekiyor rakip savunmayı çözmek için? Onu da ben söylersem ayıp olur!
Bir de gönderilen hocaya veryansın ediyorduk oyunu okuyamıyor, oyuncu değişikliklerini yapamıyor diye.
Bu arkadaş ne yapıyor?
O da kenarda bizim gibi maç izliyor!
Yaşar gibi yararlı bir forveti kulübede tutuyor, oyuncu değişikliği yapıyor, 7 numara sahada kalıyor, 21 numarayı oyundan alıyor! 7 sahada ise maç zaten 10’a 10 oynanıyordu.
Bu arada taraftarlar da çok suskundu. Ara sıra yapılan tezahüratlarda Amigo Halil içindi. Bir tuhaflık var ama anlayamadım.
Uzun lafın kısası ümit etmekle, dilemekle olmuyor bu işler. Önce gerçekçi önlemler alacaksın, ondan sonra sonucu bekleyeceksin.
Bu kafayla bir arpa boyu yol gidemeyiz.
Yol alanlar futbol simsarları olur.
Şampiyonluk mu? Sana sevdanın yolları, bana kurşunlar!

***

Geçmiş olsun Türkiye…

Elazığ ve Malatya’da yaşanan deprem faciasında bir çok yurttaşımızı kaybettik, binin üzerinde de yaralımız var. Canını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Acı bir haber de Amerika’dan geldi. Ünlü NBA basketbolcusu Kobe Bryand helikopter kazasında kızıyla birlikte hayatını kaybetti. Onlara da Allah’tan rahmet. Ailesine sabırlar diliyorum.
Geçmiş olsun Türkiye… Başın sağ olsun Amerika…

ABDURRAHMAN CEM