Kırşehirspor 1969 yılında kurulmuş, yıllarca 3. Lig ve 2. Lig’te başarıyla ilimizi temsil etmiş, ancak kötü yönetimler sonucu amatör kümeye düşüp silinip gitmişti.  
Yıllarca 2. Lig ve 3. Lig’de şehrimizi temsil eden Kırşehirspor ve ona yıllarca fedakârca yöneticilik yapan hemşehrilerimiz vardı. 
Hatta o yıllarda Kırşehir’in kendi evlatları bu takımda yıllarca karşılıksız ve severek forma giyiyordu. 1984 yılına kadar zaman zaman sıkıntılar yaşasa ve asansör takım olsa da mücadele ettiği her sezonda forma giyen futbolcular yeşil-beyazlı formanın hakkını vermişlerdi. 
İşte yukarıdaki fotoğraf 1989-1990 sezonunda 3. Lig’te mücadele eden Kırşehirspor kadrosu…
Bu fotoğrafı o sezon başarıyla forma giyen futbolcularımızı sizlere kısaca tanıtalım.
Ayaktakiler: Soldan sağa: Murat, Menderes, Sertaç, Mustafa Türkmen, Sinan, Tahsin.
Oturanlar soldan sağa: Yüksel, Adil, Cemal, Hakan,  Ömer. B. Yaşar, K. Mehmet, Selami, Yılmaz, H. Ahmet, Amigo Cevat, Feyzullah. 
Ayaktakilerden soldan sağa Murat, Kırşehirspor ayrıldıktan sonra Kahramanmaraş’a  döndü, bir takımı amatörde şampiyon yaparak 3. Lige çıkardı. Bu ilde masterler takımında oynuyor. Halen Orman Genel Müdürlüğü’nün muhasebe biriminde çalışıyor.
İkinci sıradaki Menderes Arık ta Kayseri Büyükşehir Belediyespor’a döndü. Burada bir süre çalıştıktan sonra evlenip yurt dışına gitti. Halen Almanya’da market işletiyor.
Üçüncü sıradaki Sertaç, Süper Lig ekiplerinden Antalyasporda Scout ekibinde antrenörlük yapıyor.
Dördüncü sıradaki Mustafa Türkmen, yeşil-beyazlı ekibimizde başarılı oldu. Başarılı futbolunun yanı sıra kişiliği ile herkesin gönlünde yer bulan Mustafa  Türkmen yeşil-beyazlı ekibimizden Ispartaspor’a transfer oldu ve burada 3 sezon forma giydikten sonra memleketi Kayseri’ye yerleşti.Burada pastırma-sucuk üzerine kendisine ait işyerini çalıştırıyor. Türkiye Futbol Antrenörler Derneği Kongre Üyesi olan Mustafa Türkmen, Kayseri TÜFAD yönetim kurulunda 21 yıldır görev alıyor. Kayseri spor yönetim kurulunda da görev alan Türkmen, Kayseri Masterlerin kuruluşunda görev aldı. Geçen yıl ciddi bir rahatsız geçiren ve karaciğer nakli olan Türkmen günlerini Trabzon’da istirahatte geçiriyor.
Mustafa Türkmen’in yarındaki Sinan Özdoğan, kaleci ve antrenör olarak uzun yıllar Kırşehirspor’a hizmet verdi.
1980 yılında futbola Kırşehirspor’un alt yapısında başlayan Sinan, Yeşil-beyazlı formayla ilk kez 1982 yılında profesyonel oldu. 5 yıl boyunca bu takımın kalesini koruduktan sonra 1987 yılında Kırşehirspor’dan ayrılarak Kastamonuspor’a imza attı. Kısa süren Kastamonuspor macerasının ardından 1 yıllığına kiralık olarak Bartınspor’a transfer oldu.
1991 senesinde tekrar futbola başladığım takım olan Kırşehirspor’a, yani memleketime, yuvasına geri döndü.
İkinci Kırşehirspor macerası ise kısa sürdü ve hemen ardından Yozgatspor’a transfer oldu. Yozgatspor’da bir sezon geçirdikten sonra Aydın’ın Sökespor takımına transfer oldu. Sökespor’da 2 yıl futbol hayatımı devam ettirdikten sonra, Bilecikspor’a transfer oldu. Bilecikspor’da 3 yıllık futbol maceramın sonunda bu kez isim değişikliği yapan Kırşehir Petlasspor’a transfer oldum. Petlasspor’da forma giyerken 2002-2003 sezonunda aktif futbol yaşantıma son verdi. Kırşehirspor’a şampiyon yaşatan Teknik Direktör Cevdet Uzunköprü ile birlikte ekibimizde antrenörlüğü başlayan Sinan ilk antrenörlük hayatında Kırşehirspor’la şampiyonluk sevinci yaşayarak 2. Lige yükseldi.
Şampiyon olduktan sonra takımdan ayrılan Cevdet Uzunköprü,  ile birlikte  Ünyespor’a transfer olan Sinan burada Ünyespor ile şampiyonluk yaşayarak  2. Lige yükseldik. İkinci Lig’te de başarımız devam etti ve üst üste play-off oynadık.
Sinan Özdoğan,  Yozgatspor, Tarsus İdman Yurduspor, Kahramanmaraşsspor, Diyarbakırspor, Konyaspor, Anadolu Selçukluspor, Kayseri Erciyesspor, Nazilli Belediyespor ve Ispartaspor başta olmak üzere pek çok takımda teknik direktör ve antrenör olarak görev yaptı.
Yeni sezonda Kırşehir Belediyespor’da kaleci antrenörü olarak görev yapacak olan Sinan’ın yanındaki Tahsin de Ankara ekibi Ankara Demirspor’da Kırşehirspor’a transfer oldu ve yeşil-beyazlı formaya büyük katkılar sundu.  Kırşehirspor’dan ayrıldıktan sonra yuvasına döndü. Ankara Demirsporda stad müdürü olarak görev de yaptı.
Oturanlardan soldan sağa ise ilk sıradaki Yüksel orta sahada top oynardı. Şortunda hakem düdüğü bulundurur, ne zaman rakip Kırşehirspor kalesinde bir tehlikeli bir pozisyon bulsa çaktırmadan düdüğü öttürür ve rakibin de sanki hakem çalışıyormuş gibi durması ve avantajını kaybetmesine neden olurdu. Yüksel Kırşehirspor’dan ayrıldıktan sonra Ankara’ya döndü ve öğretmenlik mesleğine başladı.
Yüksel’in yanındaki ise Adil. Kırşehirliyle evli. Ankara’da yaşıyor ve kafe sorumlusu. 
Oturanlardan üçüncü sıradaki ise Kırşehir’in evladı Ömer Filizgök. Kırşehir’de futbola Oralspor amatör takımında başlayan, çalışkanlığı, dürüstlüğü ve efendiliği ile yıllarını Kırşehirspor’a veren Ömer Filizgök, profesyonel futbol hayatının ardından uzun yıllar amatör takımlarda antrenör olarak hizmet verdi. 
1986-1987 sezonunda Kırşehirspor’da profesyonel olan Ömer Filizgök, uzun yıllar yeşil-beyazlı forma altında sağ açık ve sağ bek olarak oynadı. Başarısının yanında centilmenliği ile Kırşehirspor taraftarlarının hep takdirini topladı. 10 yıllık profesyonel futbol hayatında hiçbir maçta kırmızı kart görmeyerek centilmenliğini de ortaya koydu. 1990 yılında gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”in düzenlediği “Yılın Sporcusu” anketinde birinci çıkarak “Yılın Sporcusu” seçildi ve ödülünü 28 Mart 1991 tarihinde aldı. Çok sayıda çiçek ve hediye alan Ömer Filizgök hayatının en mutlu gününü yaşadı. Belediye Başkanı Dr. Cahit Gürses de kendi cebinden Ömer’e 1 milyon liralık ödül verdi.
Kırşehirspor’da 10 yıl profesyonel futbol hayatını sürdüren Ömer Filizgök, 1989’da Kırşehir Belediyesi’ne girdi. Belediye Gelir Şefliği’nde 33 yıldır aynı yerde dürüstlüğü, çalışkanlığı ve halka gösterdiği yakın ilgi ve sevgi ile çalışıyor. 
Kırşehir’de Nice Belediye Başkanları geldi, geçti. CHP’lisi de, MHP’lisi de, AK Partilisi de onunla çalışmaktan hiçbir sorun yaşamadı. Çünkü o işini yapan, dürüstlüğü ve çalışkanlığı tescil edilen bir kişi olduğu için bu görevine devam ediyor. Hatta zaman zaman onu daha üst görevlere, şefliğe, müdürlüğe getirmek istediler ama o hiçbirisinin teklifine olumlu bakmadı. Yani siyasallaşmadı, siyasilerle birlikte olmadı. Onun tek siyasi görüşü var o da Kırşehir sevdalılığı…
Nice sıkıntılar, nice cefalar çeken Ömer belki de bundan olsa gerek saçlarını genç yaşta, yani 25 yaşında döktüğü için Kırşehirspor’lu taraftarlar onu “Kel Ömer” diye sevse de o bundan gocunmadı.  Ömer 10 yıl bu formayı giyerken hiçbir zaman transferde parayı düşünmedi. Ona ne verdilerse imzaladı. Bazen futbolcu, bazen antrenör, bazen malzemeci, bazen aşçı, bazen yönetici, bazen masör oldu. Parasını alamadığı için antrenmana ya da maça çıkmamazlık yapmadı. Takımını yarı yolda bırakmadı. “para da para” demedi. Dışarıdan transfer edilen futbolculara transfer ücretleri, maaşları, primleri tıkır tıkır ödendi, Ömer’e gelince “hallederiz” diye ekildi, yayıldı. Ama hiçbirisine gönül koymadı. Kırıldıysa, üzüldüyse dışa vurmadı. Memleket çocuğu olarak ikinci, üçüncü plana koyanlar geldi, geçti, gitti. Bunların hiçbirisini Kırşehirliler hatırlamıyor. Ama Ömer hala dimdik ayakta, Kırşehirlilerle iç içe onların sevgi ve saygısıyla caddede, sokakta… Bu onur ve şeref de Ömer için yeter de artar bile…
Ömer Filizgök’ün yanındaki Cemal Çıldır. Dikmenspor'dan gelen Cemal Çıldır, iki sezon Kırişeihrspor formasını terlettkten sonra sırasıyla Sökespor, Eskişehirspor, Afyonspor, Denizlispor, Konyaspor, Hacettepespor, Karabükspor ve Kastamonu takımlarında yıllarca başarıyla top koşturdu. Ardından Kastamonuspor, Bulancakspor, Keçiören, Ümraniyespor, Denizli Büyükşehir Belediye, Sivas Belediyespor, Yozgatspor, Nevşehirspor, Çubukspor'da tesknik adamlık yaptı. Şuan hala  farklı kulüplerde gçrev alarak .Türk futboluna katkı sağlıyor.  
Oturanlardan sağ baştaki ise Kırşehirli Hakan Kılıç. Bu futbolcumuzun Kırşehirspor’dan ayrıldıktan sonra Bodrum’da yaşadığını, ama ne iş yaptığını biliyorum.
Yukarıdaki kadroda yer alan ve yeşil-beyazlı formaya hizmet veren bütün futbolcularımıza sağlık ve mutluluk dolu bir ömür diliyorum.  *SALİH GÜNER