19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı’nın 101. Yıldönümü.
Şöyle geçmiş yıllara gidince sevinsek mi, üzülsek mi insanın kafası karışıyor. Geçmiş yılların kutlamalarına bakıyorsun, haftalarca sürer hazırlıklar, şimdiye bakıyorsun kutlama yapmamak için yaratılan sıradan bahaneler. 2020 yılını saymıyorum. Çünkü bu yıl engel koranavirüsü salgını. Dünyanın hazırlığını yapmış olsaydık bile bu salgın kutlamalara için vermezdi.
***
Öğretmenliğimin ilk yılında Karabük’teki büyüklerim beni tören komutanlığına layık görmüşlerdi. Hazırlıklar Ekim ayında başlamıştı. Bu süreçte deneyimli öğretmenlerim Avni Tahmaz, Altay Yegül, Mahmure Yegül’ün destekleri, yardımları ile çok güzel bir tören düzenlemiştik ve bakanlık tarafından plâketle ödüllendirilmiştim.
***
Biraz geriye gidelim.
Gerçekten milli bayramlara çok ciddi şekilde önem verilirdi. Yöneticiler çok dikkat eder, kılı kırk yararlardı. Özellikle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları hazırlıkları çok daha titiz yapılırdı.
Ekim-Kasım aylarında bayram hazırlıkları için toplantılar başlar, günlerce sürerdi. Yapılan bütün çalışmalar titizlikle dosyalanır bakanlığa gönderilir, aynı titizlikle orada incelenir, varsa eksiklikler tarafımıza not edilir, tekrar bakanlığın onayına gönderilirdi. Onaydan sonra dosya yürürlüğe girerdi.
***
Sonra eğitim-öğretimin ikinci yarısında sahada yapılacak gösteriler için provalar yapılırdı. 8-10 provadan aşağı olmazdı. Çok sıkı çalışmalar yapardık. Sıcak, soğuk, yağmur hiç bizi engellemezdi. Eksiklikler olana ek prova günleri alınırdı. Bu provalar bayramdan 2 ay önce başlardı. 17 Mayıs’ta genel prova yapar, bayrama hazır hale gelirdik. Tabi çalışmalar yetkililer tarafımızdan sürekli denetlenirdi. Çok ciddi çalışmalar olurdu. Ve 19 Mayıs günü statta büyük bir halk katılımı ile coşkulu kutlamalar, gösteriler yapılır, tören bitiminde mülki amirler, kutlama komitesini halkın önünde tebrik eder, onları onere ederlerdi.
Gerçekten tribünlerde yer bulmak çok zor olduğu için bayram sabahı halk erkenden tribünlere doldurmaya başlarlardı.
O günleri özlemle anıyorum.
***
BAYRAK...

Bir de Samsun’dan yola çıkan 19 Mayıs günü Ankara’da Cumhurbaşkanımıza sunulacak olan bir bayrağımız vardı.
Bu Türk Bayrağı Samsun’dan yomla çıkar ve güzergâh üzerindeki illerden geçenek Ankara’ya ulaştırılırdı. Bayrağımız kesinlikle arabalarda taşınmaz, her ilin atletleri tarafından ellerde taşınırdı. Taa Samsun’dan Ankara’da kadar...
***
Güzergâhta Kırşehir ilimiz de vardı. 17 Mayıs’ta saat 18.00’te Kılıççı Köprüsü’nden Mucur atletlerinden teslim alınır, yollarda bekleyen atletlerce elden ele taşınarak belediye binası önüne getirilir, oradaki törenden sonra Belediye Başkanı odasında sabaha kadar misafir edilir, izciler tarafından nöbet tutarak korunurdu.
18 Mayıs sabahı saat 06.00’da bayrağımızı izcilerden teslim alır, yine yoldaki atletlerle Kalan atletlerine teslim ederdik. Yağmur, çamur, soğuk bizi durduramazdı. Hiç unutmuyorum. Bir sene18 Mayıs’ta bayrağımızı götürürken lapa lapa kar yağmıştı.
***
Kırşehir-Kaman yolu üzerinde Aydınlar köyü vardı. O zamanki Aydınlar Köyü Muhtarı mekânı cennet olsun yol kenarına masaları kurdurur, görevli herkese süt ikram ederdi. Bu her sene hiç aksamadan devam ederdi.
Gerçekten özlüyoruz. Hey gidi günler...
19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun...

Abdurrahman Cem