Son günlerde ülke gündeminde CHP var.

İstanbul eski il başkanı ve milletvekili Gürsel Tekin’in kişisel görüşünü açıklamasının, arkasından İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu’nun karşı çıkışı ile açıklamaları sanki millet ittifakına zarar vermek için hazırlanmış gibi bir algı oluşturdu. O nedenle gündem de millet ittifakı var, zira bu ittifak adım adım iktidara yürüyor.

İlk bakışta bu tür açıklamaların millet ittifakına zarar verdiği ve iktidarın ekmeğine de yağ sürülüyor gibi düşünülebilir, ancak pek öyle olduğu görülmüyor. Tabi seçim sathına girdiğimiz şu günlerde özellikle siyasilerin bu gibi kişisel görüşlerini açıklarken dikkatli davranmaları gerekir. Ayrıca medyada, basında siyasi partiler adına yapılması gereken açıklamaları da parti yetkilileri yapması gerekir. Her siyasetçinin yaptığı açıklamalar partiyi de bağlamaz.

Kendisine yöneltilen bir soru üzerine Tekin’in “HDP’ye de bakanlık verilebilir” sözü, tartışmaları beraberinde getirdi. Her ne kadar bu söz Gürsel Tekin’in kendi düşüncesi olsa da CHP’nin de vekilidir. Deneyimli bir siyasetçinin böylesine ciddi bir hataya düşmemesi gerekiyordu. Zira CHP ile HDP arasında resmi bir çalışma olmadığı da ortada.

Ayrıca, İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu uzun zamandan beri en küçük olayda bile yaptığı açıklamalarla CHP’ye vurmak ve Millet İttifakını tartışmaya açmak için elinden geleni ardına koymuyor. Daha önceki açıklamaları ve son yaptığı çıkışa bakıldığı zaman hem millet ittifakına hem de kendi partisine zarar veriyor.

Bu tür tartışmalar iktidar ve medyası tarafından doğal olarak gündemden düşürülmüyor, konuşuluyor, tartışılıyor millet ittifakı yıpratılmak isteniyor. İyi güzel, bu konu gündemden düşürülmeden konuşuluyor tartışılıyor da asıl memlekette konuşulması gereken, tartışılması gereken konular hiç gündeme getirilmiyor. Mesela hayat pahalılığı, yoksulluk, insanların alım güçlerinin her geçen gün azalması, yüksek enflasyon, üretimsizlik, geçim sıkıntısı çekenlerin acı dramı, işsizlik, asıl konuşulması gereken konular bunlar.

Burada millet ittifakının yıprandığı falan yok, liderlerin ardı ardına yaptığı açıklamalar da bunu gösteriyor zaten. Millet ittifakını oluşturan siyasi partilerin liderlerinin kararlı bir şekilde memleketin geleceği için ellerinden geleni yaptığı görülüyor. Elbette son sözü Kırşehir seçmeni söyleyecek, Türkiye seçmeni söyleyecek.

Son sözü millet söyleyecek millet…