Türkiye alınan erken seçim kararıyla yeni bir dönemece girdi. Bu süreçte Kırşehir’de nasibini alacak.
Şimdi her şey sil baştan olacak.
Hazırlanan projeler, yatırım için hazırlıklar ve çeşitli planlar askıya alınacak.
Herkes önce aday adayı sonrasında aday olmak için var gücüyle tüm imkanlarını seferber edecek.
Siyaset bu kendine güvenen, imkânı olan herkesin hür iradesiyle aday adayı olma hakkı vardır. Aday adaylığından sonra kimler aday olabilecek onu da bilen biliyor. Geçmişte partilerinde iz bırakan, sevilen, çevresi ve saygınlığı olanlar aday olacaktır.
Özetle “İş bilenin, kılıç kuşananın.”
Ancak seçim rüzgarı aday adaylığı ve adaylık dönemlerinde Kırşehir’de bir başka eseceğe benziyor. Her seçim döneminde olduğu gibi aday adaylığı dönemlerinde “kambersiz düğün olmaz” deyiminde olduğu gibi kendi reklamını yapmak isteyen, adını duyurmak isteyen, ben ölmedim buradayım diyen aynı kişiler aday adayı olacaklar, panolara resimlerini astıracaklar, esnafları, evleri gezecekler ve unvan sahibi olacaklar. Hele bu kişiler birde iktidar partisinden yana hareket ederlerse değmeyin keyiflerine aday olamazlarsa da bir beklenti içerisine girerler. Eeee boşuna mı aday adayı oldular? Kaz gelecek yerden tavuk esirgenir mi hiç?
Asılında bu durum sadece Kırşehir’e özel bir durum değildir. Diğer illerde vardır her seçim döneminde aday adayı olan, kendilerini dev aynasında gören, bulunmaz Hint kumaşı zanneden benzer kişiler. Bunlar kendilerine göre olmazsa olmazlardan icraat yapıcı, iş bitirici, memleket sorunlarını çözecek etik insanlardır.
Kırşehir’de aday adaylıkları döneminde kalıplaşmış, adı ve yüzleri ezberlenmiş kişiler ortaya çıkınca beni bir gülme alıyor ve kendi kendime bu nasıl memleket bunlardan başka adam mı yok her zaman aynı kişiler, aynı yüzler, aynı isimler ortaya çıkıyor, bunların geçmişte Kırşehir’e ne faydası oldu, ileride ne faydaları olacak sorularını soruyor ve cevabı bende biliyorum, kendileri de biliyorlar Kırşehir’e bir çivi çakmadıklarını ve sadece kendilerine çalıştıklarını, verme ağacının değil alma ağacının altında büyüdüklerini.
Oysa meselenin bu kadar basit olmaması gerekiyor. Aday adayı olmak, aday olmak, milletvekili ve belediye başkanı olmak önüne gelen herkesin işi değildir. Kırşehir olarak bizler şu ana kadar seçtiğimiz siyasetçilerden ne gördük Kırşehir’e kalıcı ne yatırım yaptılar, işsizlik mi azaldı, fabrikalar mı çoğaldı, göç mü durdu, demiryolu mu geldi, hava alanı mı yapıldı ne yapıldı Kırşehir’e hiçbir şey.
Hiçbir il iktidardan ve siyasetçiden Kırşehir kadar zarar görmedi.
Hiçbir il bana oy vermiyor denilerek ilçe haline getirilmedi.
Hiçbir ile iktidarlar tarafından Kırşehir kadar üvey evlat muamelesi yapılmadı.
Sonucunda da Kırşehir sanayileşmedi, demir yolu gelmedi, hava alanı yapılmadı, diğer yatırımlar gelmedi ve küçük bir il olarak sürünüp duruyor.
Sadece birileri gecesini gündüzüne katarak, çok çalışarak projeler hazırladı, bakanlarla görüştü Kırşehir’e her şey yapılıyor, Kırşehir uçuyor, koşuyor, zıplıyor, gelişiyor dendi, gazetelerde haberler yapıldı ama orta da bir icraat yok. Kısaca adı var kendi yok.
İnkar etmemek gerekir Kırşehir’de sadece proje üreten, yatırım yapan, Kırşehir’i modern şehir kimliği kazandıran Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin ileriye dönük yapmış olduğu hizmetler dışında başka bir şey yok.
Vesselam aday adaylığı döneminde kimler aday adayı olacak ben biliyorum. Sizler de merak etmeyin yine aynı kişiler, aynı yüzler, aynı isimler aday adayı olarak karşınıza gelecekler, panolara resimlerini asacaklar.
Allah yardımcımız olsun.
Acaba bu yazı yazmakla hata mı yaptım? Yok canım hata yapmamışımdır. Çünkü benim yaptığım hata çok büyütülür, sansasyon yaratılır, memleket meselesi haline getirilir ve üç beş kişinin tep telefonunda resim olarak paylaşılır aylarca hatta yıllarca konuşulur.

YÖK öğrencilerin geleceğini belirleyecek sınav sorularında, Milli Eğitim Bakanlığı açık lise sorularında hata yaparlar ve onların hataları milyonları mağdur eder benim yaptığım hata gibi olay yaratmaz, gündeme gelmez.
Zira her şeyin mükemmel gittiği, sıfır hata ile çalışıldığı bir yerde sadece ben hata yapıyorum. Hem de çok büyük hata.
Demek ki büyük insanların hatası da büyük oluyor.
Benim yanımda YÖK’ün Bakanlıkların adı mı okunur ?
Ben geçmişte hata yaptım, bu günde yapıyorum, yarın da yapacağın çünkü ben insanım ve iş yapıyorum.
Onun için bu yazıyı yazmakla hata yaptığımı zannetmiyor ve yazımı güzel bir hikaye ile bitirmek istiyorum.
Köyün birinde seçim sabahı oy kullanmaya giden karı koca sandığa oylarını atmışlar, eve dönüyorlarmış.
Kahvenin önünden geçerken adama; “Gel birlikte çay içelim “ diyerek bağırmışlar.
Adam karısını eve yollayıp, kahveye takılmış.
Akşam üzeri elinde bir yumurta ile eve dönmüş.
Karısı:
“Ne elindeki?”
Adam:
“Yumurta, görmüyon mu?”
“Gördüm de neyin nesi anlayamadım!”
Adam başlamış anlatmaya...
“Kahvede otururken biri geldi, bana bir yumurta verdi. Hediye!”
“İyi de ne olacak bu yumurta?”
“Zengin olacağız... Yumurtayı karşı komşunun kümesindeki tavukların altına koyacağım, civcivler çıktıktan sonra bir tane dişi alacağım. Bu dişi büyüyüp tavuk olacak, bir sürü yumurtlayacak. Onları da kuluçkaya yatıracağım, yine civcivler gelecek. Sonunda o kadar çok civciv, tavuk, yumurta olacak ki, bunları satıp bir inek alacağım!”
Karısı “eee!” diye meraklanmış:
“İneği, komşunun öküzüyle çiftleştireceğiz. Doğan buzağıyla o kadar çok ineğimiz, öküzümüz olacak ki, satıp bir ev, birkaç tarla alacağız. Sonunda çok paramız olacak. Paranın üçte biriyle yine ev ve tarla, üçte biriyle üst baş, üçte biriyle mobilya, beyaz eşya alırız.”
“Sonra?”
“Üçte birden kalan parayla da, ben biraz gezip tozacağım!”
Kadın hırsla yerinden kalmış:
“Tek başına gezip tozacaksın öyle mi?”
“Öyle!”
Kadın yumurtayı bir hışımla kapıp, yere atıp kırmış.
Yumurta gibi hayaller de kırılmış.
Kim bilir aday adaylığı ve seçim sonucunda açılacak sandıklarda kaç yumurta kırılacak?
Siz, siz olun, olmayacak türden fazla hayallere kapılmayın.
Sonra üzülürsünüz.