Bu son yerel seçimlerin sonuçları gösterdi ki bu siyasi konjonktürde yeni yüzleri aramızda sıkça görmeye başlayacağız.
Mesela artık şunu herkes net söyleyebilir; Kılıçdaroğlu miadını doldurdu yerine İmamoğlu hazırlanıyor.
Neden İstanbul seçimi ABD’yi, İsrail’i, Avrupa’yı ilgilendiriyor?
Peki, neden Paris Belediye Başkanı İstanbul seçimi için mesaj atıyor?
Neden Yunan basını “İstanbul'u aldık!” çığlıkları atıyor?
İstanbul'u kim kimden alıyor?
Hiç düşündünüz mü İmamoğlu'nu düne kadar kimse tanımıyorken bugün herkesin desteğini almış gibi gözüküyor?
İlginç şeyler oluyor ülke de dikkat etmek lazım.
Dün Köşke gidip Erdoğan'a yalakalık yapmanız nasıl yanlış ise bugün de İmamoğlu için Tweet atmanız aynı oranda yanlıştır.
Biz daha önce bunu da dile getirmiştik. Bir kısım çevre bu memlekette Tayyip Erdoğan'a kızdıkları kadar Apo’ya, Demirtaş’a kızmadı.
Hatta öyle ki devletin başında Tayyip olacağına demirtaş olsun, hatta daha da ileri giderek apo gelsin diyecek kadar alçaldınız. (Bu isimler özel olmadığı için baş harflerini özellikle küçük yazdım)
Bir cümle de sözde sanatçıyım diyen bazı kimliksizlere söylemek istiyorum.
Şimdi eğri oturup dost doğru konuşalım; İstanbul seçimlerinin yenilenmesi ile ilgili açıklama yapan sözüm ona sanatçılar! Neden şehit haberi geldiğinde bir tweet atmıyor bir açıklama yapmıyor, yapamıyorlar?
Zeytin Dalı Harekâtı’ndaki askerlerimize moral veren sanatçılara verdiğiniz tepkileri unutmadık.
Belki unutmuşsunuzdur Yusuf Güney’in şehit ailesi ziyareti sonrası yazdığınız yorumları da unutmadık. Bu sadece bir örnek.
15 Temmuz darbe girişiminde Erdoğan'a destek veren sanatçılara yalaka dediğinizi unutmadık.
Peki, onlar yalaka oluyor da siz ne oluyorsunuz? Siz ne ayaksınız bir söyleyin hadi.
Demokrasi, insan hakları, laiklik, çağdaşlık, modernlik… Hep sizin anladığınız şekilde olmak zorunda değil mi? Yoksa o ne demokrasi, ne insan hakları ne de laiklik olur… İşinize bakın kardeşim işinize…
Gezi’de el ele, kol kola yürürken bu memlekette bir tek şehit ailesinin evine el ele, kol kola gidip başsağlığı dilediniz mi? Dilemediniz, dileyemezsiniz.
Sözde sanatçısınız dimi? Toplumun sesisiniz? Mesela 15 Temmuz’da neredeydiniz?
PKK teröristleri kundaktaki çocukları katlederken neredeydiniz?
Dilinizden hiç çıkarmadığınız Cumhuriyet için mitingleri yapılırken sahi nerede idiniz?
Hani toplumun sesi idiniz?
Verin orada da tepkinizi de görelim, aydın mısınız, demokrat mı, her ne iseniz. Ama veremezsiniz. Çünkü siz emir komuta ile hareket eden beyinlerini kiraya vermiş sanatçılarsınız.
Daha önce sağdan soldan birçok parti kapatıldı neden tepki vermediniz?
Kılık kıyafet özgürlüğü olmasına rağmen okuldan atılan işten çıkarılanlar oldu sesinizi çıkarmadınız.
Bu ilkenin kadınının kızının hatta küçücük çocukların ırzına geçtiler yürümediniz açıklama yapmadınız.
Siz kendiniz bir söz söyleyemez tepki gösteremezsiniz ancak ipiniz elinizde olanların söylemlerini dillendirir siniz.
Ama artık karşınız da aptal, akılsız, geri zekâlı ve sizin söylemlerinizle yönlenecek saf bir topluluk yok kandıramaz etkileyemezsiniz.
Siz ancak ahlaksızlıklarınızla gündem olabilirsiniz. Tıpkı birbirinizin karısına sevgilisine kız arkadaşına göz dikip bu da yetmiyormuş gibi gazetelere manşet olmayı marifet bildiğiniz gibi…!
Siz hala bu kutsal memleketin evlatlarına üstten bakıp hakaret etmeye devam edin. İnançlarına değerlerine kutsallarına saldırmayı sürdürün.
Unutmayın ki siz ancak sizin gibi olanları etki altına alabilir onların alkışlarını alabilirsiniz. Berkin Elvan'lara ağıt yakıp Yasin Börü’lerin adını bile anmazsınız çünkü sizin kanınızda bozukluk var.
Vatana, bayrağa, ezana küfretmekle entel dantel değil ancak vatansız olursunuz.
Tıpkı içki içmekle aydın olmayıp sarhoş olduğunuz gibi.
Çağdaşlığı inançsızlıkta aramakla aydın değil sadece dinsiz olursunuz.
Ne olursanız olun milletin öz değerleri ile alay etmeyle modern değil post modern olursunuz.
Milletin değerlerine savaş açınca devrimci, entelektüel, aydın değil ancak kiliseye papaz olursunuz.
Aynen Türkiye Cumhuriyetini başka ülkelere şikâyet edip demokrat değil hain olduğunuz gibi.
Bu ülkeyi sevmiyor musunuz olabilir o zaman defolup gidin sevdiğiniz ülkede yaşayın.
Tıpkı birilerinin defolup gittiği gibi.!
Ama bu güzel ülkenin üzerinden kirli ellerinizi ve salyalı dillerinizi çekin. Gidin o salyalı dilinizle kimin neresini ve neyini yalayacak sanız yalayın.
Bu ülkenin kutsalı toprağı, dini, ezanı, bayrağı ordusudur, tıpkı Yavuz’u, Fatih’i, Abdülhamit’i ve Mustafa Kemal’i gibi…
Bence siz gidin sanatınızla, müziğinizle, filmlerinizle ilgilenin siyaset sizin işiniz asla değil.
Unutmayın sizi meşhur edip ünlü yapan aşağıladığınız hakir görüp inanç ve değerlerine saygısızlık ettiğiniz bu halktı. Bu güzel ülkenin güzel insanları bundan evvel neye oy kullandı ise bundan sonra da kendi tercihleri doğrultusunda oyunu hür ve özgürce kullanacaktır.
Siz istediğiniz kadar “koyun” deyin, aşağılayın, ötekileştirip ayrıştırın.
Bu aşağıladığınız halk artık sizin istediğiniz gibi asla olmayacak bunu böyle bilin.
Bu seçimlerde bu gidişata “hayır” diyen de “evet” diyen de, sağa veren de, sola verende bu ülkenin öz evladıdır. Asıl siz hangi ülkenin evladısınız?