Yeni eğitim sisteminin müfredatı okuyunca Kırşehir’deki talebelik yıllarıma bir göz attım. Bizlere ne kadar lüzumsuz şeyler öğretmişler ve gençliğimin en kıymetli zamanlarını hayatta hiç lazım olmayan bilgilerle boğuşarak geçirmişim.

Yeni eğitim sisteminin müfredatı okuyunca Kırşehir’deki talebelik yıllarıma bir göz attım. Bizlere ne kadar lüzumsuz şeyler öğretmişler ve gençliğimin en kıymetli zamanlarını hayatta hiç lazım olmayan bilgilerle boğuşarak geçirmişim.
Neymiş efendim bu memleketi kim kurtarmış, rejimde laiklik ne demekmiş, tarih ve coğrafya bilgileri bana ne işe yararmış vesaire vesaire.
Şimdiki ne güzel! Öğren biat kültürü ve kurallarını, ahiret bilgileriyle donat ve boş olan kafayı, varsa problemin oku üç kulhüvallahi bir elhamı koy yastığa başını dinlendir kafanı. Memleket meselesi neymiş, onu büyüklerimiz düşünsün. Dünyada neler oluyormuş sana ne, zaten bu dünya geçici ve gavurlar içinmiş, sen öbür dünyanı garantiye al yeter.
İnsan bazı şeyleri düşününce gerçekten rahatsız oluyor. Biz bu duruma nasıl geldik, bizi kimler getirdi, maksat ve gayesi nedir toplum olarak bihaberiz.
Eğitimin ve bilimin ana temeli matematik ve fizik dünya sıralamasında ilk sıraları Uzak Doğu ülkeleri paylaşıyor. 30-40 yıl önceki durumu ile şimdiki durumu, Tayland’ın eğitiminin ne derece kaliteli olduğunu gösteriyor.
Avrupa ülkeleri içerisinde yedinci sırayı İsrail kapmış.
Eh buda gelişmişliğin ve hangi ülkenin nasıl bir eğitim aldığını göstermiyor mu?
Aklınıza ne gelirse alın bakın üretilen her şeyin made in Uzakdoğu ülkesi olduğunu görürsünüz. Türkiye’nin eğitim sistemi, Atatürk’ün köy enstitülerini kurmasıyla başlayıp 1963’e kadar iyi bir performans grafiği çizmiş.
Siyasi partilerin bazı yanlış hesapları yüzünden zamanımıza kadar geçen sürede her gelen bakan olarak bakıp da ileriyi göremeyen veya bazı tarikatların isteği doğrultusunda değişen veya bazı tarikat temsilcilerinin istediği gibi değiştirilen eğitim sistemi adeta bir hesaplaşma ve geleceğe siyasi yatırım olarak bir nevi partilerin arka bahçesi haline getirildi.
Atatürk zamanında eğitim programı hazırlanırken, program için batı ülkelerine gönderilen ve oralarda bu işin nasıl yapıldığını inceleyen kimselerin hatıralarına baktım. En çok Finlandiya sistemi üzerinde çalışmışlar ve Finlandiya’nın geldiği seviye belli.
Finlandiya’da 60 yıldır herhangi bir değişiklik olmamış yalnız verilen derslerin konuları günün şartlarına göre ayarlanmış. Okulları adeta hesaplaşma ve militan toplama yeri olarak gören zihniyetin, bizi nerelere getirdiğini 15 Temmuz’da yaşadık. Fakat yine de ders almamışa benziyor son uygulamalar.
Boşalan kötü tarikatın yerini şimdi iyi tarikatlar alıyor. Ne demek imam lisesi, Anadolu lisesi. Sistemin tek hedefi olur, kaliteli insan yetiştirmek. Eğer hükümet devlet dini değiştirmeye kalkarsa (İnşallah böyle bir niyet besleyen yoktur) Devletin temel taşları yerinden oynar o zamanda hükümet kendi kendine oynar. Eğer bir topluma zoraki din eğitimi vermeye kalkılırsa, bunun neticeleri çok kötü olur. Olduğu da şuanda ki Müslüman ve diğer dine mensup olanların katliam sahnelerini her gün canlı yayınlarda izliyoruz.