Sırası mı bilmem?

Şu yaşadığımız deprem felaketinden sonra spordan, siyasetten söz etmek ne kadar doğru olur bilemiyorum. Ama bazı konularda da irdelemeden olmuyor. Hem bu sayede biraz da kafamızı dağıtmış oluruz.

          Gerçekten bir aydır deprem felaketiyle içli dışlı yaşadık. Üzüldük, enkaz altından canlı çıkanlara sevindik, kendi çapımızda elimizden geldiği kadar depremzedelere yardımcı olmaya çalıştık.

Gelelim spora…

Pazar günü oynana Bucaspor maçını Mucur’daki bir yakınımızın cenazesi nedeniyle izleyemedim. Ancak maçla ilgili haberler geliyordu. Bir ara 2-0 öne geçtiğimizi öğrenince bayağı sevindik, umutlandık.

Maç sonucunun 2-2 olduğunu öğrenmek de bizi üzdü. Ama aslına bakarsanız Bucaspor güçlü bir takım ve onlardan alınan her puan değerlidir. Üzüntümüz 2-0 öne geçip sonra 2 puan kaybetmek idi.

Şunu da unutmamak gerekir. Hala çok temkinli olmalıyız. Çünkü daha çok maç var ve alt tarafla aramızda puan farkı kapatılmayacak bir fark değil. Bu nedenle işimizi sıkı tutmalıyız.

Bu hafta deplasmanda oynayacağımız Uşakspor maçı görüldüğü gibi kolay değil. Hafife alırsak hüsranla sonuçlanabilir.

Burada bir çift söz de Ahmet Hoca’ya söylemek isterim. Hocamızın seyirci imle uyumuna hayranım. Birkaç lig maçından sonra geçen hafta oynanan Aksarayspor hazırlık maçında da bu uyuma tanıklık ettik.

Seyirci bir oyuncuyu öneriyor, “neden oynatmıyorsunuz?” diye soruyor, o da tribüne dönüp, “oynatacağım merak etmeyin!” diyor.

Nerden mi duydum?

O maçı hemen yedek kulübesinin arkasında izledim ve kendi kulağımla duydum.

Bu uyum çok önemli! Bucaspor maçındaki uyumlarını bilemiyorum.

Bu yola devam hocam!

Bucaspor maçını izleyemediğim için maçla ilgili bir yorum yapamayacağım.

Aksarayspor ile hazırlık maçını da bir türlü çözemedim. Maçın ilk yarısı 35 dakika sürdü, devre arası 3 dakika! Tadı tuzu hiç yoktu. Zaten ikinci yarıda stattan ayrıldım.

Devşirme!

 

Ben sporda yabancı sporcuya karşı değilim. Ama kalitelisine getirmek şartıyla…

Futbolda yıllardır yaşadığımız bir yanlış var. Neredeyse posası çıkmış bir futbolcu varsa ülkemize doldurduk. Aralarında iyileri de vardır kuşkusuz. Ama geneli çapsızdı.

İyi sporcunun ülkemize getirilmesi, bizim gençlerimize örnek olması açısından önemliydi. Bakın basketbol ve voleybolda bu bahsettiğimiz konu yaşanıyor ve bu iki dalda da dünya çapında başarılarımız var.

Bu konuda nerden aklıma takıldı. Avrupa Salon Atletizm Yarışmalarını birkaç gün izledim. Az sayıda da olsa bizim sporcular da vardı yarışmalarda. Koşularda bizi temsil eden sporcuların çoğu devşirme ve geneli siyahi sporculardı.

Sonuca baktığımızda tel tel döküldüler. Bu başarısız sporcuları neden getiriyorlar anlamak mümkün değil. Kalitelisine para verin, yarışmalarda yüzümüzü güldürsünler ve gençlerimizin idolü olsunlar. Harcanan paralara yazık!

Hükmen yenik kararları!

Futbol Federasyonu’nun deprem nedeniyle liglerden çekilen takımlarla ilgili aldığı kararı doğru bulmuyorum. Ligten çekilme talepleri kabulü doğru. Adamların mağduriyeti, acıları büyük. Benim burada yadırgadığım ve haksız kazanç olarak düşündüğüm şu. Ligten çekilen takımların maçlarında rakipleri hükmet galip sayılacak. Bu doğru. Ama yapılması gereken bütün maçların da sezon boyu hükmen kararı verilmeliydi, ya da hiç oynanmamış sayılmalıydı. Bana göre burada haksız bir kazanç söz konusu.

Bu ligten çekilen takımlarla oynayacak takımlar puan kaybedebilirler. Daha önceki maçlarda olduğu gibi. Ama şimdi bu kararla bundan sonraki takımların kayıp yaşama riski ortadan kalkıyor. Ve daha önce puan kaybeden takımlar mağdur edilmiş oluyor.

Bu haksızlık değil mi? Federasyon bunu düşünemiyor mu?

En doğru karar sezon boyu bütün maçların yok sayılması, ya da hükmen yenik kararı olmalıydı.

İkinci deprem!..

 

Yaşadığımız büyük deprem felaketinin ardından bir deprem de siyasi hayatta yaşandı. 1,5 yıldır sayısız toplantılar yapılıp, kararlar alan Altılı Masa geçen hafta büyük bir sürprizle Meral Akşener’in çekilmesiyle büyük deprem yaşadı.

Gerçekten çok büyük şok! Çünkü bir gün evvel ortak kararlara imza atılıp, ertesi gün alınan bu kararı gerçekten anlayamadım. Bu konuda çok şey var yazılacak. Ama bir süre bekleyip görelim. Gelişmeler ne yönde olacak?

Her şey ülkemizin çıkarına olur umarım.