Milli Yol Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şevket Göçmen:

 

“Sıcak koltukları bırakıp da

koşup yardıma gelinseydi”

            Milli Yol Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şevket Göçmen, deprem bölgesinde yaşadıkları izlenimlerini değerlendirdi.

Genel Başkan Remzi Çayır ile birlikte depremin sabahında Kahramanmaraş’a gittiklerini belirten Şevket Göçmen, deprem bölgesinde insanların depremzedelere yardım yapmak için canla başla çalışırken, bazı TV ve yayın organlarında sanki orada siyaset yapılıyormuş gibi bir can pazarının ortasında farklı farklı yayınların yapılmasına tepki gösterdi.

13 gün süreyle deprem bölgesinde Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır ile birlikte çalışan Genel Başkan Yardımcısı Şevket Göçmen konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları ifade etti:

“Bilindiği üzere 6 Şubat tarihinde saat sabaha karşı 4.00 civarında oluşan ve merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık olmak üzere yaklaşık 10 ilimizi vurmuş olan deprem illerimizde ağır hasarlara, İnsan kaybımıza neden olmuştur. Duyduğumuz ilk vakitten itibaren depremin ilk günü sabaha karşı Kırşehir'den Sayın Genel Başkanımız Remzi Çayır ile beraber saat 5.30 civarında Kırşehir'den Maraş'a hareket ettik saat 12.30 civarında Kahramanmaraş'a indik. Merkeze vardığımızda inanamadığımız gerçekten bir can pazarının ve bir felaketin yaşandığı çok ağır bir depremle evlerin yıkıldığı, insanların kaçıştığı bir görüntüyle karşılaştık.

7.7'lik ikinci deprem oluş saati olan saat 13.00 civarında biz de Kahramanmaraş'ta tam meydanda bulunan bir apartmanın yıkımı ile karşı karşıya kaldık ve oradan birkaç insanı kurtarma çabasına girerken, o esnada oluşan 7.7'lik depremi Sayın Genel Başkanımızla beraber yaşadık. İlk depremden arda kalan sarsılmış binaların yıkıldığına rast geldik. Bir yandan insanları kurtarma telaşına girerken, diğer taraftan Sayın Genel Başkanımızın da bazı akrabalarının vefat haberi ile alakalı onların defin işlemleri çalışmalara başladık.

“İlk 3 gün boyunca gerek resmi makamları AKUT ve Kızılay gibi devlet kurumlarını tek tek aramaya başladık. Telefonların çalışmadığı, paranın geçmediği, kredi kartlarının, IBAN numaralarının işlemediği ve sadece insanların canını kurtarma telaşıyla eşini, dostunu, arkadaşını, komşusunu nasıl kurtarabiliriz diye kendi çabasıyla bir mücadele içine giren bir halkımızla yan yana idik. Devlet kurumlarından AKUT’tan ve iş makinesi işletimi yapan firmalarla diyaloglara girdik.

“3. gün İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu ile eksiklikleri gidermek ve onlara çözüm bulabilmek amacıyla da ayrıca bir görüşme yaptık. 3. günün sonunda Belediye ve AKUT ekipleri Kızılay ve yardım tırları yavaş yavaş şehre girmeye başladı. Milli Yol Partisi olarak orada hazırlamış olduğumuz kriz masasında halkımız için Hatay, Antep, Malatya Adıyaman, Kahramanmaraş gibi tüm illerimizde bir kriz masası oluşturarak halkın öncelikle giyim gıda ve gider konusunda her bir eksiğini tamamlamak üzere bir telefon trafiğine girdik.

“Telefonlarımız 3 günden sonra çalışmaya başladı. İnternetler yoktu, telefonlar çalışmıyordu diyoruz ya tabiri caizse bir kıyamet yaşanıyordu. Biz bu eksiklikleri tamamlanmasının ivedi bir şekilde olması için bir mücadele verirken, bazı TV ve yayın organları sanki orada siyaset yapılıyormuş gibi bir can pazarının ortasında farklı farklı yayınlara girmeye başladılar. O yayınları yapana kadar o ekiplerin araçlarına binip de bir ekip alarak oraya yürümesi, oraya gelmesi belki de daha kolay olacaktı. Ama bazı kesimler olayı farklı yerlere yönlendirdiler. Sayın Genel Başkan Remzi Çayır ailesinden yaklaşık 40'a yakın insanı bir yandan toprağa verirken, hiç cenaze acısını duymadan diğer taraftan çalışmalara katılıyor, arama kurtarmalara destek veriyor, can kurtarıyor. Kurtaramadıklarımız ise ambulanslarımızla beraber gerekli görevlilerle beraber teslim ediyorduk.

“Yaklaşık 13 güne yakın Maraş'ta kaldık, Hatay'da kaldık, Malatya'da kaldık, Adıyaman'da kaldık. Milletimiz için oradaydık. Karınca misali ne taşıyabilirsek diye çıktığımız yolda elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Lakin birçok insanımızı kaybettik. En üzüldüğümüz noktalardan biri ise deprem panik havasının normale dönüşmeye başladığı zamanda televizyonda boy boy edebiyat yapan, siyasilerin bölgeye gelerek yüzlerce koruma esnasında orada basın açıklamaları yapmaları fotoğraf verip, gitmesine ve orada o eksikliği gidermesi için bir mücadele veren bu vatanın evlatlarını farklı farklı eleştirirler sunmasıydı.

“Her ne olursa olsun millet için siyaset yapan belirli noktalarda siyaseti bir kenara koyup bir kez daha siyasetin böyle durumlarda ikinci plana geçtiğini Sayın Genel Başkan Remzi Çayır bir kez daha şehit lideri Muhsin Yazıcıoğlu'ndan aldığı dersi, öngörüyü bir kez daha göstermiştir.

“Gördüğümüz en önemli durumlardan bir tanesi 3 kuruşluk rant ve çıkar için kendi oluşturdukları yandaş tayfasıyla onay verilmeyecek binalara onay veren Belediye çalışanları, İmar Müdürlükleri ve zengin bir çevre oluşturmak için her yolun mubah gören, müteahhit kadrolar ile süslenmiş binalar gördük, yaşam yerleri gördük, acı gördük, ölüm gördük, yetim çocuklar gördük, öksüzler gördük, ciğeri yanan analar, gelinler, kızlar gördük. Sadece son olarak söylemek istediğim gerçekten bu kadar kendi fikri düşüncelerinizi yanlış düşüncelerinizi kabullendirme yarışına girmek yerine 65 yaşındaki bir genel başkan gibi sıcak koltuklarınızı bırakıp da keşke Maraş'ta, Hatay'da, Malatya'da, Adıyaman'da, Osmaniye'de, Adana'da, Kilis'te, Urfa'da Keşke bir yardıma koşup da gelseydiniz. Milletimiz için belki çoğuna yetişemedik. Ama elimizden gelen görevi yaptığımızın sorumluluğuyla davranıyor tekrar yaralılarımıza acil şifalar kurtarılamayan deprem şehitlerimizde Allah rahmet eylesin diyoruz mekânı cennet olsun diyoruz.” (HABER: CEMRE BAYRAM)