Kimsenin egosunu tatmin edeceği şehir olmadığımızın bilinmesini isterim. Hele de yaşamı boyunca bir nokta dahi bu şehre katkısı olmayan insanlar var. İşte onları hiç sevmedim sevmiyorum da!..
Ağızlarını açınca senden benden daha çok şehri sevdiğini söyleyen zatıâlileri bu şehrin bir şekilde temsilcisi olmuş, fakat görev süresi bitince ortadan yok olanları hiç sevmediğim gibi arkalarından her sözü de söylemeye imtina etmiyorum. 
Onlar bu şehirde yaşamadıkları için gecenin bir vaktinde bu şehre gizli giriş yapıp, gene kimseye gözükmeden sabahın seherinde bu şehri terk ederler. 
Neden acaba?
Çünkü yüzleri yok ki insan içine çıkıp iki kelam etsinler. 
Bu şehrin Belediyesini, Valiliğini ziyaret edip şehir hakkında bilgi alıp konuşmazlar, sivil toplum temsilcileri ile görüşmezler, onlarla beraber şehrimiz hakkında kapanan dosyalar bir daha açılmaz. Çünkü onlar artık bu şehirden alacaklarını aldılar en yüksek emekli maaşını da kaptılar, bu saatten sonra kimi dinleyip te derdine çare arayacak başlarını ağrıtacak mütevaziliklerini gösterme gayretinde olacaklar. 
Hani ülkem idarede söz sahibi olan birisi seçim sonuçları için “Atı alan Üsküdar’ı geçmiştir” demişti ya, işte sözünü ettiğimiz dostlarda bu şehirden alacaklarını aldılar ve gittiler!
Onlar gibi bu şehirden alacak bekleyenler var ya, onlar benim gadamı alsınlar! İşte onlarla sonuna kadar mücadele ettim gene de ederim. Ben bu şehrin her sorunu için kafamı yorayım sen uzaklardan el salla, ben bu şehir için atanmışı seçilmişi ile kötü olayım sen vitrin süsü gibi dur zamanı gelince şehirde bir gözük! Namazda ön saflarda ol, şehirde sözü geçen insanımla sosyal medyada fotoğraf paylaş ve gel benim temsilcim olmaya aday ol!
Yok artık öyle bir şey!
Kırşehir de “hadi lan sende!” diyecek olanların olacağını asla unutma. 
Kim ki şahsi menfaati uğruna bu şehrin atanmışı, seçilmişi ile kötü olmuşsa Allah’ın lanetine uğrasın. 
Kim ki bu şehir in güzelliklerine ihtiyaçlarına yapılması gereken önceliklerini dillendirdiği, istediği için kötü olmuşsa baş tacıdır bilinsin. 
Bizim artık kuru lafa değil gerçekleşecek icraata ihtiyacımız var. Bir de bilinsin isterim bu şehrin istihdama, bu şehrin üretime ihtiyacı var, elli yıllık mastır kalkınma projelerine ihtiyacı var, geçmişte yol alınmış bu şehrin yararına olan kapanan dosyalar var, geriye dönük bu şehrin temsilcisi olan insanların dinlenmesini sağlayacak oluşuma misafirperverliği organize edecek, kurum kuruluş yöneticilerinin mütevaziliğine ihtiyaç var, yani kısaca Kırşehir ve kalkınma hizmet alma mücadelesi var. 
Nüfus sayımız sebebi ile iki milletvekili ile parlamentoda temsil ediliyoruz, merkez ilçe dahil yedi ilçemiz var belediyelik olan beldelerimiz var. Her birinin ayrı ayrı yapılması gereken hizmetleri var, bu hizmetlerin gelmesi için rozetini çıkarmış makamını hizmet makamı gören seçilmişlere atanmışlara ihtiyacımız var. 
Sanki biz yazınca düzelecek mi asla, yüreğinde vatan sevgisi olan makamını hizmet makamı gören, görmek isteyen yürekli idarecilere bu şehrin ihtiyacı var. Birlik beraber olmaya, sen-ben kavgası değil, “KIRŞEHİR olmaya ona hizmet etmek benim şiarım” diyecek makam için korkup ta “makamımdan olurum” demeyecek, memleket sevdalısı hizmet sevdalısı idarecilerimize ihtiyaç var. 
Makamını emmim dayım demeden yani ilk önce ben ve yakınlarım rahat etsin gerisi teferruat demeyen, liyakate önem veren memleket vatan sevdalısı yürekli doğru, dürüst sevilen toplum içerisinde insanlığına saygı duyulan insanlara ihtiyacımız var. Bunu siyasi partililer, Kırşehirliler ve sevdalıları olarak sağlar isek gerisi kolay. 
Siz bir daha düşünün derim. Hedefi makamları Kırşehir’e hizmet olanları saygı ile anarım. Yok gayesi siyasetine yakınlarına makam kazandıran kim olursa olsun lanetlemeyi kendime şiar sayarım. 
Yunusça ben gelmedim dava için benim işim sevgi için diyenlerden olmak olanlara selam olsun.