Siyasi aktörler seçimlerin arifesinde meydanlara çıkarak bir dizi vaatlerde bulunurlar.
Seçim biter kazanan, kaybeden belli olur, verilen sözler de unutulur gider, taaa ki yeni bir seçim sürecine girilinceye kadar!
Geçtiğimiz genel ve yerel seçimlerin öncesinde siyasi partilerin liderleri meydanlarda seçim mitingleri yaparken, çalışan din görevlilerine, hemşirelere, polislere ve öğretmenlere ve bunların emeklilerini de ilgilendiren 3600 ek göstergenin bir an evvel verilerek ekonomik durumlarının iyileştirileceği sözünü vermişlerdi. 
Yine Emeklilikte yaşa takılanların sorunları ile ilgili çalışmalar başlatıp sorunlara çözüm aradıklarını vaat etmişlerdi. Ancak seçim bitti; muhalefet belli oldu, iktidar belli oldu, verilen sözlerde yine unutuldu gitti!..
Eeee şimdi yeni bir seçim tarihi daha geldi çattı. Ülkemiz yeni bir gelen seçime hazırlanıyor. Siyaset arenası iyiden iyiye ısınmaya başladı bile.
Yakın zamanda havaların ısınmasıyla birlikte meydanlar da ısınacak. Haliyle seçmen iktidar partisine geçmişte verilen sözlerin yerine getirilip getirilmediğini hatırlatacak. 
EYT’lilerin, yani emeklilikte yaşa takılanların sorunlarının halen öylece durduğunu, 3600 ek gösterge sorununun halen çözülemediğini ve buna benzer daha birçok verilen sözlerin neden yerine getirilmediğini soracak. 
İşte bunu bilen ve görebilen iktidar seçim sürecine girildiği şu günlerde bu konuları sıkça dile getirmeye başladı. 
Yok, efendim 3600 ek gösterge 2022 yılında bir an evvel çözülecekmiş, EYT’lilerin sorunu ile çeşitli seçenekler masada inceleniyormuş gibi sözler sarf edilmeye başlandı. Bunlar tabi ki seçmenin duyması gereken güzel sözlerdir. 
İyi de gidip gezdiğim yerlerde, görüştüğüm tüm kesimlerden seçmen soruyor, “Eyyy iktidar bu sorunları şimdiye kadar niye çözmediniz? Seçim sürecine girildiği şu günlerde mi aklınıza geldi deniliyor. Öyle ya, söz verilmişse seçim bittikten makul bir süre sonra bu ve buna benzer sorunlar çözüme kavuşturulmalıydı, ama olmadı.
Sorun sadece 3600 ek gösterge ve EYT’liler değil tabi…
Ülke ekonomisi bozuldu, ailelerin ekonomileri yok oldu,
İşsizlik çoğaldı,
Hukuksuzluklar arttı,
Toplumda gerginlik zirve yaptı,
Fakirlik, fukaralık hiç olmadığı kadar çoğaldı,
Yokluk ve yoksulluklar baş gösterdi,
Üretim durma noktasına geldi,
Geçim zorlaştı,
Milletin artık umudu kalmadı.
Seçim sürecine de girdik ya…! 
Söz artık asıl sahibinin yani,
Söz milletin……!
Öyle anlaşılıyor ki, seçim barajının düşürülmesi, dar bölge, daraltılmış bölge gibi seçim yasasında yapılacak olan değişiklikler vs. hiç biri oy kullanacak seçmenin umurunda değil, seçmen varsa yoksa gelirine ve giderine bakıyor.
Seçmen cebine bakıyor. Seçmen mutfaktaki tenceresine bakıyor…
Dedik ya söz milletin diye…
Artık son sözü millet söyleyecek.