Kırşehir’im kalkınacak, insanım mutlu olacak. Yeter ki yumuşak laf söyleyip ardından söylediği lafları unutan siyasilere ve atanmışlara itibar etmeyelim.
Önemli olan bu toprakların değerlerini bilmek insanlarımıza nasıl kalkınılır kendine, ülkene kazanç sağlanır, nasıl yatırım yapılır hangi yatırımlarla bu ile ve insanımıza fayda verir bunu çok iyi analiz edelim.
Yoğurt yemek için cıngılı tepsiye boşaltalım hepimiz yiyelim ilimizin kalkınması için mayayı sağlam çalalım ki ilimiz insanımız çokça fayda görsün, gösterişten, riyadan uzak kalalım. Yunus’un söylediği gibi “Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.”
Dünyada kalan hoş bir sedadır diyebilelim güzellikler görmek için güzel bakmasını bu insanlar arasına yayalım, kin, nefret, çekememezlik bizlerden bu şehirden uzak olsun.
Gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”in 3 Temmuz’daki manşetinde “Kırşehir’in ekonomik durumu masaya yatırıldı” haberini okuyunca seviniyorum. Sayın Valimiz İbrahim Akın’ın başkanlığında yapılan bu toplantı beni çok umutlandırıyor. Valimize ne kadar teşekkür etsek azdır diyorum.
Tabi bu yapılan toplantı hemen verim vermeyebilir. Önemli olan bu ilin bu toplantılara ne kadar hasret kaldığının bilinmesini isterim. Bu il üniversite kazanımını, valilik ek bina yapımını, Petlas satışından muaf tutulan alanın Fen-Edebiyat Fakültesi yapılmasını, ek bina yapımı, Kırşehirspor’un kullanmış olduğu tesisler, at üzerinde Atatürk Anıtı’nın yapılmasını, Organize Sanayinin Ortaköy Yolu’na bağlanmasını, ilçelerimize yapılan onlarca yatırımın yapılmasını…
Bunlar ve daha fazlası işte bu toplantıların, yani istişarelerin Kırşehir’e katkısı idi. Sayın Valim İbrahim Akın’dan bu il çok hizmetler bekliyor. Güler güzünüz, mütevazılığiniz ülkem ve şehrim için gelecek vaat etmenizin bir göstergesidir.
Sayın Valim bence seçilmişleri yönlendirecek, onlara Kırşehir’e yatırım konusunda yürütecek projeler sunacak. Bu ilin kazanımlar almasını sağlayacak sizin fikirleriniz olmalı.
Bizim sizden beklentimiz ili temsil eden siyasileri de yanınıza alıp, bu ilin alması ve yapılması gereken yatırımların takibini yapmanızdır.
Kırşehir il genelinde yapımı devam eden projelerin bitirilmesi, yeni yapılması düşünülen projeler konusunda sizin değerli katkılarına bu şehrin ihtiyacı var.
“At olur meydan olmaz, meydan olur at olmaz” derler. Bu şehrin bence atı da var meydanı da var. Yeter ki koordinasyon sağlansın.
Herkes bilir ki dışarıdan gelip bu şehre yatırım yapmak isteyen bir yatırımcı ne ister? Elbette çok cazip avantajların olmasını, bürokrasinin zorluk yerine kolaylık göstermesini ister.
Kırşehir’de hatırlıyorum da 2000’li yıllarda birkaç büyük yatırımcı Kırşehir’e gelmiş, yatırım yapmak istemiş, ancak o zaman bu ili yöneten valimiz, belediye başkanımız yüzüne bile bakmamış, kolaylık yerine zorluk çıkarınca, onlar da komşu Aksaray’a yapmışlardı.
Bu ve benzeri konularda Kırşehir’in çok şeyler kaybettiğini biliyorum. 1970’li yıllardaki Kırşehir’in yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının başkanlarının yatırım için neler yaptıkları iyi hatırlıyorum. Bugün Kırşehir’de irili-ufaklı fabrika ve tesisler varsa onlardan kalma eserlerdir.
Yani demem o ki bir ilin lokomotifi Vali, Belediye Başkanı, milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşlarının başkanlarıdır. Onlar sık sık bir araya gelerek Kırşehir için kafa yoracak, projeler üretecek, başka şekillerde gelen projeleri değerlendirip hayata geçirecek. Yoksa günlük rutin işlerle, önüne gelecek evraklara göz atarak bu il yönetilemez.
Ben bu nedenle Sayın valimiz İbrahim Akın’ın Kırşehir için büyük bir şans olduğunu görüyor ve böyle yorumluyorum. Genç ve dinamik bir yapıya sahip olan, devletin her kuruşunun yerli yerine ulaşmasını isteyen, kurum ve kuruluşları çalıştıran, halkın herhangi bir sorun yaşamaması için çalışan Valimiz Sayın Akın’ın, Kırşehir’deki sanayicilerin, yatırımcıların istek ve beklentilerini de karşılaması için çalıştığını görüyor ve Kırşehir’im adına bundan umutlanıyorum. İnşallah bunlar kısa sürede meyvelerini verir.
Bizler toplumla, insanlarla barışık olan insanlar çok güzel hizmetler yapılacağını biliyoruz. Sayın Valim sizin özelliğinizin bu topluma yansıması için beklentilerimizin büyük olduğunu bilmeniz adına bu satırları yazıyorum. Şehir, bürokrat, seçilmiş bir yumruk olmalıdır. Bu bağlantının şahsınız tarafından kurulmasını veyahut daha da artırılmasını şehrin bir beklentisi olduğunu istiyor ve yazıyorum.
Cumhuriyet tarihinden bu güne bu şehrin büyük kayıpları ve yatırım yanlışlıkları oldu. Üniversitemizin bu yanlışlıkları düzelteceğine, bu şehre lokomotif alacağı ümidimi hiç yitirmedim. Siyasilerimizin ağzına sakız yaptığı, fakat bir türlü gerçekleştiremedikleri demiryolumuzun nerde kaldığını sizlerden açıklama bekliyoruz.
Vekilimizin bir tanesi şehri artık ikinci plana aldıklarını söylemesi, diğerinin meclis çalışmalarına ve ülkem sorunlarına yönelmesi umudumuzu size yönlendirdi. Bunu da acizane bu fakirin yazmasının hoş görürsünüz İnşallah.
Kim ki bu şehir adına yapılacak yatırımlara yüreğini ortaya koyuyor ise selam olsun o insanlara…
Son olarak bir konuya daha kısaca değerlendirmek isterim. Bizler şehirleşmenin ne demek olduğunu kavramada zorluk çekiyoruz. Hala, yediğimiz kabuklu kuru yemişin kabuğunu sokağa atıyoruz, çöplerimizi apartmanda merdiven sağanlığına bırakıyoruz. Çoklu yaşam alanlarında yapılacak yeniliklerde komşularımıza vereceğimiz rahatsızlıkları düşünmeden hareket ediyoruz.
Sorumluluklardan kaçarak oturduğumuz apartmana dahi sahip çıkıp, koruyamıyoruz. Sonra da kendimize hizmet edecek insan arıyoruz.
Birbirimize hatır sormak bir yana cenazelerden, düğünlerden, hastalıklardan bir haber oluyoruz. Bunlar bizlerin ayıbı. Fakat bu insanlar arasında çok mükemmel ilişkileri olan insanlarımızın da olduğunu unutmamak gerekir.
İnsanların her geçen gün birbirinden koptuğunu, uzaklaştığını da görüyoruz. Kültürümüzde artan yozlaşma, erozyon ne yazık ki toplumumuzu da olumsuz yönde etkiliyor.
Sokağı çöplüğe çevirenleri neden kimse uyarmaz? Neden bunlar hakkında hiçbir işlem yapılmaz? Bazen anlamakta güçlük çekiyorum. Ama buna yapanları birileri uyarsa başına nelerin geleceğini de merak ederim doğrusu. Çünkü insanlar vurdumduymaz, “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın!” mantığı ile hareket etmek ne yazık ki tarih ve kültür şehri Kırşehir’e yakışmıyor…