Son günlerde Kırşehir’de arkadaşlarımın bazıları kalp kriziyle ve çeşitli vesilelerle aramızdan ayrılarak sonsuzluğa göç ettiler. Sonsuzluğa ayrılan son arkadaşımda geçtiğimiz Perşembe günü Kırşehir Aşıkpaşa Mezarlığı’nda toprağa verdiğimiz Savaş Ekmekçioğlu’ydu.

Son günlerde Kırşehir’de arkadaşlarımın bazıları kalp kriziyle ve çeşitli vesilelerle aramızdan ayrılarak sonsuzluğa göç ettiler. Sonsuzluğa ayrılan son arkadaşımda geçtiğimiz Perşembe günü Kırşehir Aşıkpaşa Mezarlığı’nda toprağa verdiğimiz Savaş Ekmekçioğlu’ydu.
Savaş Ekmekçioğluevi biraz uzak olsa da benim mahallemin çocuğuydu. Mücadeleci, çileli, fedakâr ve vefalı bir hayatı tercih etmişti. Kimin ne derdi varsa yardımına koşardı. Kırşehir’de kurulu Petlas Lastik Fabrikasının Petrol-İş Sendikasına üye olan ilk personeliydi. Çalışma yaşamında çok aktifti. Gündüz, gece demeden çalışmış emeğini esirgememiş, görev aldığı Petrol-İş Sendikası Kırşehir İl Temsilciliğinde sadece kadrolu arkadaşlarının haklarını aramakla yetinmemiş, taşeron kadroda çalışan mesai arkadaşlarının kadrolu personellerinin sahip olduğu haklardan yararlanmaları için çok mücadele etmiş ve bu mücadelenin karşılığını almıştı.
Savaş mücadelesinin karşılığını almıştı ama Savaş’ın kaderinde rahat yaşamak, güzel uyku uyumak yoktu herhalde. Bu kez de 5 Nisan 1994 yılında Kırşehir Petlas Lastik Fabrikası’nın sudan sebeplerle, asılsız bahanelerle kapatılması kararlaştırılmıştı. Kısaca bu karar hem Petlas çalışanı için hem de Savaş için mücadeleye durmak yok mücadeleye devam demekti.
İçlerinde Savaş Ekmekçioğlu’nun da bulunduğu Petrol-İş Sendikası Kırşehir İl Temsilcilerinin organizatörlüğünde Petlas çalışanları Ankara’ya yürüme kararı aldı. Yüzlerce araçlarla, eşiyle, çocuğuyla, kundaktaki bebeğiyle, yaşlı ninesi ve dedesiyle Ankara’ya yürüyen, Kırıkkale-Ankara yolunu iki gün ulaşıma kapatarak kapatma kararı alanların karşısına dikilen, polislerden cop yiyen, önünde set olmuş binlerce polis, asker ve onlarca tanklara, panzerlere, tomalara ve çeşitli araçlara rağmen Petlas çalışanları dindik ayakta duruyor, polis ve askeri yetkililere vatan haini olmadıklarını, vatanlarını onlardan daha çok sevdiklerini, amaçlarının ekmek yedikleri fabrikalarına sahip çıkarak bilinçsizce, asılsız beyanlarla bu kararı alanları kararlarından vazgeçirerek fabrikalarının üretime devam ederek ekmek yemeye devam etmek olduğunu söylemişlerdi.
İşte burada Türk Milletini, Anadolu insanını, Türk Devletinin sosyal yapısını bilmeden, tanımadan para karşılığında satın alınan delegelerin seçtiği bilinçsiz kişilerin Başbakan olduğu kişilerin, ülke ekonomisine katkıda bulunan, işsizliği azaltan fabrikaları sudan ve uydurma bahanelerle fabrikaları kapatma kararı alanlar mı vatanını çok seviyor, yoksa bu memleket için askerliğini yapmış, kardeşleri veya yakınları şehit olmuş, ekmeğine sahip çıkarak yollara düşen fabrikamı kapattırmam diyenler mi vatanını seviyor? Bunun da ayrıca sorgulanması gerekiyor.
Tabi bu süreçler içerisinde Petlas çalışanları Kırşehir’de hiçbir esnaftan, vatandaştan destek görmeden mücadelesine devam ederken Savaş Ekmekçioğlu da arkadaşlarıyla birlikte gündüz gece demeden yorgun, uykusuz, durmak bilmeden mücadelesine devam etti. Gün geldi 29 Ekim 1994 tarihinde Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan’a Petlas hakkında bilgi vermek, ziyaret etmek için taksilerle ve otobüslerle sabahın erken saatlerinde Ankara gitmek için yola çıkıldı. Ancak Hamit kasabasını geçtikten sonra kendi araçlarıyla giden Petlas çalışanlarının kaza yaptığını bir arkadaşlarının olay yerinde öldüğünü, ikisinin çok ağır olmak üzere üç arkadaşlarının yaralandığını şahit oldular. Yaralılar Ankara’da çeşitli hastanelere kaldırıldı ama gelin görün ki Turan Harman olay anında Ergün Koparan ile Vahit Doğan ise birkaç gün sonra ömürlerinin baharında genç yaşlarında hayata veda ederken yaralı olarak kurtulan üç arkadaşları da sakat kalarak yaşamlarını sürdürmekteler.
İşte bu olaylar Petlas çalışanlarıyla birlikte Savaş’ı daha da sıkıntılı, stresli bir yaşam içerisine sokmuştu. O zamanlar şu an Petrol-İş Sendikası Kırıkkale Şube Başkanlığını yapan çok sevdiğim değerli ağabeyim Recep Sefer bana “Savaş Ekmekçioğlu arkadaşlarının ölümlerinden, hastanede yatmalarından, sakat kalmalarından o kadar etkilenmiş ki bir akşam psikolojisi tamamen bozulmuş evinde rahatsızlanmış, kendini kaybetmiş, sinir krizlerine girmiş, Savaş Ekmekçioğlu’nun eşi telefonla beni arayarak yardım istedi. Ben de eşimle Savaş’la ilgilendim, acile götürdüm, yapılan muayenelerin ardından sakinleştirici iğne yapılarak bir müddet kontrol altında tutulduktan sonra ertesi gün psikolog doktorların görmesi gerektiği söylenerek evine getirdik. Savaş aylarca psikolog doktorlardan tedavi aldı. Tedavi sürecinden sonra hem psikolog doktorların tavsiyesi, hem de Savaş kendi sağlığı açısından mekan değişikliğinde hayır vardır diyerek Kırşehir dışına gitmeye karar verdi ve 2005 yılının Mart ayında Savaş Petlas’tan istifa ederek Manavgat’a gitti” diyerek Savaş’ın nasıl bir zor hayat yaşadığını anlatmıştı. Tabi Recep Sefer ağabeyimin bana anlattıklarını da Petlas çalışanlarından kimseler bilmiyordu.
Halbuki Savaş’ın bu sıkıntılara, mücadelelere girmesine hiç gerek yoktu. Zira Savaş Kırşehir Petlas Lastik Fabrikasında kadrolu olarak çalışıyor günün şartlarına göre iyi maaş alıyor, ikramiye alıyordu. Suya sabuna dokunmadan, benim faydalandığım haklardan arkadaşlarımda faydalansın, onlarda evlerinde rahat bir hayat sürdürsünler diye ortaya çıkarak mücadele etmeseydi beyefendi gibi yaşar, bu gün uğruna mücadele ettiği arkadaşları gibi evini de arabasını da alır, eşiyle çocuklarıyla tatiline gider keyifli bir yaşam sürer ve onların sahip olduğu tüm imkânlara sahip olurdu. Ama bunları yapmadı. Arkadaşlarım dedi, arkadaşlarımın çocukları dedi ve bu uğurda mücadele etti ve bu mücadeleli, stresli, sıkıntılı hayat genç yaşında ebediyete göç etmesine sebep oldu savaş’ın.
Savaş Ekmekçioğlu hayattayken uğurlarına kendisini feda ettiği, kadrolarının alınmasını sağladığı arkadaşlarından vefa yerine vefasızlık görmüş olması, Öküz öldü ortaklık bitti örneğinde olduğu gibi yüzüne bakanı, arayanı, soranı kalmaması da üzmüştü Savaş’ı insanların bu kadar ilgisiz, vefasız, bencil, çıkarcı olacağını hesap edememişti Savaş.
Aslında bu gün Türkiye’nin çeşitli illerinde ve kurumlarında Petlas’tan geçme birileri çalışıyor, Kırşehir Petlas Lastik Fabrikası üç bin kişiye yakın çalışanı ile üretime devam ediyor, Kırşehir ekonomisine faydalı oluyorsa Savaş’ın emeğini inkar etmemek gerekir. Savaş kadroların verilmesi için mücadele etmeseydi, öncülük yapmasaydı kimse devlete atanacak imkanlara sahip olamazdı. Onun için Savaş Ekmekçioğlu’nun mücadelesini, emeğini ve arkadaşları için kendisini feda etmesini inkâr etmemek gerekir.
Savaş Ekmekçioğlu’nu bu şekilde özetledikten sonra kendisine Allah’tan rahmet diliyor, ruhu şad, mekanı cennet olsun, ailesine, yakınlarına ve Petlas camiasına baş sağlığı diliyor ve Petlas’ın ayakta kalabilmesi, üretime devam etmesi, binlerce personel çalıştırması, üretmesi, satması ve Kırşehir ekonomisine katkıda bulunması için mücadele eden, ömrünü harcayan Turan Harman, Ergün Koparan, Vahit Doğan ve diğer ahrete intikal etmiş Petlas çalışanlarını rahmetle anıyor, hasta ve sakat olanlara Allah’tan şifalar diliyor, hayatta olan ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürenlere selamlarımı iletiyor, gerek Kırşehir, gerek Petlas sizlerin emeğini inkar edemez, hakkınızı ödeyemez, inkar eden olursa gözlerine dizlerine durur, Allah sizlerden razı olsun diyorum.