DOKTORLAR ve sağlık çalışanları 13 Mart Cuma günü bir günlük iş bırakma eylemi yaptı.

Sağlık çalışanlarına yapılan tüm haksızlıklara “dur” demek için Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde Kırşehir Tabipler Odası Başkanı Oğuz Kocamış, Tüm RAD-Der Kırşehir Şube Başkanı Gürdoğan Aydın, Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Yusuf Aydın, Sağlık-Sen Kırşehir Şube Başkanlığı adına Genel Sekreter Ahmet Dalgalı birer basın açıklaması yaparak, tepkilerini dile getirdiler.
Çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle yapılan bir günlük iş bırakma eyleminde yapılan basın açıklamasında Sağlık Bakanlığı’nın sınıfta kaldığı eleştirisi yapılarak, sağlık çalışanları olarak ne lütuf beklediklerini, ne de karşılanamaz talepler dile getirdikleri belirtilerek, sadece hak talebinde bulunulduğu kaydedildi.

“SAĞLIKTAKİ SORUNLAR ÇOĞALIYOR”
Kırşehir Tabipler Odası Başkanı Oğuz Kocamış, sağlık alanındaki sorunların çoğaldığını ve yetkililerin artan giderleri halka yüklediğini belirterek, “Bugün burada sağlık çalışanları ve sisteminin sorunları hakkında halkımızı bilgilendirmek,

Baştarafı sayfa 1’de
yetkili mercilere haklı taleplerimizi iletmek için toplanmış bulunmaktayız. Şu anda bütün Türkiye’de bizimle birlikte sağlık çalışanları aynı amaçla toplanmış bulunmaktadır. Doktorluk hepimizin bildiği gibi hem eğitim yılları, hem de çalışma şartları çok zor olan bir meslek. Bunu en iyi doktor yakınları olanlar bilir. Sağlık alanında sorunlar çoğaldıkça, giderler arttıkça bunların sebeplerini bilimsel olarak araştırıp çözümler üretmek yerine yetkililer, sağlık çalışanlarından fedakarlık isteyip artan giderleri, katkı payı, katılım payı adı altında halkımıza yüklemektedirler. İş bırakma eylemimizi aynı zamanda tüm vatandaşlarımızın hakları için de gerçekleştiriyoruz. Biz ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir bir sağlık hizmeti istiyoruz. Vatandaşımızın cebinden çıkan katılım ve katkı paylarının alınmaması için ve siz vatandaşlarımıza daha iyi hizmet sunmak için bu eylemi gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.

 

sen_4 copy

“DERTLER BOYU AŞMIŞ, SABIR TAŞI ÇATLAMIŞTIR”

Ufuk Sağlık-Sen, Sağlık emekçileri Sendikası ve Türk Sağlık-Sen adına konuşan Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Yusuf Aydın da, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na seslenerek, “Siz Bakan olarak sağlık çalışanlarının yığınla birikmiş olan problemlerine çözüm üretiniz. Milleti kandırmaya, çalışanlarla alay etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur” şeklinde tepkilerini dile getirdiği açıklamasında, şunları söyledi:
“14 Mart Tıp Bayramı’nın yaklaştığı bu günde gönül isterdi ki siz sağlık çalışanlarına güzel ve müjdeli haberler verelim, 14 Mart’ı bayram havasında kutlayalım. Ancak geldiğimiz noktada sağlık çalışanlarının problemlerinin giderek arttığı, çalışan memnuniyetinin göz ardı edildiği, çalışan taleplerinin sürekli ötelendiği görülmektedir.
Sağlık çalışanlarına yapılan tüm haksızlıklara dur demek adına bugün burada toplanan tüm sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ediyoruz.
“Şiddet, yetersiz istihdam, ağır iş yükü, bitmek bilmeyen nöbetler, yapılan haksız uygulamalar nedeniyle sağlık çalışanları ağır bir tükenmişlik sendromu ile karşı karşıyadırlar. Bunların yanı sıra tüm memurların maaşla aldığı sabit ek ödemelerin sağlık çalışanları için her ay geciktirilerek yatırılması, yoğun çalışmaya rağmen performans ücretlerinin 1,5 TL gibi komik ücretlere inmesi ve ekonomik kayıpların dayanılacak sınırı çoktan aşması gibi durumlar yaşanmaktadır. Emeklilikte bekleyen sefalet ile ilgili de sürekli topun taca atılması çalışanda dayanılacak hal bırakmamıştır.
“Kamu hizmeti yürüten ama kadro talepleri yerine getirilmeyen kamu dışı aile sağlığı çalışanları, vekil ebe hemşireler ve 4/C’liler umutsuzluğa sevk edilmektedir. Memurlarımız yok sayılmış, hizmetliler görevini yaptıkları memur kadrosuna atanmamıştır.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda çalışan personelin problemleri göz ardı edilmekte, kendi kadrosu dışında çalıştırılmakta, nöbet ücretleri adil ödenmemekte, çağdaş kölelik usulü ile taşeron elemanlar çalıştırılmakta ve özlük haklarında bir çok adaletsiz uygulamalar bulunmaktadır. Kısacası sağlık hizmetlerinde görev alan doktorumuzdan hemşiresine, ebemizden sağlık memurumuza sağlık teknisyenine, teknik personelden, memura, hizmetli arkadaşlara kadar her birinin sorunu ve sıkıntısı vardır.
“Bizlerin önceliği, her zaman çalışanlarımız olmuştur. Bugün iş bırakma eylemine neredeyse sağlık alanında faaliyet gösteren tüm STK’lar katılıyor. Biri hariç o da Memur-Sen’e bağlı Sağlık-Sen. Önceliği makam ve bakan olanlar, gücünü idareden alanlar bu çağrımıza cevap vermemiş ve eylemimize katılmamıştır. Toplantılarında idareci ağırlayıp, bakandan oy toplayın talimatı alanlar, çalışan hakkı için iş bırakıldığında ortada yoklar. Onların yeri idareci yanıdır. Çalışanlarla alanlara çıkmak yerine idarecilerle poz vermek tek yaptıkları iştir. Tüm sağlık çalışanları kendilerini uçurumun kenarına götüren bu yetkilendirilmişleri iyi tanımalı ve görmelidir. Bunlara üye olarak kalınan her saniye çalışanın kendine verdiği en büyük zarardır.
“Sağlık Bakanı’nın yandaş sarı sendikanın yaptığı bir toplantıya katılmasının ne kadar etik olduğu tartışılmakla birlikte, bu toplantıda söz alan Sağlık Bakanı ‘Sağlık çalışanlarının yapmış olduğu işin çok kutsal bir iş olduğunu söylemiş, bunun değeri para ile ölçülemez milletin duası yeter’ diyerek ifade etmiştir. Bizde diyoruz ki, bırakın duayı millet etsin. Siz Bakan olarak sağlık çalışanlarının yığınla birikmiş olan problemlerine çözüm üretiniz. Milleti kandırmaya, çalışanlarla alay etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
“Sağlık Bakanlığı dün ‘Şifa Veren Ele Vefa’ adlı bir program düzenlemiştir. Öncelikle belirtmek isteriz ki bakanlık hiçbir zaman sağlık çalışanlarına vefa göstermemiştir. Şifa veren elleri sorunları ve dertleri ile baş başa bırakmıştır. Süslü toplantılarla bu işi geçiştirmeyi adet edinmiştir.
“Dertler boyu aşmış, sabır taşı çatlamıştır. Ama hâlâ çözümden uzak açıklamaları ile iktidar, sorunlara ne kadar uzak olduğunu ortaya koymaktadır. 70 yaşına kadar istenirse çalışılabilecekmiş, biz 70 yaşına kadar çalışma değil, emeklilikte rahat etmek ve insanca bir ücret almak istiyoruz. Bunun için döner sermayelerin emekliliğe yansıtılmasını talep ediyoruz.
“Yıpranma payı ile ilgili çalışma yapılıyormuş, yıpranma payı için 1 senedir aynı sözler söyleniyor. Fakat bu konuda atılan somut bir adım, ortaya çıkmış bir icraat yok. Artık siyasetçinin iki dudağı arasından öteye gitmeyen vaatlerden bunalan çalışanlar; devletin somut adımlarını, hayata geçen uygulamalarını görmek istiyor.
“Sağlık çalışanları olarak ne lütuf bekliyoruz, ne de karşılanamaz talepleri dile getiriyoruz. Sadece hakkımızı talep ediyoruz. Haklı taleplerimizi dile getirmek ve çalışanların talepleri karşısındaki vurdumduymazlığa tepki olarak Tıp Bayramı arifesinde iş bırakıyoruz.
Çalışanların taleplerinin yerine getirilmesi ve Türkiye kamuoyunda tekrar güçlü bir şekilde gündeme gelmesi adına yaptığımız bu eylemle alanlara çıktık ve ‘yetti gayrı’ diyoruz.
“Bu sıralar herkes devlete taleplerini iletiyor, biz de sağlık çalışanları olarak 10 maddelik taleplerimizi dile getiriyoruz.
“İş güvencesini kaldırma girişimleri yerine tüm çalışanların kadroya geçirilmesini, taşeron sistemindeki çağdaş köleliğe son verilmesini istiyoruz.
“Yitik hakkımız olan ve yıllardır verilmeyen yıpranma payının (fiili hizmet zammının ve ek zamların) verilmesini istiyoruz.
“Çalışırken de, emeklilikte de insanca yaşayabilecek, güvenceli bir gelir talep ediyoruz.
“Çalışanların can güvenliğini tehdit eden, şiddetin en aza indirilmesini, bunun için caydırıcı tedbirlerin alınmasını istiyoruz.
“Her kurumda bir kreş, tüm çalışanlara lisans tamamlama gibi düzenlemelerin acilen hayata geçirilmesini istiyoruz.
“İş yükü fazla olan aile hekimlerimizin ve aile hekimliği personellerinin nöbetlerinin iptal edilmesini istiyoruz.
“Adam kayırmacılığa, torpile, tehdide, mobinge, haksız atamalara karşı çıkıyor, idarecilerin adaletli olmalarını talep ediyoruz.
“Hizmetli arkadaşların veri hazırlama kontrol işletmenliği kadrosuna geçirilerek mağduriyetlerinin giderilmesini istiyoruz.
“Tıp eğitiminde niceliği değil, niteliği ön plana alan politikaların uygulanmasını talep ediyoruz.
“Tüm vatandaşlarımıza ücretsiz, eşit, ulaşılabilir ve nitelikli sağlık hizmeti sunulmasını, katkı ve katılım paylarının kaldırılmasını istiyoruz.
“Kısacası taleplerimiz çalışma hayatımızda huzur ve memnuniyetimizdir. Bu konudaki kararlı tavrımızı güçlü bir şekilde yansıtmak sağlık çalışanlarının taleplerini bir kez daha Türkiye gündemine taşımak, alanlarda sesimizi duyurmak, gasp edilen haklarımızı almak ve geleceğimize sahip çıkmak adına bu gün Türkiye’de tüm sağlık kurumlarında iş bırakıyoruz. Sağlık alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren bu taleplerimizin karşılık bulmasını istiyoruz.
“Mutlu sağlık çalışanı, mutlu Türkiye’ diyerek katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyoruz.”

“SAĞLIK BAKANLIĞI SINIFTA KALMIŞTIR”
14 Mart Tıp Bayramı öncesi Başbakan Davutoğlu tarafından sağlık çalışanlarına müjde şeklinde açıklanan hususlar ile ilgili sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının yetkili sendikası Sağlık-Sen olarak görüşlerini kamuoyuyla paylaşan Eğitim-Sen Kırşehir Şubesi Genel Sekreteri Ahmet Dalgalı, açıklamasında sağlık çalışanlarının beklediği müjdeli haberleri sıralarken, taleplerini şöyle dile getirdi:
“Sağlık çalışanları insanımızın sağlığının emanetçileri, sağlık sisteminin sigortasıdır. Sağlık çalışanları bugüne kadar kendisine uzanan hiçbir eli geri çevirmediği gibi bundan sonra da insan hayatına zarar verecek hiçbir eylemin içinde olmayacaktır. Bu nedenle, sağlık çalışanları olarak bugün de işimizin başında, aziz milletimizin hizmetindeyiz. Ancak, sağlık çalışanlarının umutla beklediği, yıpranma payı, ek ödemelerin emekliliğe yansıması gibi hususlarda yapılan açıklamalar ve değinilmeyen lisans tamamlama ve kreş hakkı gibi konular nedeniyle 14 Mart Tıp Bayramında hayal kırıklığı yaşıyoruz. Sayın Başbakan tarafından müjde olarak açıklanan nöbet ücretlerinde yüzde 50 oranında artışı, çalışanlar olarak memnuniyetle karşılıyoruz.
“Nöbet ücretleri dışında sağlık çalışanları olarak, uzun yıllardır mücadelesini verdiğimiz yıpranma payı ve ek ödemelerinin emekliliğe yansıması konularında ise Sağlık Bakanlığı yetkililerinin Sayın Başbakanı yanılttığı ortadadır. Sağlık çalışanlarına müjde denilerek yapılan açıklamalar, Sağlık Bakanlığının sınıfta kaldığını göstermiştir.
“Sendikamızın düzenlediği programa katılan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'sizler umudun adısınız' diyerek onurlandırdığı biz sağlık çalışanları; yıpranma payı, lisans tamamlama ve kreş konusunda Cumhurbaşkanımızın verdiği sözlerin, Sağlık Bakanlığı yetkilileri tarafından yerde bırakıldığını üzülerek görmekteyiz.
“Biz sağlık çalışanları için müjde; bütün meslek gruplarını kapsayan yıpranma payı hakkıdır.
“Biz sağlık çalışanları için müjde, hekim/hekim dışı ayrımı gözetmeden bütün çalışanların ek ödemelerinin emekliliğe yansıtılmasıdır.
“Biz sağlık çalışanları için müjde, 110 bin sağlıkçıyı ilgilendiren lisans tamamlama hakkının 2015 yılında başlatılacağının açıklanmasıdır. Bu nedenle Sağlık Sen olarak Sayın Başbakan tarafından yapılan açıklamaların sahanın beklentilerini karşılamaktan uzak olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz.
“Sağlık Bakanlığı yetkililerinin çok hızlı bir şekilde beklentilerimizi karşılayacak çalışmaları tamamlaması elzemdir. Sağlık Bakanlığı yetkililerinin çalışanları hüsrana uğratan bu hatalarını bir an önce telafi etmesi elzemdir. Sağlık Sen olarak, taleplerimizin olduğu kadar verilen sözlerin hayata geçmesi konusunun da takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Sağlık Sen olarak üyelerimize ve bütün sağlık çalışanlarımıza verdiğimiz sözün arkasındayız. 2015 yılı bütün sağlık çalışanları için yıpranma payı yılı, ek ödemelerin emekliliğe yansıtıldığı yıl olacaktır. 2015 yılı, lisans tamamlama eğitim ve öğretimlerinin başladığı yıl olacaktır.
“Bizler Sağlık-Sen üyeleri olarak ‘Bugün işimize sahip çıktığımız ve işimizi bırakmadığımız gibi, hedefe ulaşana dek bu işin peşini de asla bırakmayacağız’ diyoruz.”