KIRŞEHİR Halk Sağlığı Müdürü Dr. Bekir Demirbaş, kişisel hijyen ve el yıkamanın önemi konusunda Kırşehir halkını bilgilendirerek, bazı uyarılarda bulundu.

El yıkamanın birey ve toplum sağlığının korunması açısından basit, ucuz, toplumun her kesimi tarafından uygulanabilir ve son derece etkili bir yöntem olduğunu vurgulayan Kırşehir Halk Sağlığı Müdürü Dr. Bekir Demirbaş, hem kendimizin, hem de çevremizdekilerin sağlığını korumanın yolunun ellerimizden geçtiğini ifade etti.
Kişisel hijyen ve el yıkamanın önemine ilişkin, “Çağdaş sağlık hizmeti anlayışı, öncelikle sağlığın koruması ve geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu çerçevede ele alındığında, günümüzde toplumda hijyen uygulamalarının yaygınlaştırılması önemli bir koruyucu sağlık hizmeti olarak değerlendirilmektedir. Hijyen sözcüğü, sağlıklı ortamın korunması amacıyla her türlü hastalık etmeninin ortamdan uzaklaştırılması olarak tanımlanır. Hijyeni sağlamada en temel kural, ellerin doğru yöntem ile yıkanmasıdır. El yıkama, birey ve toplum sağlığının korunması açısından basit, ucuz, toplumun her kesimi tarafından uygulanabilir ve son derece etkili bir yöntemdir” şeklinde açıklamalarda bulunan Kırşehir Halk Sağlığı Müdürü Dr. Bekir Demirbaş, “Ellerimizi neden yıkamalıyız” sorusunu da şu şekilde yanıtladı:
“Günlük yaşantımızda ellerimiz, çevre ile her türlü bağlantıyı sağlayan, bu nedenle de en fazla bakteri barındıran organımızdır. El yıkama, çok sıradan ve günlük bir iş olması nedeniyle, genellikle ihmal edilen bir konudur. Oysaki hem kendimizin, hem de çevremizdekilerin sağlığını korumak ellerimizdedir.
“Çevre ile sürekli temas halinde olan ellerimiz yoluyla taşınan bakteriler basit bir soğuk algınlığından, SARS, hepatit A, Avian Influenza gibi öldürücü birçok hastalığın gelişimine neden olabilmektedir. Özellikle sağlık personelinin elleri, mikroorganizmaların hastadan hastaya yayılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, yetersiz el hijyeni, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde halen yaygın olarak görülen hastane enfeksiyonlarına neden olan başlıca etmenler arasında yer almaktadır.
“Yüksek morbidite, mortalite ve tedavi maliyetine neden olan bu enfeksiyonlardan korunmaya yönelik tedbirlerin başında, yeterli el hijyeninin sağlanması gelir. Yeterli el hijyeni aynı zamanda, besin kaynaklı hastalıkların azaltılmasında, okullarda sıklıkla görülen gastroenteritler, dışkı ile bulaşan hastalıklar, parazit ve mantarların gelişiminin önlenmesinde de basit ancak en etkili koruma yöntemidir.”

Müdür Bekir Demirbaş copy
“Ellerimiz gün boyunca kirlenir. Bazı bakteriler, özellikle Staphylococcus ve Micrococcus türleri, gözenek, çizik, çatlak, kir ve kıllara sıkıca yapışmış vaziyette bulunurlar ve yağ ve ter salgıları özellikle toz ve kirle karışarak bakterilerin gelişmesi için uygun bir ortam oluştururlar. Bu nedenle, gün içerisinde sık sık ellerimizi yıkamalıyız” uyarısında bulunan Bekir Demirbaş, ellerin “yemek hazırlamadan önce, yemek yemeden önce ve yemek yedikten sonra, hastaya temas etmeden önce ve hastaya temas ettikten sonra, tuvaleti kullandıktan sonra, çocukların altını değiştirdikten sonra, sigara içtikten sonra, steril eldiven kullanmadan önce ve eldiven kullandıktan sonra, pişmemiş gıdalara (özellikle kırmızı et, tavuk, balık, yumurta) temas ettikten sonra, üst solunum yolu sekresyonları ile temas ettikten sonra (hapşırma, öksürme vb.), bozulmuş gıda ve çöplere dokunduktan sonra, saçlar tarandıktan veya ellendikten sonra, toplumda ortak kullanılan araçların kullanımından sonra (toplu taşım araçları, para alış verişi, telefon vb), kedi, köpek ve diğer tüm hayvanları elledikten sonra” mutlaka doğru yöntemle yıkanması gerektiğini belirtti.
ELLERİMİZİ NASIL YIKAMALIYIZ?
El hijyeninde amacın kimyasal ve fiziksel zararlıların ve enfeksiyonlara yol açan mikroorganizmaların uzaklaştırılmasını sağlamak olduğunu belirterek, ellerin sadece su ile yıkandığında, mekanik etki ile görünür kirin uzaklaştırıldığını, ancak tam bir hijyen sağlanamadığını ve el temizliğinde su ile birlikte sabun kullanılması gerektiğini belirten Halk Sağlığı İl Müdürü Dr. Bekir Demirbaş, şunları kaydetti:
“Normal katı el sabunları ve sıvı sabunlar, meydana getirdikleri etkiler bakımından farklı olmamakla birlikte, katı sabunlar bulunduruldukları ortamlardan ve kullanan kişilerin kullanımdan sonra genellikle sabunları temizlemeden yerine koymalarından dolayı, kirlilik kaynağı olabilmektedir. Bu nedenle, özellikle toplu yaşanan yerlerde el temizliğinde sıvı sabunların kullanımı tercih edilmelidir.
“Etkin bir el hijyeni, her seferinde doğru yıkama tekniğinin uygulanması ile sağlanabilir. Sadece 30 saniyede uygulanabilecek doğru el yıkama tekniği ile bulaşıcı ve salgın pek çok hastalığa karşı önlem alınabilir, kişisel ve toplum sağlığının korunmasına önemli bir katkı sağlanabilir. Gün içerisinde ellerinizi aşağıda belirtilen yöntemle sık sık yıkayınız.
“Ellerinizi ılık veya dayanabileceğiniz kadar sıcak su ile ıslatın ve sabunu ellerimizin bütün yüzeylerine dağıtarak iyice köpürtün.
“Ellerinizin her yerini (bilekler, avuç içleri, parmaklar, parmak araları, el sırtı ve tırnak içleri) en az 30 saniye kuvvetlice ovalayın.
“Ellerinizi sabun ile ovaladıktan sonra iyice durulayın.
“Özellikle halka açık yerlerde tek kullanımlık havlu kağıt ile ellerinizi kurulayın.
“Ellerinizi kurutmak için kullandığınız kağıt havluyu musluğu kapatmak için kullanın ve çöp kutusuna atın.”
El yıkama alışkanlığının kazanılmasının önemine dikkat çeken Bekir Demirbaş, “Kişisel ve toplum sağlığı açısından doğru el yıkama alışkanlığını kazanır ve çevremize de bu alışkanlığı aşılayabilirsek pek çok bulaşıcı hastalıklar ile besin kaynaklı hastalıkların önüne geçebilmek adına büyük bir adım atmış oluruz” dedi.