Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri Kırşehir’de sağlık alanında ilkleri gerçekleştirmeye devam ediyor. Tıp Fakültesi Radyoloji Bölümünde görev yapan Dr. Öğr. Üyesi Muhammed Alpaslan ile hastanemiz Radyoloji Bölümünde görevli Uzm. Dr. Mustafa Demir tarafından Kırşehir’de ilk kez yapılan beyin anjiyografisi başarı ile tamamlandı.
Tıbbın hızla ilerleyen bir dalı olan ve son zamanlarda etkin bir rol alan Girişimsel Radyoloji, hastaların tanı ve tedavisinde önemli çalışmalar gerçekleştiriyor. Girişimsel Radyolojinin sunduğu imkanlarla hastalar için en az riskle, en yüksek fayda hedefleniyor ve bu tür önemli damarsal patolojiler tedavi edilebiliyor. Kırşehir’de ilk defa yapılan beyin anjiografi işlemlerine ek olarak Girişimsel Radyoloji departmanında uygulanan birçok tanı ve tedavi yöntemi bulunuyor. Boyunda büyük damarlara takılan kalıcı diyaliz kateteri, onkoloji hastalarına takılan venöz KT portu, abse-kist drenajları, akciğer ve batındaki sıvıların drenajı, nefrostomi kateteri (böbreğe dışarıdan takılan kateter), meme ve karaciğer gibi organ biyopsileri, tiroid biyopsisi gibi birçok işlem Girişimsel Radyoloji departmanı tarafından uygulanıyor. 
Kırşehir’deki hastaların başka illere gitmek zorunda kalmadan Kırşehir’de sunulan imkanlarla bu özellikli işlemlere ulaşabilmesi de Radyoloji Bölümünün çalışmaları arasında yer alıyor.
BEYİN ANJİYOGRAFİSİ HEM TANI HEM DE TEDAVİ AMAÇLI KULLANILABİLİYOR
Radyoloji Anabilim Dalında Girişimsel Radyoloji departmanında yapılan özellikli bir işlem olan beyin anjiyografisi hakkında bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Muhammed Alpaslan hastaya uygulanan beyin anjiyografisi hakkında şunları söyledi: 
“İskemik ataklar (geçici felç) şikâyeti ile Nöroloji Bölümüne başvuran 74 yaşındaki hastamızı anjiografi ünitesine alarak sağ kasıktan femoral arter üzerinden beyni besleyen ana karotis (şah damarı) arterine ulaştık. Kontrast madde verilerek beynin tüm arter yapıları değerlendirilen hastanın sağda internal karotis arterde (beyni besleyen ana damar) yüzde 100 solda ise yüzde 50 oranında tıkanma olduğu görüldü. Hastanın diğer beyin damarlarında başka patoloji görülmemesi ile hastaya bu seansta tanı konuldu ve tedavi planlaması yapıldı. Herhangi bir olumsuz durum olmadan beyin anjiografi işlemi başarıyla sonlandırıldı.”
Beyindeki damarsal patolojilerin kesin tanısında kullanılan yöntem olan beyin anjiyografisinin hem tedavi hem de tanı amaçlı kullanılabildiğini söyleyen Alpaslan, damar tıkanıklığı, anevrizma (damarda baloncuk), arteriovenöz malformasyon (anormal damar yumağı) ve başka birçok patolojinin tanısında beyin anjiyografisinin kullanıldığını söyledi. Hastalar için hayati öneme sahip olan bu patolojilerin tanısının konulmadığında ya da geç kalındığında beyin kanaması ve inme denilen felç gibi hayati durumlar oluşabileceğine dikkat çeken Alpaslan, beyin anjiografisi esnasında stentleme, embolizasyon, embolektomi veya koilleme gibi tedavi işlemlerinin de yapıldığını sözlerine ekledi. (HABER MERKEZİ)