ON BİR AYIN sultanı Ramazan ayında beslenme düzenindeki değişiklik nedeniyle pek çok sağlık problemi yaşanırken, Diyetisyen Gülay Yetkiner, beslenme şekline dikkat edilmesini istedi.
Kırşehir Kamu Hastaneleri Birliği’nde görevli Diyetisyen Gülay Yetkiner, Ramazan ayında beslenmeye ilişkin bilgiler vererek, uyarılarda bulundu.
Kırşehirlilere Ramazan ayına özel menü örneği veren Diyetisyen Gülay Yetkiner, “Ramazan ayıyla birlikte günlük beslenme şekli ve düzeninde değişiklikler olmaktadır. Almamız gereken enerji ve besin öğeleri değişmemesine rağmen ramazan ayı boyunca genellikle et, hamur işleri, börek-çörek, tatlı tüketimi özellikle artmaktadır. Buna karşılık yetersiz sıvı ve sebze meyve tüketimiyle çok karşılaşılmaktadır. Ramazan ayında da sağlıklı ve dengeli beslenmeye önem verilerek, halsizlik, depresyon, mide ağrıları, hazımsızlık, tansiyon düşmesi gibi birçok sağlık problemleriyle karşılaşılmamalıdır. Ramazan ayının sıcak günlere denk gelmesi iftar ve sahur arasındaki zaman diliminin uzun olması açlık süresinin uzaması ile birlikte beslenme şekline özellikle dikkat edilmelidir. Ramazanda dikkat edilmesi gereken husus iftar sofraları için hazırlanan yiyecekler ve bunların tüketim miktarıdır. İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. Unutulmamalıdır ki ramazanda kişinin kalori ihtiyacı artmamış sadece beslenme şekli ve düzeni değişmiştir. Oruçla birlikte metabolizmada bazı değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Uzun süreli açlık sonucu metabolizma az enerji harcamaya başlar, vücut hareketleri yavaşlar, bazal metabolizma hızı düşer. Eğer oruç döneminde beslenme düzenine dikkat edilmezse, düşünülenin aksine, kilo verilmez kilo alınır” dedi.
DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR
Diyetisyen Gülay Yetkiner, Ramazan ayı boyunca dikkat edilmesi gereken noktaları da şöyle sıraladı:
1- Ramazan ayı boyunca her gün mutlaka sahura kalkılmalıdır. Ramazan ayında yapılan en büyük hatalardan biri gece yatmadan önce yemek yiyip yatmak veya sahura kalkıp sadece su içmektir. Bu gibi durumlarda açlık süresi daha çok uzadığı için kan şekeri, tansiyon düşmesi veya çeşitli mide rahatsızlıkları gibi problemlere yol açabilir.
2- Özellikle su tüketimine önem verilmeli, sahur iftar arasında 2-2,5 litre su tüketimi sağlanmalıdır. Çay, kahve gibi içeceklerin suyun yerini tutmadığı unutulmamalıdır.
3- İftarda çok fazla miktarda birden boş mideye yüklenmek mide rahatsızlıkları yanında, sindirimde zorlanma, ekşime, yanma, bulantı, bağırsaklarda kabızlık, şişkinlik gibi sağlık problemleri oluşabilmektedir. Yemek tüketimi yavaş, küçük porsiyonlarda ve çok iyi çiğnenerek tüketilmelidir. Sahurda çok fazla yağlı ve hamur işi tüketilmemelidir. Metabolizma hızı yavaş olduğu için bu süreçte vücuda alınan besinlerin yağa dönüşümü daha fazla olacaktır. Ayrıca bu tür yağlı ve ağır besinler tüketilerek yatılması reflü gibi sindirim problemlerine neden olabilmektedir.
4- Sahurda yağlı ve ağır besinler yerine daha hafif yağ oranı düşük günlü protein ihtiyacının karşılanması bakımından protein içeriği yüksek kan şekerini hızlı yükseltmeyen kompleks karbonhidratlardan oluşan bir öğün seçilmelidir. Ayrıca sahurda çok tuzlu şarküteri ürünleri salam, sosis, sucuk, kavurma gibi besinlerden uzak durulmalıdır.
5- Tatlı tercihi ağır şerbetli hamur işi tatlılar yerine hafif sütlü meyveli tatlılardan olmalıdır.
6- İftar menüsü hazırlanırken her zaman olduğu gibi ramazanda da dengeli bir menü hazırlamaya özen gösterilmeli, öğünlerde süt, yoğurt, et, balık, tam buğdaylı ekmek grubu ve sebze-meyve tüketimine önem verilmelidir.”
Ramazan ayı için örnek menüde olması gerekenleri ayrı ayrı açıklayarak, sahurda “haşlanmış yumurta, peynir-zeytin, ceviz-badem-fındık, domates, salatalık, biber, maydanoz vb.; tam buğday-kepek-çavdar-köy ekmeği, çorba, süt veya yoğurt”; iftarda “hurma, zeytin, çorba, tam buğday/kepek/çavdar/köy ekmeği, etli sebze yemeği veya ızgara et, salata, yoğurt/ayran/cacık, bulgur pilavı veya kepekli makarna”; ara öğünde ise meyve veya sütlü tatlı veya süt gibi gıdaların tüketilmesini öneren Diyetisyen Gülay Yetkiner, Ramazan ayı boyunca haftada 3-4 kez hafif tempolu yürüyüşlerin kilo kontrolü ve besinlerin daha rahat sindirilmesi için uygun olacağını hatırlattı.
Ramazanda kimler oruç tutmaması gerektiğini de açıklayan Diyetisyen Gülay Yetkiner, “Öncelikle şeker hastaları için oruç tutmak son derece sakıncalıdır. Şeker hastalarının beslenme düzeni azar azar ve sık sık yemek üzerinedir. Ramazanda uzun süreli açlık hali kan şeker dengesini bozar. Vücudunda insülin yetersizliği ve şeker kullanımında dengesizlik olduğu için kişide hipoglisemi veya iftar sonrası hiperglisemi durumu oluşabilir. Oruç tutmak sağlıklı insanların metabolik dengesini değiştirmez ancak şeker hastaları için son derece sakıncalı olabilir. Böbrek ve ağır kalp hastalığı olanlar, karaciğer yetmezliği olanlar, tansiyon hastalığı olanlar, akli dengesi ve psikolojik durumu bozuk olanlar, ağır enfeksiyon geçirenler, çocuklar, çok yaşlı ve hastalar, hamileler, emzikliler oruç tutmamalıdır” dedi.
HABER MERKEZİ