İnsan olduğumuzu, dünyaya ne için geldiğimizi, nereye gideceğimizi unuttuğumuz, "Rabbena hep bana" dediğimiz bugünlerde içimden kopan fırtınalar neticesinde isyan ederek "yeter artık!" diye haykırarak bağırasım geliyor. Ama Bağırdığım zaman sesimi kimselere duyurabilir miyim bilemiyorum. O nedenle çareyi gördüklerimi, yaşadıklarımı, haksızlıkları, ikiyüzlü, bencil insanları ve içimden gelenleri doğal ve sade üslupla yazarak çözüm önerip, rahatlamada buluyorum.
Bazen de yalnız kalmayı tercih ediyorum. Yalnız kalınca kendimi daha iyi hissediyorum. Bilemiyorum benden başka yalnızlığı seven var mıdır?
Yalnız olduğumda çok mutlu oluyorum. Çünkü istediğim kadar ağlayabiliyorum, içimi döküyorum içimdekileri, yazarak kağıda döküyorum ve Rabbim'e anlatıp yardım diliyorum.
Sesini sonuna kadar açtığım Neşet Ertaş'tan dinlediğim bozlaklar eşliğinde gidiyorum eskilere, çocukluğumun geçtiği Kırşehir Aşıkpaşa Mahallesi’ne neredeyse hayatımın tamamımın geçtiği Kırşehir'de yaşadıklarımı getiriyorum gözlerimin önüne.
Neşet Ertaş'ın bozlakları eşliğinde insanların, insan olduğu, birbirine saygı duyduğu, güvendiği, üzmediği, arkasından vurmadığı yalan-dolan savurmadığı, ihanet şebekesinin olmadığı günlere gidiyorum.
Biliyor musunuz etrafımda sahte kişilerle olup, sinir olacağıma yalnızken daha güçlü, daha huzurlu oluyorum.
Hani Anadolu'da nerede çokluk orada b.kluk derler ya. Ben de b.klardan uzak durmayı tercih ediyorum.
Allah kainatı yaratırken her nimeti insanoğluna sunmuş fakat insanoğlu dünyalara sahip olsa da gözü doymak bilmemiştir. Her zaman "Rabbena hep bana" demiştir. Menfaat, bencillik yalakalık, para ve makam uğruna yapmadığı pislik, kötülük ve ihanet kalmamıştır.
Ne acıdır, ne üzüntü vericidir günümüz dünyası öylesine menfaat dünyası oldu ki birbiri hakkında yalan söylemeyen, iftira atmayan kalmadı,, miras için kardeş kardeşle, evlat babayla dargın hale geldi.
Görünürde herkes birbirinin yüzüne karşı dost, arkadan konuşulanın ise vay haline.
Neticede “Rabbena hep bana!” diyoruz, bencillik yapıyoruz, hakkımıza rıza göstermiyoruz, yaralı parmağa merhem olmuyoruz ve elimizi taşı altına sokarak sorumluluk almıyoruz.
“Elimizi taşın altına sokarak sorumluluk almıyoruz” dedim de aklıma Kırşehir Belediyespor maçları geldi.
Allah aşkına maçların olduğu günler nedir “Beleş Tepe” olarak bilinen Kale’deki insan yığınları?
Biletler pahalı dendi, yönetim yarı yarıya indirdi. Lakin bu hafta Karabükspor maçında tribünler yine boş, kale yine dolu. Bu insanlar acaba maça girerken üste para verilmesini mi bekliyor? Demek ki mesele bilet paralarının pahalı olduğu değil, insan zihniyetiymiş.
Kolay mı TFF 2. Lig’te. Takım kurarak mücadele etmek, kolay mı? Futbolcuların, alacaklarını ödemek, sigortalarını yatırmak kolay mı?
Bırakın futbolcuların alacaklarını ödemeyi, onların barınmalarını sağlamak, günde üç öğün yemek vermek büyük bir külfettir. Bu sıkıntıları çekenler bilir.
Bir paket sigaranın 15 lira olduğu ülkemizde günde bir paket sigara içenler gözünü kırpmadan ayda 450 lirayı sigaraya verirken, Kırşehir'de ayda iki defa oynanan futbol karşılaşmasına toplamda 40 lira veya yönetimin yaptığı indirimle 20 lira vermek büyük büyük bir para değildir. Tabi burada kahvehanelerde, birahanelerde, sevgili peşinde harcanan ve har vurup, harman savrulan diğer paralardan bahsetmedik.
Eğer ilimizde futbol takımı olsun, bizler de hafta sonlarında maç seyredelim diyorsak beleşciliği seçerek Kale’den maç seyretmek yerine bilet alarak tribünden seyrederek takıma katkıda bulunmalıyız. Her şeyi devletten, yöneticilerden, idarecilerden beklememeliyiz.
Bizim çocukluğumuzda Kırşehirspor'un maçlarının olduğu günler emniyet veya jandarma güçlerince Kale’ye giriş çıkışlar durdurulur ve maçların bedava seyredilmesi engellenirdi, bu gün aynı uygulama yapılabilir.
Bir de bu köşede defalarca yazmama rağmen bir türlü Ahi Stadyumunda tribünde sigara içilmesinin önüne geçilemedi. Kanunen yasak olmasına rağmen herkes içiyor. Bu hafta oynanan Karabükspor maçında tribünlerde piknik alanı gibi dumanlar tütüyor ama hiç bir görevli çıkıp “Beyler, beyefendiler kanunen tribünlerde sigara içmek yasak, sigaralarınızı söndürün!” demedi ve kanuni işlem yapmadı. Maşallah içen içene.
Bir beyefendi 4 veya 5 yaşlarında oğlunu getirmiş lakin yanındaki zat sigaranın birisini yakıyor, birisini söndürüyor çocuğuyla gelen beyefendi sigara içen zata "Sigaranızı söndürebilir misiniz, tribünlerde sigara içmek yasak ve çocuğum rahatsız oluyor" deyince sigara içen zat "Ne yasağı? Kime sormuşlar, yasak etmişler! Milletin sigarasına da mı karışacaksınız?" deyince başka bir beyefendi "Arkadaşım beyefendi doğru söylüyor, tribünlerde sigara içmek yasak. Ben astım hastasıyım ve rahatsız oluyorum" dedi.
Diğer zat ise “Rahatsız oluyorsanız gelmeyin. Hiç bir güç tribünde sigara içmeme mani olamaz" dedi ve diğer iki beyefendi “pisliğe taş atmayalım!” diyerek yerlerini değiştirdiler.
Son günlerde kendi özel arabasında sigara içenlere ceza yazılırken binlerce insanın maç seyrettiği tribünlerde neden sigara içenler hakkında cezai işlemler yapılmıyor, neden anonslar yapılmıyor, neden Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından büyük levhalarla tribünün belirli yerlerine "Kanunen tribünde sigara içmek yasaktır, içenler hakkında para cezası uygulanacaktır" yazıları asılmamaktadır? Neden emniyet güçleri, Belediye Zabıtaları ve İl Sağlık Müdürlüğü personellerince gerekli tedbirler alınmıyor?
Kanun, nizam tanımaz ve kendi egosunu tatmin etmek isteyen zatlar yüzünden bir baba 5 yaşındaki çocuğunu maça getiremeyecek mi veya astım hastası olan bir vatandaş maçlara gelmeyecek mi?
İnanın bu bencil, çıkarcı insanlara dur demek için “Nerede bu devlet, nerede bu millet?” diyerek bağırasım geliyor.
Polis kamerasıyla küfür edenleri, kavga edenleri çeken memur arkadaşlar kameralarını bir de sigara içenlere çevirseler, diğer arkadaşlarını ikaz ederek gerekenin yapılmasını sağlasalar o kadar iyi olacak ki.
Özel arabasında tek başına seyahat ederken sigara içene ceza yazılan bir dönemde binlerce kişinin maç seyrettiği tribünlerde sigara içilmesine bir anlam veremiyorum. Bu nedenle Kırşehir Valiliğimiz, İl Emniyet Müdürlüğümüz, Belediye Başkanlığımız, İl Sağlık Müdürlüğümüz ve Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğümüzce gerekli tedbirlerin alınması sigara içmeyenler için, çocuklar için, başta astım hastaları olmak üzere diğer hastalar için yerinde bir karar olacaktır.
Meydanı "Rabbena Hep Bana " diyen zatlara bırakmamak ve T.C. Devletinin hukuk devleti olduğunu birilerine öğretmek gerek.