Kırşehir, yeri doldurulamayacak bir değerini daha kaybetti

PROF. DR. İLHAN KILIÇÖZLÜ BU DÜNYAYA VEDA ETTİ

Kırşehir’de Kılıçözlü ailesini 1960’lı yıllardan beri tanırım.

Baba; eğitimci, eski Belediye Başkanı Ziya Kılıçözlü.

Anne; Hayriye Kılıçözlü.

Oğulları; Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü.

Bu isimler ayrıca Kırşehir’e çok düşkün bir aile olarak bilinir.

Kendisi Kırşehir aşığı, Kırşehir sevdalısıydı. Kırşehir’i inadına bu kadar çok sevmeyi bize o öğretti.

Ben 1960’lı yıllarda gazete dağıtırken baba Öğretmen Ziya Kılıçözlü Kırşehir Belediye Başkanıydı. Ankara Caddesi’ndeki Barlas Apartmanı’nın ikinci katında otururdu.

Sonra gazete yayınladığımız o günlerde ben, Amerika’ya ihtisas için giden Dr. İlhan Kılıçözlü’ye uzun yıllar Kırşehir gazetesini gönderdim.

Bundan yıllar önce Kırşehir’e gelen ve profesörlüğe yükselen İlhan Kılıçözlü ile tanıştım. Yanında eşi Dr. Meral Kılıçözlü de vardı.

Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü’nün Kırşehir’e olan bağlılığına, sevgisine yakından şahit oldum.

Bu tanışmanın ardından Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü ile dostluğumuz vefatına kadar devam etti.

Ben İstanbul’a gittiğim zaman İlhan Kılıçözlü bana İstanbul’un merak ettiğim, tarihi ve turistik yerlerini gezdirirdi.

O Kırşehir’e geldiği zaman önce doğduğu Kayabaşı Mahallesi’ni, Akbayır’ı, İkizarası’nı, Üçgöz’ü, Dipsiz Gölü gezer, çocukluğunun geçtiği, gençliğini yaşadığı bu yerlerde anılarını tazelerdi.

Sonra da biz onunla, gezmek istediği, görmek istediği yerleri beraber gezerdik.

İlhan Abi, Kırşehir’e geldiği zaman kendisini bulutların üzerinde hisseder, “Şu an kendimi Kâbe’de gibi hissediyorum” der, temiz havayı derin derin içine çeker, Üçgöz’de yaptırdığı çeşmenin suyundan kana kana içerdi. Sonra da bana dönüp “Ben bu suyu zemzem niyetine içiyorum” derdi.

İlhan Abiyi nasıl anlatsam, nasıl tanıtsam bilemiyorum.

Kendisi ölümüne bağlı olduğu Kırşehir’e “Neler yaparım, ne eserler bırakabilirim” heyecanıyla doluydu.

İlhan abiyi, Kırşehir’e bağlayan sadece Aşıkpaşa Mezarlığı’nda kabirlerinde yatan babası Öğretmen Ziya Kılıçözlü ile annesi Hayriye Kılıçözlü değildi. O bu topraklara ölümüne bağlıydı.

İlhan Kılıçözlü, ne sanayici idi, ne işadamıydı. İlhan Abi, tıp eğitimi almış, profesörlüğe kadar yükselmiş, babasından-annesinden hayır dua almış, helal lokma yemiş, Atatürk ilkelerine ve Türkiye Cumhuriyeti devletine bağlı iyi bir Atatürk milliyetçisi, iyi bir vatanseverdi.

Bütün bu özelliklerinin yanında gönüllü bir eğitim sevdalısıydı.

Bugün Kırşehir’de, İstanbul’da, Ankara’da ya da başka illerde bulunan pek çok sanayici, bürokrat, işadamı memleketlerine bir çivi dahi çakmazken, İlhan Kılıçözlü abimiz, yıllardır biriktirdiklerini Kırşehir’de okullar için, öğrenciler için harcadı, Kırşehir’in evlatlarının daha iyi yetişmesi ve eğitim alması için harcadı.

Kırşehir’de babasının adına Ziya Kılıçözlü İlköğretim Okulu, annesinin adına Boğazevci’de Hayriye Kılıçözlü Lisesi, eşinin adına Dr. Meral Kılıçözlü anaokulu, kendi adına Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü Fen Lisesi, torunu adına Defne Kılıçözlü Anaokulu sayamayacağımız eğitim kurumları arasında.

Ya bir de kendi cebinden milyarlar ödeyerek, hatta bankadan kredi çekerek Türk Kültürü'ne kazandırdığı Prof. Dr. Kemal Yavuz'a günümüz Türkçesine çevirttiği ve bugün ne acı ki Türk Dil Kurumu raflarında çürümeye terk edilen Aşıkpaşa'nın Garipnamesi'ni hatırlatmadan edemiyoruz. Bunun yanında Ahmed-i Gülşehri'nin Kuşların Dili anlamına gelen Mantıku't-Tayr adlı eserinin bugünkü Türkçe'ye çevrilmesini sağlayan da yine bu değerli hemşerimizdir.

İşte bu çaba ve hizmetlerinin karşılığı olarak da 2009 yılı Temmuz ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlen bir törenle Devlet Hizmet Onur Belgesi ile ödüllendirilmiş ve bunu belki de hak edenlerin en başında gelmektedir. 

Kırşehir’in yetiştirdiği bu değerli insanı, Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü Ağabeyimiz için ne yazsak, ne söylesek bir şey yapmış sayılmayız.

İlhan Abi Kırşehir’e ne kadar bağlıysa, oğlu ve kızı da Kırşehir’e o kadar bağlıdır.  Zaten İlhan Kılıçözlü’nün Kırşehir’de toprağa verilmesinin amacı çocuklarının Kırşehir’den kopmamaları ve zaman zaman Kırşehir’i ziyaret etmelerini sağlamaktı.

İlhan Abi’nin oğlu ve kızları belki Kırşehir’de doğmamış, belki Kırşehir’in havasını teneffüs etmemiş ama, İlhan Abi onlara öyle bir Kırşehir sevgisi aşılamış ki, onlar da yılda birkaç kez de olsa gezip gördükleri memleketleri için ellerinden geleni yapıyorlar.

Geçtiğimiz yıllarda Ahilik ve Esnaf Bayramı etkinlikleri sırasında kızı Arzu Kılıçözlü Türkiye genelinde yayınlanan Lezzet Dergisi’nde Kırşehir’in tarihi, kültürü, mutfağı, yöresel yemeklerini “Gülünü Yitiren Şehir” başlığı altında tanıtılmasını sağladı.

Ardından geçtiğimiz yıllarda Hürriyet Gazetesi’nin Seyahat ekinde yine Arzu Kılıçözlü’nün tavsiyesi ile Kırşehir’e gelen gazete editörleri tam bir sayfa “Kapadokya’ya gittiğinizde Kırşehir’e uğramadan dönmeyin” başlığı adı altında Kırşehir’i tanıttılar, Kırşehir’den “İçanadolu’nun Bilge Şehri” diye bahsettiler.

Yazının girişinde Kırşehir’den övgü ile bahsedilerek şöyle deniliyordu:

“Hitit’ten Osmanlıya, pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Kırşehir, Anadolu’nun ekonomik hayatında önemli merkezlerden biriydi. Türk dilinin öncüsü Aşıkpaşa, Gökbilim Medresesi’nin kurucusu Cacabey, Ahiliğin kurucusu Ahi Evran-ı Veli ve Hacıbektaş-ı Veli gibi pek çok önemli kişiler yetiştirdi. Kırşehir’e giderken Arzu Kılıçözlü bize ‘Ekim’de beş günlük bir gezi planlamıştık. Uzun olabileceğini, sıkılacağımızı düşünürken bu süre yetmedi’ …”

Hürriyet’te tam bir sayfa yayınlanan ve çeşitli Kırşehir resimleriyle süslenen yazıda Kırşehir’in tarihi ve turistik yerleri, termal turizmi, Seyfe Kuş Cenneti, Kaman’daki Japon Bahçesi’nden sitayişle söz ediliyordu. Kırşehir dışında yaşayan belki hayatında Kırşehir’i hiç görmemişler, Kırşehir’in nerede olduğunu bilmeyenlere bir rehber niteliği taşıyan bu yazı belki de milyarlarca lira verilse yapılamayacak bir reklam ve tanıtımı içeriyordu. Üstelik bu seyahate eki Türkiye’nin yanında Avrupa’da, Amerika’da, Uzakdoğu’da bile okunuyordu.

Biz şimdi Kılıçözlü ailesine, Arzu Kılıçözlü’ye teşekkür borçlu değil miyiz?

Arzu Kılıçözlü’ye Kırşehir’de yaşayan, Kırşehir’in havasını soluyan, elli yıldır Kırşehir’de gazetecilik yapan birisi olarak ne kadar teşekkür etsem az gelir.

Arzu Kılıçözlü gibi yüreğinde Kırşehir sevgisini yaşatan, Kırşehir’in tanıtımı için bütün olanaklarını kullanan, gazete ve dergilerde sayfa sayfa Kırşehir’in reklamını yaptıran birisi için bu ilin yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının başkanları derhal harekete geçmeli ve bu Kırşehir sevdalısı ödüllendirilmelidir.

Bize göre Arzu Kılıçözlü bunu çoktan hak etti.

Zira Kırşehir’e hizmet bayrağını İlhan Abi’nin elinden evlatları almış gözüküyor.

İşte böyle büyük bir Kırşehir sevdalısı Kılıçözlü ailesi…

Cumartesi günü aramızdan ayrılan İlhan Ağbi’yi ne bizler, ne de Kırşehir hiçbir zaman unutmayacak.

Bu vesile buradan değerli Kırşehir Belediye Başkanımız Selahattin Ekicioğlu’ndan naçizane bir isteğimiz olacak. İlhan Kılıçözlü ağabeyimizin adını Aşağı Buğday Pazarı’ndan Ağalar Konağı önünden geçip, Büngüldek’ten Çukurçayır Kavşağı’na çıkan yola vererek yaşatmalı. Zira İlhan ağabeyimiz bu sokakta doğup büyümüş, hatta buraya bir de okul yaptırmıştır.

Dün çok sevdiği topraklarına kavuşan İlhan Ağbimize bir kez daha rahmet diliyorum, mekânı cennet olsun.