TUNCELİ eski Valisi hemşehrimiz Mustafa Erkal, dün MHP’den Kırşehir Milletvekili aday adayı olduğunu açıkladı.

Vali Mustafa Erkal, dün saat 13.30’da MHP İl Merkezi’nde İl Başkanı Arif Ekici ve MHP Merkez İlçe Başkanı Abdullah ve partililerin katılımı ile yapılan toplantıyla Haziran ayında yapılacak seçimlerde Kırşehir’e hizmet etmek için MHP’den milletvekili aday adayı olduğunu açıkladı.
Vali Erkal aday adaylığını açıklarken yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Sayın Başkan, Partimizin çeşitli kademelerinde görevli, daha önce görev almış veya kendisini her zaman görevli sayan dava arkadaşlarım. Genleri vatan sevgisiyle örülmüş 15 yaşında bile ülkemizin bütün sorunlarını kendisine dert edinmiş Türklük gurur ve şuuru İslam ahlak ve faziletiyle Türk milletinin teminatı ve geleceği değerli Ülküdaşlarım, uzaktan yakından kararımı kutlamaya gelen değerli konuklar. Anadolu toprakları ve özellikle Kırşehir; Ahi Evran-ı Veli, Hacı Bektaş-ı Veli, Caca Bey Yunus Emre, Süleyman Türkmani, Ahmedi Gülşehri, Şeyh Edebali, Aşık Paşa ve yakın tarihimizde Osman Bölükbaşı, Erol Güngör, Mehmet Ali Altın, Şemsi Yastıman, Neşet Ertaş gibi nice değerleri yetiştirmiş ve yetiştirmeye devam etmektedir.
“Başta saydıklarımız aynı zaman devletlerimizin manevi mimarlarıdır. Türk devlet geleneğini İslam’ın hamurunda yoğuran hakkı-hukuku, kul hakkını devletin temeli sayan ve milletimizin ruh dünyasını kimliğini şekillendiren ve insanlığa örnek olan her çağın yol göstericileridir. Bu nedenle diyoruz ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türk Devlet geleneğine ve ettiği yemine ters düşen açıklamalarını yanlış yerde yapmıştır.
“Değerli hemşerilerim, bu seçimlerde sadece vekillerinizi seçmeyecek, aynı zamanda devletimizin parlamenter demokrasi ile mi yoksa Tayyip tipi başkanlık sistemiyle mi, despotizm veya tiranlıkla mı? Yönetileceğine de karar vereceksiniz.
Sizden tiranlık sistemini isteyenler aynı zamanda Cumhuriyetimizin temel ilkeleri dâhil değiştirecekleri anayasa içinde oy isteyecekler. Ülkemizin birliğini bozmayı amaçlayan BOB projesi küresel güçlerin güdümünde eş başkanı marifetiyle gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Ve dolayısıyla sözde çözüm süreci bu seçimlerin ana gündem maddeleri olacaktır. Bu konuda 10 yıl kadar bölgede görev yapmış biri olarak söyleyeceğim çok şey var ve saatlerce konuşabilirim.
“Burada detayına girmeden tek cümleyle özetlemem gerekirse, O bölgedeki %85’lik halkın büyük çoğunluğunun devlet ve milletimizle bir sorunu yok ve kültür, iman ve yaşayış açısından hiç farkımız yok. Sorun, kendisine dost olan çoğunluk yerine, bölücü azınlığı muhatap alan onları destekleyen küresel güçlerin güdümünde; detayından Genelkurmay Başkanının dahi haberinin olmadığı bölünme sürecini ülkemiz toprakları üzerinde pazarlık yaparak sürdüren AKP hükümetindedir ve maalesef bölge halkına senin temsilcin PKK’dır denilmiş olmasıdır.
“Bugün Doğu ve Güneydoğuda PKK alan hâkimiyetini ele geçirmiş, kafasındaki devlet modeline göre atamalar yapmakta öz savunma birlikleri dediği çapulcuları şehirlerarası yolları kesip polise askere kimlik sormaya cüret edebilmektedir. KCK üst yapılanmasından içeri tıkılan katiller çıkarılan yargı paketleriyle salıverilmiş sanki kendilerine bölmek için yetki verilmiştir. Devlet adına görev yapanlar makamlarında hiç bir şey yapmadan seyretmektedirler. Suç sayılan bu acziyetin suç sayılmaması için AKP hükümeti kanunlar çıkarmıştır. Teröriste ‘terörist’ hırsıza ‘hırsız’ bölücüye ‘bölücü’ demek suç sayılmıştır.
“Yukarıda özet olarak sunduğum nedenlerle Haziran 2015 seçimleri, ülkemizin birliğini, dirliğini, bölünmez bütünlüğünü cumhuriyetimizin temel ilkelerini savunan MHP ile yozlaşmayı yolsuzluğu, ilkesizliği ve bölmeyi parçalamayı, insanlarımızı kamplara ayırmayı, cumhuriyeti tasfiye etmeyi kendine şiar edinmiş AKP arasında geçecektir.
“Değerli dava arkadaşlarım,
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şu ana kadar Türk devlet geleneğinde görülmemiş bir tavırla ettiği yemine ve anayasaya aykırı olarak AKP Genel Başkanlığına soyunmuş ve AKP’yi Cumhurbaşkanlığına tercih etmiştir. Bizler aldığımız devlet terbiyesi ve esasen camia olarak Cumhurbaşkanının ve dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı makamının caddede, sokakta siyasetin malzemesi olmasını istemeyiz. Fakat açıktan taraf olan birine sessiz kalmamızda mümkün değildir. Bu nedenle seçim sürecinde aslı dururken gölgesini kimse muhatap almayacak, uzunu varken kısasıyla uğraşmayacaktır. Bütün konulara burada değinecek değilim fakat özellikle iki Konudan bahsetmek istiyorum. Eğitimde sanki ‘foolbriht komisyonu’ görev yapmaya devam etmektedir.
Bu komisyon 1949 da Atatürk’ün gerçekten milli eğitimine ABD’nin müdahalesi ile başkanlığını ABD Büyük elçisinin yaptığı 4’ ü Amerikalı 4’ ü sözde Türk 9 kişiden oluşan milleti kimliksizleştirmeyi amaçlayan komisyondur.

vali erkal copy
“AKP döneminde Türk milleti diye bir millet var mı yok mu diye tartışılmasına, Türkiye Cumhuriyeti denmesinin yanlış olduğunun söylenmesine azınlıklara kimlik kazandırmaya çalışırken Türk kimliğinin yok sayılmasına tepki vermeyen bir toplum haline gelmemiz bu eğitim politikasının sonucudur. Dünyanın herhangi bir ülkesinde kimliğine saldıran bir siyasi parti ancak %’5’lik bir oy alabilecekken bizde tersi olmaktadır.
“Bu bir mankurtlaşmada diyebileceğimiz beyin yıkama hadisesi ile gerçekleşmektedir.
Değinmek istediğim 2. Konu ise sosyal güvenliktir. Sosyal bir devlet olmanın gereği insanlarımıza yapılan yardım veya ödemeler AKP’nin ve yöneticilerinin kesesinden çıkmış gibi rencide ederek verilmekte ve insanlarımız kendilerine oy verilmezse bu yardımların kesilmesiyle tehdit edilmektedir.
Kısaca AKP baskı ile fakirden oy almakta ve kendi zenginlerini türetmektedir.
“Saygıdeğer katılımcılar değerli basın mensupları.

“MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ yetişmiş kadrolarıyla, ülkemizin gelişip kalkınmasını, dirlik ve bütünlüğünü, refah ve mutluluğunu; Türk dünyasının en azından “fikirde, dilde ve işte birliğini”, Türk İslam Âleminin sancaktarlığım sonsuza kadar sürdürmeyi hedeflemiştir. Bunları nasıl gerçekleştireceğimizi MHP seçim beyannamesini esas alarak önümüzdeki seçim sürecinde inşallah sizlerle detaylı olarak paylaşacağız.

“Birazda özelde Kırşehir’e bakalım. İlimizin ekonomisinde, tarım ve hayvancığın payı % 74, ticaretin payı % 14, sanayinin payı % 12’dir. Nüfusu her gün biraz daha azalmakta sürekli göç vermektedir. Boşalan köylerde tarım adeta tarlalar boş kalmasın diye yapılmakta çoğu zaman çiftçi ettiği masrafın karşılığını alamamaktadır. Sanayi dediğimizde iki fabrika ve küçük işyerleri akla gelmektedir. Uluslararası ölçekte bunlara sanayi değil ancak HOBİ kapsamında iş yerleri demek daha uygundur. Merkezdeki sözde 120 sanayi tesisinden ancak 45 kadarı Organize Sanayi Bölgesi içinde diğer 75’i ise OSB’ si dışındadır.
“Kaman OSB’sine 300 hektar yer ayrılmışken 50 hektarı kullanıma açılmış, 42 parselden şu ana kadar sadece iki parsel tahsis edilebilmiştir. Mucur OSB’sinin adı var kendisi yoktur. Tarih, kültür ve doğal zenginliklerini turizme açamamıştır. Sahip olduğu termal kaynaklarını tarımda ve turizmde değerlendirememiştir. Kızılırmak vadisinde üretimi geliştirememiş su ürünlerini ekonomisine katamamıştır. Ekonomisi bu kadar zayıf olunca sporda da bir yere gelinememiştir. Nitekim Yeşil Beyazlı Kırşehirspor’umuz profesyonel ikinci ligden BAL (Bölgesel Amatör Lig)’ a kadar düşmüştür. Sadece futbol değil diğer branşlarda da ekonomimizle uyumlu düşük bir seviyedeyiz. Bu olumsuz durum toplum hayatınızda da aynıdır. Toplamda Hakkâri’nin Yüksekova’sı, Şırnak’ın Cizre’si kadar yatırımlardan pay almamaktadır. Buna rağmen devletin kuramlarının planladığı yatırımları kendi kerameti gibi sunan politikacıları halkımız kanaatkar tavırlarıyla minnetle anabilmektedir. Kısaca Kırşehir bozkırın tezenesi kadar garip ve sahipsizdir.
“Yukarda saydığımız ve bunlara eklenecek birçok sorunu inşallah toplumun bütün kesimleriyle ortak akılla değerlendirerek birlikte çözmenin gayreti içinde olacağız.
“Değerli hemşerilerim saygıdeğer konuklar basınımızın değerli temsilcileri.
Meslek hayatımın 20 yılı kaymakam ve vali yardımcısı son 15 yılı ise valilik görevinde geçti. Bu uzun süre içerisinde ülkemizin her bölgesinde her kesim insanimizin dertlerini sorunlarını çözmenin gayreti içinde oldum ve yolu benim olduğum yere düşen hiçbir hemşerimin talebi karşılıksız kalmadı...
“Değerli hemşerilerim.
“Önümüzdeki seçimlerde siz destek verir, partimizin yetkili organları da uygun bulursa vekilliğinize talibim. Vekilliğim süresince Kırşehir’imizin, Akçakent, Akpınar, Boztepe, Çiçekdağı, Kaman, Mucur ilçelerimiz ile Köseli, Kurancılı, Özbağ beldelerinin yanı sıra 252 köyümüzün hak ettiğini alması için çalışacak genelde Milletimizin ve ideallerimizin savunucusu olmaya devam edeceğim. Politikacının toplum nezdinde ki kötü algısını biliyorum. Esasen politika kelime anlamıyla da çok yüzlü demektir. Aynı zamanda Politikacı denildiğinde bol yalan söyleyen, gökteki yıldızları vaat eden tiplemeler akla gelmektedir.
“Siyaset ise, inceden inceye düşünen planlayan, uygulayan sonuçlandıran anlamındadır. Ben politikacı değil siyasetçi olacağım ve sizlere asla yalan söylemeyeceğim. Önümüzdeki Haziran 2015 seçimlerinin ülkemize, milletimize, bütün Türk Dünyasına ve partimize hayırlı olmasını diliyorum.”