1987-1991 yılları arasında Anavatan Partisi’nden Kırşehir Milletvekilliği yapan, hızlı yaşayıp genç yaşta aramızdan ayrılan Kâzım Çağlayan’ı 25 Ağustos 1997 tarihinde geçirdiği elim bir trafik kazası sonucu kaybetmiştik.
1948 doğumlu olan Kâzım Çağlayan’ı çok yakından tanıyanlardan birisi olarak onun Kırşehir ve ilçelerine, köy ve kasabalarına getirdiği hizmet ve yatırımları; en önemlisi partili-partisiz bütün hemşehrilerine yaptığı katkı ve destekleri yakından biliyorum.
O Ankara’da hangi bakanlığa gitse, bakanlar, müsteşarlar, genel müdürler adeta kaçacak delik ararlardı. Kırşehir ve Kırşehirlilerin her işi için gece-gündüz koşar ve mutlaka bu sorunları çözerdi.
Çünkü tuttuğunu koparmayı, politikayı kendisinden önce Adalet Partisi’nden üç dönem Kırşehir milletvekilliği yapan ustası Memduh Erdemir’den öğrenmişti. O da öyleydi, o da ne müthiş adamdı.
Var mı şimdi böyle güçlü siyasetçimiz?
ANAP’lı Kâzım Çağlayan, Kırşehir için, görev yaptığı yıllarda Kırşehir’in köylerinin elektrik, su, telefon, okul, yol gibi hizmetleri getirirken en önemli hizmetlerini burada yazmazsak vefasızlık olur.
Kâzım Çağlayan Petlas Lastik Fabrikası’nı hizmete açtırdı. Şeker Fabrikası’nın temelini attırdı. Bugün bu iki fabrikada binlerce kişi çalışıyor, Kırşehir ve ülke ekonomisine büyük katkı sunuyor.
Yine Kâzım Çağlayan Kızılırmak’ın üzerine yaptırdığı Kayapa Köprüsü’yle Nevşehir’in köyleri Kırşehir’e geliyor, burada alışveriş yapıyor, ilimiz ekonomisine katkı sağlıyor.
Mucur’da Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcılığı, Adalet Partisi’nden Mucur Belediye Meclisi Üyeliği ve Belediye Başkan Yardımcılığı da yapan, daha sonra Anavatan Partisi’nden görev alıp, milletvekili seçilen, Kırşehirlilere yaptığı hizmetlerle silinmezler izler bırakan, Kırşehir’in efsane milletvekili, hala yeri doldurulamayan ve aranan Kâzım Çağlayan, 23 yıl önce Ankara’da oğlu Sinan’la birlikte geçirdiği trafik kazasında 49 yaşında hayatını kaybetmişti.
Genç yaşta aramızdan ayrılan Kâzım Çağlayan’ı ve oğlu Sinan’ı vefatının 23. yılında rahmetle anıyoruz.
Ruhlar şâd, mekânları cennet olsun. *ŞEVKET GÜNER