DEVA Partisi Kırşehir İl Başkanı Metin Atabey, 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanacak turizm haftası dolayısıyla bir açıklama yaparak, Kırşehir’in tarihi ve kültürel olarak büyük bir mirasa sahip olmasına rağmen turizm sektöründen hak ettiği payı alamadığınız açıkladı. 
Kırşehir’in Hititlerden Bizans’a, Bizans’tan Osmanlı’ya binlerce yıllık tarihi birikimi ve kültürüyle keşfedilmeyi bekleyen saklı bir hazine durumunda olduğuna dikkat çeken Başkan Metin Atabey, “Köklü geçmişiyle Kırşehir Türk Kültür merkezleri açısından çok önemli bir yere sahiptir. Ahilik teşkilatının kurucusu Ahi Evran-ı Veli,  Mevlana’nın talebesi Süleyman Türkmani, Türk dilinin öncüsü Aşıkpaşa, Gökbilim Medresesinin kurucusu Cacabey, Ahmedi Gülşehri, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre gibi ünlü Türk-İslam şair, düşünür ve mutasavvıflarını yetiştirmiştir” dedi. 
“Gönül isterdi ki değerli Kırşehir halkı da turizm sektöründen hak ettiği payı alsın” diyen Başkan Atabey, yaptığı yazılı açıklamada şunları ifade etti:
“Turizm konusunda toplumsal farkındalığı arttırmak, doğal, tarihi ve kültürel varlıkları sürdürülebilir turizm ilkeleri doğrultusunda değerlendirmek turizm bilincini oluşturmak,  turizmi canlandırmak ve halkın turizm hareketlerine katılımını sağlamak amacıyla, her yıl 15-22 Nisan tarihleri arasında ülke çapında çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Bizler de DEVA Partisi Kırşehir İl Başkanlığı olarak değerli Kırşehir halkımızın turizm haftasını kutluyoruz.  
“Turistlik gezi, dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçların dışında ayı zamanda turistlik gezi, insanların sadece bir yerden bir yere gitmesi değil kültürel, ekonomik ve toplumsal olarak da etkileşim ve iletişim içinde olmalarıdır. Turistler gittikleri ülke ya da bölgede gördükleri yerler karşılığında o yöre halkına para kazandırırlar. Yani bacasız sanayi olarak nitelendirilen turizm sektörü ülke ve bölge ekonomisine büyük bir maddi katkı sağlar. Ancak Kırşehir tarihi ve kültürel olarak büyük bir mirasa sahip olmasına rağmen turizm sektöründen hak ettiği payı alamamaktadır. 
“Şehrimiz Anadolu’nun tam kalbinde olup çok büyük ve köklü bir tarihe sahiptir. Şehrimiz uçsuz bucaksız kırın ortasında yükseldiği için ‘Kır şehri’ adı verilmiştir. Kır şehri zamanla halk dilinde Kırşehir olmuştur. Kırşehir, Hititlerden Bizans’a, Bizans’tan Osmanlı’ya binlerce yıllık tarihi birikimi ve kültürüyle keşfedilmeyi bekleyen saklı bir hazine durumundadır. 
“Köklü geçmişiyle Kırşehir Türk Kültür merkezleri açısından çok önemli bir yere sahiptir. Ahilik teşkilatının kurucusu Ahi Evran-ı Veli,  Mevlana’nın talebesi Süleyman Türkmani, Türk dilinin öncüsü Aşıkpaşa, Gökbilim Medresesinin kurucusu Cacabey, Ahmedi Gülşehri, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre gibi ünlü  Türk-İslam şair, düşünür ve mutasavvıflarını yetiştirmiştir. 
“Şehrimizin tarihi değerlerin yanı sıra zengin bir edebiyatı,  köklü bir geçmişi olan halıcılık, oniks taşı işlemeciliği, yöremize özgü leziz yemekler, kalitesi uluslararası standartlarca onaylanmış Kaman cevizi ve tuzdan yapılmış hediyelik eşyalar gibi Kırşehir’e özgü başkaca turizme konu olacak kaynakları da vardır.
“Şehrimiz: Ahi Evran-ı Veli Camisi, Alaaddin Camisi, Cacabey Gök Bilim Medresesi, Lale Camisi, Melik Gazi, Âşık Paşa, Süleyman Türkmani , Ahmedi Gülşehri, Şeyh Edebali ve Yunus Emre türbeleri, Mucur, Kepez ve Dulkadirli yeraltı şehirleri, termal şifalı suları ile Terme, Bulamaçlı, Karakurt ve Mahmutlu kaplıcaları, Hirfanlı Barajı, Seyfe Gölü Tabiat Koruma Alanı ve Kuş Cenneti, Japon bahçesi, Ağlar Konağı, Üçayak Kilisesi,  Aksakallı Kilisesi, Kuş Kalesi, Keçi Kalesi, Kalehöyük, Yassıhöyük vs. Gibi sayamadığımız daha bir çok kültürel ve turistik değere sahiptir.

“Yukarıda da belirttiğimiz gibi geçmişten bugüne pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Şehrimiz, tarihi camileri, medreseleri, türbeleri, kümbetleri, kiliseleri, kervansarayları, höyükleri, kaleleri, yer altı şehirleri ve termal sularıyla Anadolu’nun tam ortasında gerçek bir cazibe merkezi olması gerekirken üzülerek söylüyoruz ki birçok tarihi birikimimize ve kültürel değerlerimize sahip çıkılmıyor.
“Yunus Emre’den Aşıkpaşa’ya; Ahi Evran’dan Hacıbektaş’a Anadolu Türk kültürünün mayasını oluşturan alimleri de yetiştiren ve onların kültürel mirasını da barındıran bir şehir olmasından dolayı UNESCO 2021 yılını; Ahi Evran Veli, Hacı Bektaş Veli ve Yunus Emre yılı ilan etmiş ve bizlerde bundan  dolayı şehrimiz adına büyük bir mutluluk yaşamıştık.  Böylelikle Şehrimiz turizm potansiyelini artmasına yönelik büyük bir fırsat elde etmiştir. Umarım ki yöneticilerimiz bu fırsatı iyi değerlendirir Kırşehir’in kültürünü ve değerlerini, ulusal ve uluslararası düzeyde en iyi şekilde tanıtırlar. Çünkü halkımız artık göstermelik icraatlar değil, gerçek hizmetler beklemektedir.
“Kırşehir, 2019 yılında Türkiye‘de ‘müzik’ alanında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’nda yer alan ilk şehir olmuştu. Bu konu hakkında şehrimizi, kültürümüzü tanıtmak adına ne gibi çalışmalar yapıldı veya herhangi bir çalışma yapıldı mı? Oysa Şehrimizin tarihsel olarak müzikle iç içe oluşu ile ‘Abdallık’ ve ‘Bozlak’ geleneğinin şehre bıraktığı kültürel miras, ulusal ve uluslararası düzeyde müzik üstatları yeterince tanıtılmalıydı. Bununla beraber 2012 yılında hayatını kaybeden 'Bozkırın Tezenesi', 'Halkın Sanatçısı’, ‘ Türkülerin Babası’ olarak nitelendirilen büyük üstad Neşet Ertaş da hakkıyla tanıtılmamıştır.
“Şehrimize 13. Yüzyılda kesme taştan yaptırılan Melikgazi Türbesi ve Lale Camisi’nin, restorasyon çalışması ve çevre düzenlemesiyle turizme kazandırılması hedefleniyordu. Ancak bu konu hakkında hiç bir çalışma yapılmadı. Sahipsiz bırakılan diğer tarihi yapılarımız gibi burasıda restore edilmeyi bekliyor. Gerçi restorasyon çalışmalarına başlansa bile bir türlü bitirilemiyor tıpkı Cacabey Medresesi Restorasyonunda olduğu gibi. 
“Sağlık turizmi açısından büyük önem taşıyan termal  kaynaklarımız ile ilgili potansiyelin ortaya çıkarılması yönelik ciddi çalışmalar yapılmasını bekliyoruz çünkü ; romatizma, kalp ve kan dolaşımı, kadın hastalıkları, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar, ameliyat sonrası rahatsızlıklar ile eklem ve kireçlenme gibi hastalıkların tedavisi için tercih edilebilecek olan doğal kaynaklarımız boşa gidiyor. Kırşehir’in en önemli kaplıcaları; Terme, Karakurt, Bulamaçlı ve Mahmutlu Kaplıcaları’dır. Bu yerlerin bir an önce sağlık turizmi açısından şehrimize en iyi şekilde hizmet verilmesi sağlanmalıdır.
“Oniks taşı sadece yöremizde çıkan çok değerli bir mermer çeşididir. Aynı zamanda oniks taşı ‘Bozlağın nazar boncuğu’ olarak nitelendiriliyor. Oniks taşı özellikle turistlere yönelik hediyelik eşya yapımında kullanılıyor ancak, Kırşehir’de üretim yapan bir tek atölye kalmış durumdadır. Yani turizm açısından önemli bir yere sahip olan değerimiz yok olup gidiyor. Yetkililerin bu konu hakkında acilen bir çalışma yapması gerekmektedir.
“Kırşehir’in en köklü okullarından olan Mehmet Akif Ersoy Anadolu Lisesi, 2017 Aralık ayında yıkılarak, yerine Turizm Lisesi Uygulama Oteli inşa edilmeye başlanmıştı.2020 yılında projenin tamamlanması gerekiyordu ancak yıl oldu 2021 projenin kaba inşaatı dahi tamamlanmış durumda değil.
“Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 12 Milyon TL’ye yakın bir maliyetle Aşıkpaşa Tabiat Parkı yapılmıştı ve parkın işletmesi bir pastane firmasına verilmiş ancak parkı işleten firmanın sözleşmeyi fesih etmesiyle Aşıkpaşa Tabiat Parkı atıl durumda kalmıştır. Yöneticilerimizin şehrimize reva gördüğü hizmet anlayışı bu mudur?
“Şehrimiz için dönemin çılgın projesinden olduğu söylenen ve turizm açısından kente büyük katkıları olacağı iddia edilen, çok büyük maliyetlerle yapılmış olan şehrimizin göbeğinde ki Kentpark da kendi haline terk edilmiş durumda ne şehrimize yakışır düzeyde ne de turizm açısından cazip durumdadır. 
“Şehrimizin Mucur ilçesinde bulunan ve Ramsar Sözleşmesi başta olmak üzere “3 ve üzeri koruma sınıfı”na sahip Seyfe Gölü Kuş Cenneti’de atıl durumda bırakılmış bir diğer doğal güzelliklerimizdendir. Seyfe Gölü için yapılacak çalışmalar hakkında daha önce bir basın açıklaması da yapmıştık. 
“2017 yılında Orta Asya Türk kültürünün yaşatılması ve değişik çadır örneklerinin Kırşehir’de sergilenmesi amacıyla kurulması planlanan Çadır Müzesi yapılacaktı. Yapılmadı ve gerçekleşmeyen bir seçim vaadi olarak sözde kaldı. 
“Şehrimizin doğal, kültürel ve tarihi değerlerini ortaya çıkarmak, korumak, geliştirmek, gelecek nesillere aktarmak yöneticilerimizin en büyük görevlerindendir. Aynı zamanda şehrimizdeki turizm alanları çeşitlendirilmeli, teşvik edilmeli ve Kırşehir kültürünü ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımı yapılmalıdır. Ancak bu şekilde şehrimizi turizm alanında hak ettiği konuma getirilebilir.
“Önemli tarihi ve kültürel değerlere sahip olan şehrimizin de yerli ve yabancı turistlere rehberlik edilmesi amacıyla sanal müze oluşturulmalıdır.
“Turizmi arttıran en önemli etmenlerden birisi tarihi anıtların bolluğudur. Eski kent harabeleri, ünlü anıtlar (camiler, türbeler, kiliseler, müzeler, yeraltı şehri vb...) her zaman insanların ilgisini çekmiştir. Kırşehir turizm sektörü bakımından gelişime oldukça açık olduğu halde ne yazık ki bu konuda etkili ve yeterli çalışmaların yapılmadığına hep birlikte üzülerek şahit oluyoruz. Oysa yetkililer tarafından şehrimizin kültür ve turizm gerekli önem verilmiş olsa şehrimiz ekonomik olarak da kalkınma sağlayacak. Dileriz ki bu konuda bir an önce çalışmalar yapılır. Kırşehir’de turizm konusunda hak ettiği yeri alır.” (HABER: BEYHAN BALLI)