DEVA Partisi Kırşehir İl Kadın Çalışmaları Başkanı Gizem Doğan:

“Kadın DEVA’da yaşayacak” 

DEVA Partisi Kırşehir İl Kadın Çalışmaları Başkanı Gizem Doğan, İstanbul Sözleşmesi’nin usulsüzce ve milletin iradesi yok sayılarak feshedildiğini açıkladı.
İstanbul Sözleşmesi’nin aile kurumu ya da geleneksel aile yapısı için tehdit değil, aksine aile kurumu içinde şiddet gören kadın ve kız çocuklarını koruyan, şiddeti yaşam boyu süren işkence ve kader olmaktan çıkaran bir sözleşme olduğunu ifade eden Gizem Doğan, konuşla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şunları ifade etti:
“DEVA Partisi olarak samimi, gerçek ve konuyu sahiplenen duruşuyla KADINLARI YAŞATACAK ÇÖZÜMLERE liderlik edeceğimiz günler için çalışmaktayız. Bugün de bunlardan biri,  biliyorsunuz ki Türkiye, 20 Mart gecesi Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile resmi adı ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ olan kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi’ olarak bilinen sözleşmeden alelacele çekildiğini Resmi Gazete’de yayımlayarak bildirmiştir. Bizim DEVA Partisi olarak bu hukuksuzluk karşısında tavrımız nettir.
“2020 ve 2021 yılında Şehrimizde 3 kadınımız erkek şiddetine kurban gitmiştir. Cinnet geçiren kocası tarafından dört el ateş edilerek öldürülen Alev Ergin, yine cinnet geçiren kocası tarafından yirmi yedi kere bıçaklanarak hayatını kaybeden İkram Kaplan ve 24 yaşındaki Vildan İnce, ailesi tarafından istemedikleri bir kişiyle evlenmesi bahane edilerek ateşli silahla öldürüldü. Dile getirirken bile yüreğimizi sızlatan bu kadınlar ve bilemediğimiz daha nice kadın şehrimizde her gün bu korkuya maruz bırakılıyor.
“İstanbul Sözleşmesi ülkelerin örf ve adetlerine uygun olarak iç hukuklarını düzenler ve kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için imzacı devletlere sorumluluk yükler. İmzalandıktan sonra gereğince uygulandığı ülkelerde olumlu sonuçları bugün artık tespit edilmiştir. Bugün Türkiye dünya çapında toplumsal cinsiyet, eşitlik, refah vb. konulu raporlarda, endekslerde son sıralarda yer almaktadır. Örneğin kadın, barış ve güven endeksi ülkeler sıralamasında Türkiye 167 ülke içerisinden ancak 11. sırada yer alabilmiştir.
“İstanbul Sözleşmesi ülkemizde 2011 yılında, halen görevde olan bugünkü iktidar yetkilileri tarafından herhangi bir şerh düşülmeden TBMM tarafından onaylanmıştır. Ancak, gerekli uygulamalar yıllar içinde yetersiz kalmış ve hatta kadını koruyamamıştır.  O gün mecliste 246 vekilin kabulü ve 1 vekilin çekimser oyuyla kabul edilen İstanbul Sözleşmesi, bugün usulsüzce ve milletin iradesi yok sayılarak feshedilmiştir.
“Geçen hafta başlatılan ‘DEVA Yaşatır’ kampanyası ile birlikte hem ülke genelinde hem de Change.org platformu üzerinden bir imza kampanyası başlattık. DEVA Partisi Genel Merkez Kadın Politikaları Başkanlığı olarak, bugün ise kararın iptali için Danıştay’a dava açmış bulunmaktayız, bu hukuksuzluğun ve keyfiliğin düzeltilmesi için Danıştay’a dava açıyoruz, eş zamanlı olarak tüm ülkede birçok ilimizde davalar açılıyor.
“GELENEKSEL AİLE YAPISI İÇİN TEHDİT DEĞİL”
“İstanbul Sözleşmesi aile kurumu ya da geleneksel aile yapısı için bir tehdit değildir. Aksine aile kurumu içinde şiddet gören kadın ve kız çocuklarını koruyan, şiddeti yaşam boyu süren işkence ve kader olmaktan çıkaran bir sözleşmedir. Şiddetin toplum ve aile yapısı içinden arındırılmasını sağlayan koruyan, önleyen mekanizmalar içeren uluslararası uygulanan bir anlaşmadır.
“ŞİDDET SUSTUKÇA ÇOĞALIR”
“Biz kadına yönelik şiddete sessiz kalmanın, şiddete ortak olmak anlamına geldiğini bilerek; şiddet sustukça çoğalır diyerek, şiddet karşısında susmayacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz. Şiddete uğrayan her bir kadının arkasında susmayan DEVA’lı kadınlar olarak duracağımızın bilinmesini istiyoruz. DEVA YAŞATIR diyerek, şiddetsiz bir Türkiye, şiddetsiz bir Avrupa ve şiddetsiz bir dünya için mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.
“2011 yılında Ak Parti hükümeti tarafından imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden şimdi, üzerinden 10 yıl geçmişken, sırf bazı kesimleri memnun etmek adına çekilme kararı verilmesi yersizdir, hukuksuzdur, mesnetsizdir. 10 yıl boyunca yürürlükte kalan bir sözleşmeyi sudan bahanelerle, üstelik usule aykırı olarak geçersiz saymaya kalkmak kimsenin yetkisinde değildir. TBMM’den onaylanarak geçen uluslararası bir sözleşmeden ancak TBMM kararı ile geri çekilmek mümkündür. Çıktık, oldu, bitti açıklamaları tek taraflıdır. Hukuken yok hükmündedir. Biz bugün bu hukuksuzluğun, yok hükmündeki çekilme kararının düzeltilmesi için Genel Merkez Kadın Politikaları Başkanlığı olarak Danıştay’a davamızı açıyoruz. Danıştay yetkililerinden beklentimiz; iptal kararını hiçbir etki altında kalmadan, tüm şiddet gören kadınları vicdanlarında hissederek, vicdanlarının sesini dinleyerek Türkiye’deki tüm kadınlar için vermeleridir.
“Biz inanıyoruz ki Türkiye devleti bir hukuk devletidir. DEVA Partisi olarak kadının yaşam hakkı ve özgürlüğünü garanti altına alacak ve şiddeti kader olmaktan çıkaracağız. Kadını, aileyi koruyan standartlar, kanun, uygulayıcılar, müeyyideler, koruyucu önleyici tedbirler kapsamında etkin uygulamalarla koruyacağız. Kadın DEVA’da Yaşayacak!”  (HABER: MERKEZİ)