Vatan Partisi Kırşehir İl Başkanı Nusret Var:

“Biden’in derdi soykırım değil”  

Vatan Partisi Kırşehir İl Başkanı  Nusret Var, ABD Başkanı Joe Biden’in 1915 olaylarını yetkisiz Soykırım olarak ilan etmesine tepki gösterdi. 
Biden’in derdinin soykırım değil, bölgede ABD ile Türkiye’nin çıkarlarının örtüşmemesinden duyduğu rahatsızlıktan kaynaklandığını ifade eden Vatan Partisi Kırşehir İl Başkanı Nusret Var yaptığı açıklamada; tepkisini şöyle dile getirdi:
“ABD başkanı Joe Biden,1915 olaylarını yetkisiz bir şekilde Soykırım olarak ilan etmiştir. Yaptığı açıklama sıradan bir açıklama değildir, öncelikle Türkiye’ye karşı İran’a, Rusya’ya, Suriye’ye ve bütün Asya’ya karşı bir savaşın hücum borusunu öttürmüştür. Bu değerlendirme, Biden’in bir tarih, bir insan hakları değerlendirmesi değil, doğrudan Türkiye’yi  tehdittir, Asya’yı tehdittir.
“Perinçek-İsviçre davası kararları, soykırım yalanlarını bitirmiştir. Vatan Partisi genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek AİHM’de, Sözde Ermeni Soykırımı Yalanını bitirerek ABD Emperyalizminin planlarını yerle bir etmiş, tarihe gömmüştür. Bu arada Sözde Ermeni Soykırımı yalanları ile uzun yıllar Sayın Doğu Perinçek’le, Talat Paşa Komitesinde birlikte mücadele eden ve komitenin başkanlığını da yapan KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Merhum Sayın Rauf Denktaş’ı rahmet ve saygıyla anıyorum, ruhu şad olsun. 2015 ve 2017 yıllarında Perinçek-İsviçre ve Ali Mercan ve arkadaşlarının İsviçre davalarında kazanılan tam 3 tane karar vardır. Dünyada içtihat haline gelen bu AİHM kararını yeniden hatırlatıyoruz.
“1-1915 olayları Holokost olarak adlandırılan Yahudi Soykırımından farklıdır, aynı katagoride değerlendirilemez.
“2-Yahudi Soykırımı, yetkili mahkeme kararıyla hükme bağlanmıştır. Özetle, mahkeme kararı yoksa, soykırım da yoktur! Birleşmiş Milletler 1948 tarihli “Soykırımı Önleme ve Suçluların Cezalandırılması’na dair Sözleşme ve Avrupa İnsan Hakları mahkemesi 2.Daire’nin 17 Aralık 2013 günü açıkladığı ve yine AİHM Büyük Daire’nin 15 Ekim 2015 günü açıkladığı Perinçek-İsviçre Davası Kararlarına göre:
“1-Soykırım, Birleşmiş Milletler 1948 Sözleşmesinde açıkça tanımlanmış bir suçtur.
“2-Soykırım suçunun varlığına, ancak eylemin yapıldığı ülkenin yetkili ceza mahkemesi veya yetkili Uluslararası Ceza Mahkemesi karar verebilir.
3-1915 olayları sırasındaki eylemlerle ilgili yetkili ceza mahkemeleri, Türkiye’nin yetkili ceza mahkemesi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’dir, Parlamentolar, hükümetler, belediyeler akademik kuruluşlar, üniversiteler herhangi bir eylemin, karşılıklı kırımın, soykırım suçu oluşturduğu konusunda hüküm kuramaz, karar veremezler.
“Değerli Basın Mensupları, SevgiliKırşehirliler;
“Bugün ABD haritada görüldüğü gibi Karadeniz’de Gürcistan, Ukrayna ve Bulgaristan’daki askeri üsleriyle, Ege ve Doğu Akdeniz’de Dedeağaç, Selanik, Larissa’dan Girit’e kadar Yunanistan’daki üsleriyle, Güney Kıbrıs Rum Kesimindeki askeri yığınağı ile ve Suriye ile Irak’ın kuzeyindeki üsleriyle namlularını Türkiye’ye ve bütün Asya’ya karşı çevirmiş durumdadır. Ermeni Soykırımı yalanları ve Biden’in açıklamaları işte bu harita üzerinde değerlendirilmelidir.
“Biden henüz başkan seçilmeden önce Türkiye ile ilgili yaptığı bir açıklamada şöyle demişti: “Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerini nasıl tecrit edeceğimizle ilgilenmek bizim için önemli bir iş olacak. Özellikle Doğu Akdeniz’deki petrol faaliyetleri…ve birçok farklı şey” 
Şimdi anlaşılıyor ki Biden’in derdi soykırım değil. Bölgede ABD ile Türkiye’nin çıkarlarının örtüşmemesinden duyduğu rahatsızlıktır.
“İstiklal Marşı’mız “Korkma” diye başlar, Sayın Hükümet yetkililerini ve Muhalefet partilerini cesur ve daha kararlı olmaya davet ediyoruz. Elimizde güçlü bir koz olan Perinçek-İsviçre Davası kararları varken olayı tarihçilere havale etmek, bizi çözüme değil uluslararası düzeyde başı eğik ve çözümsüz bir sonuca götürür. 
“Biz Vatan Partisi olarak korkmuyoruz. Biden’in hücum borusuna karşı lafla değil, eylemle yanıt verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu eylemler;
“1-İncirlik ve Kürecik Üsleri derhal Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tam kontrolüne alınmalı ve hizmetine verilmelidir.
“2-Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti ile birlikte Kırım ve Abhazya’nın tanınması için Rusya, İran ve Azerbaycan ile diplomatik temaslar derhal başlatılmalıdır.
“3-PKK Terör örgütünü sınır ötesinde bitirmek için Suriye Arap Cumhuriyeti ile askeri işbirliği dahil, her konuda eylem birliği için derhal harekete geçilmelidir.
“4-HDP derhal kapatılmalıdır. Anayasa Mahkemesi, PKK’nın kolu bacağı olan bu sözde siyasi partiye karşı yargı sürecini hızlandırmalı ve Türkiye’nin karşılaştığı tehditlere uygun olarak hızla karar almalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarihi bir sorumluluk içindedir. Artık Türkiye, ABD’den korkan çekinen hükümetlerle yönetilemez! Karadeniz’den, Akdeniz’e uzanan cephede bütüncül ve doğru bir strateji kurmak, kararlı ve eylemli tavır almak şahsi kaygılardan kurtulmak, ABD tehdidine eylemli yanıt vermek tarihi bir görevdir.
“Bu koşullarda güvenlikte ve üretimde devrimci kararlara önderlik edecek bir hükümet kurmak Türkiye’nin önündeki temel meseledir. Üreticilerin Milli Hükümeti’nde sorumluluk üstlenmek için Milletimizden yetki istiyor ve başta Ak Parti ve MHP ile diğer milli güçlere, ABD tehditlerini boşa çıkarmak ve merkezinde Vatan Partisinin olduğu üretici güçlerin milli hükümetini kurmak için güç birliği çağrısında bulunuyoruz.” (HABER: BEYHAN BALLI)