Demokrat Parti Kırşehir İl Kongresi yapıldı ve başkanlığa üçüncü kez Akif Özbek seçildi.
Parti merkezinde yapılan olağan genel kurulda Akif Özbek güven tazeleyip, yeniden başkan seçilirken, Yönetim Kurulu asıl üyeliklerine Servet Yağmur, İbrahim Altuntaş, Nihat Seyfi, Vahap Aras, Nami Adalı, Nesrullah Kelekçi seçilirken, yönetim kurulu yedek üyeliklerine ise Metin Dernek, Çetin Kurt, Ahmet Kura, İsmail Bahçeci, Hüseyin Baytemur, Fahrettin Ekici seçildi.
Disiplin Kurulu asıl üyeliklerine Necati Ceylan, Necip Aşçı, İbrahim Gökçebel, Halil Kurt, Rıza Balcı.
Disiplin Kurulu yedek üyeleri ise Kadir Dağdeviren, İlyas Erbaş, Tanju Sülükçü, Vehbi Biçici oldu.
Akif Akzöbek ile Servet Yağmur ise Büyük kongre delegesi oldular.
Akif Özbek kongrenin ardından yaptığı açıklamada, merkez sağın tek adresinin Demokrat Parti olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Yazılı ve görsel medyada sadece AK Parti, CHP, MHP yer alıyor. Türkiye'de yaşanacak seçimlerde sadece bu üç siyasal oluşum mu yer alacak. Sanalda değil gerçekte 3 demokrasi şehidi veren bir siyasal oluşum olan Demokrat Parti'de eski Anavatan Partili ve Doğru Yol Partili olan bütün dava arkadaşlarımız başka partilerde mülteci gibi duracaklarına öz yuvalarına dönerek gerçekten demokrasi mücadelesine gelmelerini öneriyorum. Bizlerin sınavı Türkiye'de var olan demokrasinin bir ileri safhaya götürülme mücadelesidir. Demokrat Partinin bütün isteği Atatürk İlke ve İnkılaplarını yaşatmak demokrasimizi güçlendirmek ve adaletin yeniden ülkede tesisini sağlamaktır. Bunun içinde mücadelemiz ve güttüğümüz dava aynen devam edecektir. Medyanın ekranlarda ve gazetelerde sadece üç siyasal oluşuma yer vermeleri de demokrasi aşığı bizleri ziyadesi ile üzmektedir. Bu durumunda düzeleceğine inancım Demokrat Parti İl Başkanı olarak sonsuzdur. Bu zor dönemlerde oyunu düşünerek atmalı ve Türkiye'yi bir hayale bir kaosa sürüklenmemesi için son çare millettir. Sağ duyulu milletimizde sükûnetini ülkesine bayrağına ve milletine sahip çıkarak gösterecektir."
Baykan Aközbek, şöyle devam etti:
“Birçok parti merkez sağ olduğunu söyleseler de hiçbirinin merkezde olmadığı görülmüştür. Yeter söz milletin dedikten sonra ülkemizin her köşesinde yatırımlar yapmış, eserleri vardır ve yüce milletimiz bizi iktidardan indirdikten sonra hiçbir yatırım yapılmamış popülist ve gündem değiştirilerek milletin hiçbir sorunu çözülmemiştir. Esnaf, çiftçi, işçi, memur mağduriyeti hat safhaya çıkmıştır. İnsanlarımız geçinmekten aciz duruma gelmiştir. Emeklilikte yaşa takılanlar adeta açlığa mahkûm edilmiştir.
“Türkiye’yi kamplaştırarak, siyaseti adeta kartelleştirerek, soğuk savaş döneminin iklimi içerisinde, milletin meselelerini konuşmak istemeyenler olabilir. Ama hakikati, yalanlarından ayırma mesuliyeti taşıyan, bu millete gerçeği bütün çıplaklığı ile ortaya koyma mesuliyetini taşıyan bu büyük hareket, ister meclis çatısı altında olsun, ister dışında olsun yine milletten güç alarak vazifesini yapacaktır.
“Türkiye’yi bölen, parçalayan anlayışların karşısına birleştiren, bir araya getiren siyaseti Türkiye’nin önüne bir tercih olarak sunabilmemiz gerekmektedir. Zihinlerin her geçen gün dağıtılmaya çalışıldığı, kendi düşüncelerinin dışında hiçbir düşüncenin berrak hale gelmemesi için çaba sarf edildiği bir dönemde, önce kendi zihinlerimizi berrak hale getirmek durumundayız. Bunu yapabilmenin yolu bu büyük misyonun hedeflerine ve ideallerine kilitlenmesinden geçmektedir. Bugün Türkiye’nin tarihini ve coğrafyasını, anlamını iyi bilmeyenlerin, Türkiye’nin dış politikasını, adeta iktidarın dış ilişkileri noktasına getirenlerin Türkiye’yi düşürdüğü hal ortadır. İşte buna cevap üretmek için yollardayız.
“İktidar olmadan evvel demokrasiden bahsedenlerin, kurumların başına kendi adamlarını getirdiklerinde, sistemin efendisi olduklarında başka kaygılarının olmadığını gördük. Kendi önceliklerinin dışında hiçbir öncelikleri yoktur. Türkiye bugün tartışmayan, siyah sessizlik halinin hakim olduğu bir iklim içerisindedir. Demokrasiyi tam anlamıyla icra edebilecek bir sistemi kurmak durumundayız. Bu büyük tecrübenin bize bıraktığı mirasla beraber söyleyecek sözümüz var. Onun için bu yolu benimsedik, pozitif siyaseti Türkiye’nin önüne koyma gayreti içerisindeyiz.
“O nedenle; aklıselimi koruyacak, aklıselimin adı, makul insanların sesi olmuş Demokrat Parti olarak varlığımızı sürdüreceğiz. Milletin önüne gönül rahatlığı ile oy verebileceği, kendisini bulabileceği bir siyaseti hep beraber dönüştüreceğiz. Bunu geçmişte yaptık bugün de yapacak gücümüz vardır.
“En büyük gücümüz, bu hizmetleri icra etmiş insanlardır. Bakanlarımızla, milletvekillerimizle varlık koyan insanlarımızın faziletlerini hiç kimse sorgulayamaz. Biz de hiç kimseye onların faziletlerini sorgulatmayız.
“Bugün kazananlarla beraber olarak, namussuzlarla kazanmayı tercih edenlere karşı, namuslu insanlarla kaybetmeyi göze alarak çalışacağız. Gittiğimiz her yerde gördüğümüz şudur: Milletimizin bizi beklediği ortadadır. Milletimizle kucaklaşmak adına her ne varsa bunu yapmamız gerekiyor. İnsanlar gibi kurumlar da zaman zaman zafiyet içine düşer. Türkiye’nin iki köklü siyasi hareketinden biri olarak, bugün her şeye rağmen varlık irademizi koruyorsak, bu cendere içerisinden hep beraber çıkabilmeliyiz. Biz var olmadığımız müddetçe, biz gücümüzü bir noktaya teksif etmediğimiz müddetçe birilerinin bize ‘hayır’ okumasını beklemek abesle iştigaldir. Bu partinin konuşulacak meseleleri vardır. Konuşulacak meseleleri kendi meşru zemininde konuşmak haktır, işte bunun için buradayız.
“Sırtınızı dayadığınız bu büyük mirasın, hepinize tevdi edilen sorumlulukla beraber icaplarını yapmanın telaşı içerisindeyiz. Büyüklerimiz bunları yaptı, inşallah biz de gereğini yapmak için yollarda olacağız, hep beraber olacağız. Geçmişimizin kıymetini bilmek durumundayız. Övünç vesilesi yaptığımız geçmişimizden, yarınlara dair bir ümit kaynağı çıkarabilmek, başta ben olmak üzere bu sorumluluğu taşıyan arkadaşlarımla beraber sizlerin ve bizlerin boynunun borcudur. Bugünümüzü iyi değerlendirmek durumundayız. Bunları iyi yapalım ki, geleceğe sağlıklı bir şekilde yol alabilelim. Bu nedenle bir var olma, yok olma çizgisinden çıkarak bu cumhuriyeti kuranların bize bahşettiği bu coğrafyada yine bugün her zamankinden çok daha fazla mesuliyetimizin olduğunu biliyorum.
“Kurucu irademizin ve kurucu felsefemizin koyduğu ideallere, prensiplere sonuna kadar sadakat göstereceğiz. Mesuliyetimizin bilinci içerisinde bu yollardan yürüyeceğiz. Bu davanın sahiplerinin işi hiçbir zaman kolay olmamıştır. Bugün de kolay değildir. Ama doğru yolda yürüyenlerin, görünmez orduları vardır. O görünmez ordularımızla birleştiğimiz takdirde bu kaynağı temiz çizginin milletle buluşabilme kabiliyeti her zaman olmuştur, bugün de vardır. Büyük bir davanın mensubu olarak, hiçbir kaygı taşımadan bu yolda elbirliği ile yürümek durumundayız. İşte bugün Ortadoğu coğrafyasında, şah olmak adına çıktıkları yolda hesaplanmamış, ülkenin gerçeklerinden kopuk, amaçlarına uygun araçları ortaya koymayanların, bu ülkeyi ve bu milleti bir takım işlerin içerisine düşürdüğü ortadadır. Türkiye’nin bütünlüğünü anlayamayanların bunu kavrama imkânı yoktur.’’ (HABER: BEYHAN BALLI)