Özellikle Kırşehirspor maçlarından sonra eleştirdiğim olmuştur polisin tutumlarını. Hepsi olmasa da içlerinden bazılarının ferdi hareketlerini, seyirciye karşı davranış biçimlerini gündeme getirmiştim.

Özellikle Kırşehirspor maçlarından sonra eleştirdiğim olmuştur polisin tutumlarını. Hepsi olmasa da içlerinden bazılarının ferdi hareketlerini, seyirciye karşı davranış biçimlerini gündeme getirmiştim. Eleştirilerimi bire bir canlı olarak gördüğüm için yapmış ve sürekli olarak Kırşehir’de adaletli bir hakem maç yönetirse, rakip takımın futbolcusu ve seyircisi Kırşehir taraftarını tahrik etmezse Kırşehir’deki maçlarda olaylar çıkmaz hatta mağlubiyet halin de dahi Kırşehir taraftarı hakemi ve rakip taraftarı alkışlar şeklinde de yazılar yazmıştım.
Tabi bizim bu yazılarımızdan sonra bizleri eleştirenler, yanlış yazıyorsun, bilmeden yazıyorsun diyen polis müdürleri dâhil olmak üzere polis dostlarımızdan kırılanlar, eleştirenler oldu. Beni makamına davet ederek eleştirdiğim konulara açıklık getiren emniyet müdür yardımcılarımız oldu.
Herkes kendi çapında görevini yapıyor kanunlar çerçevesinde aldığı emirleri yerine getiriyor. Her neyse şimdilik her şey bir tarafa.
Gündemimiz yine canlı bombalar, yine terör olayları, yine şehitlerimiz.
Türkiye cumartesi akşam İstanbul’da Vodafone Arena Stadyumun yakınlarında patlayan bombalarla acılara büründü. Polislerimiz, vatandaşlarımız şehit oldular. Eşlerini kaybeden kadınlarımız, babalarını kaybeden çocuklarımız, evlatlarını kaybeden anne ve babalarımız, kardeşlerini kaybeden ablalar, ağabeyler, yanan ocaklar, sönen ışıklar. Aman Allah’ım, Allah bir daha yaşatmasın. Bu acılara, feryatlara yürek dayanmaz.
Bu terör olaylarında ülkemizin diğer şehirlerinde olduğu gibi Kırşehir’de bir polis evladını şehit verdi.
Aslında zaman, zaman eleştirdiğimiz polislerimiz personel yetersizliği, görevden alınanlar, kısıtlı imkanlar nedeniyle gündüz gece demeden uzun soluklu bir yolda çok zor şartlarda görev yapıyorlar.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar gelecek günler öncesinden izinler, haftalık tatiller iptal ediliyor, polis evine gitmeden, eşini, çocuklarını görmeden robot gibi 7 gün 24 saat görev yapıyor.
Hasta mısın, yorgun musun, uykusuz musun veya hastan mı var, derdin mi var, sıkıntın mı var, çocuğun okula mı gidiyor diyen, soran yok.
Sen polissin, emir kulusun, sözleşme imzaladın. Polis acıkmaz, polis yorulmaz, polis hastalanmaz, polis uyumaz gibi deyimlerle çalışıyor polislerimiz.
Gece görev yapmış, hırsız, katil, sarhoş, tinerci, otçu, çöpçü, vatan hainlerinin, millet düşmanlarının peşinde koşmuş, maçlarda görev yapmış, uykusuzluktan gözlerine kan oturmuş polisin. Dört gözle bekliyor polis sabahın olmasını, mesai saatinin bitmesini. Mesai bitecek polisimiz evine, sıcak yuvasına, eşine, çocuklarına kavuşacak ne güzel değil mi ?
Yoook arkadaş yok sen bu güzel hayalleri düşünemezsin, sen evine giderek eşinle çocuklarınla kahvaltı yapamazsın, dinlenemezsin, eğlenemezsin, tatillere gidemezsin, senin bunlara hakkın yok, sen polissin, robotsun, bankamatik gibi 7/24 çalışmak zorundasın nereye gidiyorsun saat 14. 00’ da maç var görevlisin.
İşte böylesine zor şartlarda çalışıyor polislerimiz.
Hepimiz akşamları, geceleri, hafta sonları evimizde, sıcak yuvamızda yiyip, içip yan gelip yatarken, tatillerde, piknik alanlarında, plajlarda keyif yaparken kim bilir polis nerede kimin peşinde koşuyor. Herkesin canını kurtarmak içim kaçtığı olayların üzerine polis canını hiçe sayarak tehlikenin üzerine koşarak gidiyor.
Operasyon oluyor polis orada
Deprem oluyor polis orada,
Yangın oluyor polis orada,
İş yerlerinde grev oluyor polis orada,
Okullarda olaylar çıkıyor polis orada,
Karı koca kavga ediyor polis orada,
Hırsızlık olayları oluyor polis orada,
Maçlar oynanıyor polis orada,
Kazalar oluyor polis orada,
Yağmur yağıyor, caddeleri, sokakları, evleri, dükkanları sel basıyor polis orada,
Millet konsere gidecek, eğlenecek, zevki sefa sürecek polis orada.
Mitingler, gösteriler oluyor polis orada,
Dokuz günlük bayram tatillerinde polis yollarda, kavşaklarda.
Birilerinin sürdüğü sefanın çilesini polis çekiyor ama ne İsa’ya, nede Musa’ya yaranamıyor.
Diğer memurların, kamu görevlilerinin can korkusuyla gitmediği şehirlere gözü kara ölümün üzerine koşarak gidiyor.
Tüm bunlar bir yana Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne kast eden vatan haini, millet düşmanı teröristlerin hedefindeki isim de polis oluyor,
Yani, Polis şehit olur, annesi babası evlat acısı çeker, eşi genç yaşta hamileyken eşsiz kalır, çocuğu ya çok küçükken, ya da annesinin karnındayken yetim kalır.
Hayatın mı, kaderin cilvesinden midir nedir polise rahat yaşamak yok, gülmek yok.
İşte zaman, zaman eleştirdiğimiz polislerimiz çok zor şartlarda görev yapmaktadırlar.
Her türlü kanuni ve coğrafi şartların zorluğunda görev yapan polislerimize Allah yardımcıları olsun diyor, şehit olan polislerimize Allah’tan rahmet diliyor, anne, baba, eş ve çocuklarına baş sağlığı ve sabırlar diliyor, ruhları ŞAD, mekânları CENNET olsun diyerek Kırşehir Emniyet Müdürlüğü nezdinde tüm polislerimize baş sağlığı diyorum.