“Ahilik,” Kırşehirliler bu isimle yaklaşık 57 yıl önce tanıştı. “Pir Ahi Evran-ı Veli” ismi esnaf ve sanatkârların piri olarak bilinir.

 “Ahilik,” Kırşehirliler bu isimle yaklaşık 57 yıl önce tanıştı.

“Pir Ahi Evran-ı Veli” ismi esnaf ve sanatkârların piri olarak bilinir.

“Ahilik kutlamaları”, Ahi Evran-ı Veli’yi Anma, Esnaf ve Sanatkârlar Bayramı olarak başladı ve halende devam ediyor.

Bu yıl ki kutlamalara katılması beklenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yoğun programları nedeniyle katılamayacak. Ancak onun yerine Başbakan Binali Yıldırım Cumartesi günü Kırşehir’e teşrif edecek.

Şimdi Ahiliğimizi dünden bugüne şöyle bir yine değerlendirelim.

Yarım asır önce bir avuç hemşehrimizin girişimleri ile başlayan bu kutlamaları başladığı günden bu yana izledim, takip ettim.

Öğrendiklerimi, yaşadıklarımı, gördüklerimi kaleme aldım yıllarca.

Kimi zaman övgüler dizdim. Kutlamalara sevindiğimiz, gururlandığımız anlar oldu kimi zaman.

Üzüldüğümüz yıllar da oldu. Eleştirdim kimi zaman hatalardan vazgeçilsin istedim.

Başka illerde, ilçelerde yapılan bu tür kültürel etkinliklere gittiğimiz, katıldığımız günler de oldu.

Doğal olarak hep Kırşehir’le kıyasladım izlediğim etkinlikleri.

Örneğin eski ilçemiz Hacıbektaş’ta Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma etkinliği Kırşehir’de kutladığımız Ahi Evran-ı Veli’yi anma törenleri ile aynı yıllarda başlamıştı.

Ahi Evran-ı Veli’yi anma törenleri Kırşehir’de eski belediye başkanlarından Emekli Albay Refik Soykut ve Eğitimci Ziya Kılıçözlü ile Emekli Kurmay Albay Selâhattin Saygı ve  Mustafa Karagüllü önderliğinde, Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenleri ise tanıdığım güzel insan Salih Sümer adındaki değerli bir kütüphanecinin girişimleriyle başlatılmıştı.

Konya’daki Hazreti Mevlana’nın ölüm yıldönümünü simgeleyen Şeb-i Arus törenleri ise çok daha önceki yıllarda başlamıştı. O yıllarda törenlerin bizzat içinde olan, bir Kırşehir dostu Feyzi Halıcı’yı unutmamak gerekir. Hele bu değerli ismin dostu, büyüğümüz, ağabeyimiz rahmetli Lütfi İkiz unutulur mu? Onu buradan rahmetle anıyorum.

Bütün bunlar bana, Kırşehirliler olarak neden hâlâ Ahi Evran-ı Veli’yi hakkıyla anamadığımız, O’nun adına düzenlediğimiz esnaf ve sanatkârlar bayramını neden her yıl fiyaskoyla sonuçlandırdığımız gibi pek çok konuda kafa yorduruyor.

Örneğin Ahi Evran-ı Veli’yi anma törenlerinin tarihini neden sık sık değiştiriyoruz?

Her yıl Ekim ayının ikinci haftasında idrak ettiğimiz anma törenleri, üç yıl Mayıs ayında kutladıktan sonra şimdi de Eylül ayına alındı. 

Yıllardır sönük geçen Ahi Evran-ı Veli’yi anma törenlerinin tarihlerinin böyle sık sık değiştirilmesi doğrusu hoş olmuyor.

Hemen yanı başımızdaki Kayseri’de her yıl Yamula patlıcanının, cılga biberinin, Gesi Bağlarının ve Hicarcıklı’nın, Girabolu’sunun dünyanın halısının, İncesu’nun üzüm festivalleri ise kışın Erciyes’inde yapılan kayak turizmine bütün Türkiye, hatta yurtdışından ziyaretçiler gelirken biz Kırşehirliler nedense her işimize soğuk bakıyoruz yapamıyoruz hiçbir etkinliğimizi.

Yine hatırladım da 1970’li yılların sonunda Aşıkpaşa Spor Salonunda yapılan Ahilik kutlamaları sonrasında Isparta Esnaf Odaları Başkanı kalktı “Ey Kırşehirliler Bir zamanlar Gül şehriydiniz, gülünüzü aldık. Halı şehriydiniz halınızı aldık. Ahi Evran-ı Veli’yi gereği anıp kutlayamayacaksanız bırakın Ahiliğinizi de alacağız” sözleri hâlâ kulaklarımda.

İşte size bir örnek Ahi Evran-ı Veli Türbesi’nin yanındaki Ahi Çarşısı’nın esnafları bile “şuradan ne oluyor, ne yapıyorlar?” diye bir gün de bir gün törenlere geliyorlar mı?

Bütün bu olumsuzluklara üzülürüm, kafa yorarım dostlarım beni eleştirip “sana ne?” derler, yapamam.

Konya’daki Hazreti Mevlana’yı anma törenlerinin tarihi.

Hazreti Mevlana’yı anma törenleri ise her yıl on gün boyunca dolu dolu yaşanır ve yaşanıyor.

7-17 Aralık tarihleri arasında Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, müsteşarlar, genel müdürler, yurt dışı ve yurt içinden binlerce davetli ve misafir adeta Konya’ya akın ediyorlar ve bizlerde bunu gıptayla izliyoruz.

Ve böylece Hazreti Mevlana layıkıyla anılıyor. ve Şeb-i Arus idrak ediliyor. Konya tarihi günlerini yaşıyor.

Tabi tüm bu manevi kazançlarının verdiği huzurun yanında, Konya şehri de kazanıyor. Konya’nın sanayicisi, esnafı, tüccarı, bilim adamı, kültür insanı yani bütün Konyalı istifade ediyor.

Yeri gelir iş adamları iş bağlantısı kurarlar bu vesileyle gelen misafirlerle. Oteller dolar taşar bugünlerde.

Başka illerdeki binlerce öğrenci, Konya’ya yönlendirilir geziler vasıtasıyla.

İşte bu noktada Konyalılar için Şeb-i Arus vesilesiyle devlet erkanına Konya’nın sorunlarının aktarılması günleridir aynı zamanda.

Konya devletten alacağını yine alıyor her zaman olduğu gibi.

Zaten her şey ortada. Anadolu’nun metropol kenti Konya müthiş bir gelişim gösterdi ve gösteriyor son yıllarda.

Şimdi gelelim Kırşehir’de yaptığımız Ahi Evran-ı Veli’yi anma törenlerine!

Hiç amacına uygun idrak ediliyor mu?

Devletin üst düzey yetkililerinin katıldığı, Kırşehirlilerin devlete derdini döktüğü bir tören haline getirilebiliyor mu? Niye gerçekleri söylemiyoruz?

Diyemiyorlar ki: “Kendimiz çalıyor, kendimiz oynuyoruz!”

Doğrusu bu değil mi?

Daha Ahilik kutlamalarının tarihini bile netleştiremedik, daha ne olsun!

Esnaf ve sanatkârların temsilcileri Ankara’da Kırşehirlilerin ve Kırşehir’in sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini almadan istedikleri gibi alet ediyorlar kendi siyasi emellerine bu anma etkinliklerini.

Tabi bu durum, Kırşehir ve Kırşehir’in esnaf ve sanatkârına zarar veriyor, olan da Kırşehir’e oluyor ne yazık ki.

Kırşehir’dekiler ise kendi küçük ve basit çıkarları için ses çıkarmıyorlar tüm bu olumsuzluklara.

Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenleri her yıl coşkuyla kutlanırken, üstelik devlet katkı sunmaktadır bu vesileyle Hacı Bektaş-ı Veli’yle de aylarca gündemden düşmüyor.

Aynı şekilde, Şeb-i Arus etkinlikleri ile Konya, bu işin kaymağını yiyor yıllardır. Çarşısı, pazarı, müzeleri dolup taşıyor.

Ya Kırşehir?

Kendi kabuğuna çekilmiş, dükkânını zor açıp kapatıyor,”Ahilik neyime? Bana ne getirisi var?” diyor. Böyle olunca da işte Ahilik öylesine kutlanıyor.

Ahiliği ticari ve siyasi emellerine alet edenler, yalanım var mı siz söyleyin?

Bana Kırşehir’i sanayisiyle, ekonomisiyle, turizmiyle öne çıkan bir kent olduğunu söyleyin, inandırın beni!

İşte her yıl Konya’da on gün boyunca kutlanan Şeb-i Arus törenleri oluyor.

Devlet tüm imkânları ile orada oluyor. Devletin tüm yöneticileri oraya geliyor.

Konya her zamanki gibi kazanıyor, Konyalılar kazanıyor, herkes kazanıyor.

Tüm bunları düşünüp yorumlarken aklıma Hazreti Mevlana’nın şu dizeleri geliyor:

“Gelin, gelin!

Kendimizi umursayalım;

Suya dalıp aynı renge girelim.

Zaten hepimiz aynı ağacın dalları;

Aynı yolun yolcuları değil miyiz?”

Öyleyse Ahiliğe daha fazla kötülük etmeyelim. Doğru söyleyip doğru olanı yapalım. Hatadan dönmek büyük erdemmiş.

Dürüst olmak hepimizin vazgeçilmez unsurlarından değil midir?

Kırşehir için, Ahilik için el ele verelim.

Güçlü olalım. Bir Konya kadar olamasak bile o yolda olalım.

Kazanan Kırşehir olsun. Kazanan hepimiz olalım.

Ne güzel söylemiş büyük adam:

“Anlamaz büyük adamdan bil ki hâm söz uzar kesmek ister vesselam.”