Pir Ahi Evran-ı Veli'den Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'ye Hazreti Mevlana'yı Anma Törenleri

“Ahilik. ” Kırşehirliler bu isimle gerçek anlamda yaklaşık 55 yıl önce tanıştı diyebiliriz.


“Pir Ahi Evran-ı Veli” ismi genel olarak esnaf ve sanatkârların piri olarak bilinir.
“Ahilik kutlamaları”, Ahi Evran-ı Veli’yi anma, esnaf ve sanatkârlar bayramı olarak başladı.
Yarım asır önce bir avuç hemşehrimizin girişimleri ile başlayan bu kutlamaları başladığı günden bu yana izledim, takip ettim.
Öğrendiklerimi, yaşadıklarımı, gördüklerimi kaleme aldım yıllarca.
Kimi zaman övgüler dizdim. Sevindiğimiz, gururlandığımız anlar oldu.
Üzüldüğümüz yıllar da oldu. Eleştirdim kimi zaman dolu dolu.
Başka illerde, ilçelerde yapılan bu tür kültürel etkinliklere gittiğimiz, katıldığımız günler de oldu.
Doğal olarak hep Kırşehir’le kıyasladım izlediğim etkinlikleri.
Örneğin eski ilçemiz Hacıbektaş’ta Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma etkinliği Kırşehir’de kutladığımız Ahi Evran-ı Veli’yi anma törenleri ile aynı yıllarda başlamıştı.
Ahi Evran-ı Veli’yi anma törenleri Kırşehir’de eski belediye başkanlarından Refik Soykut, Ziya Kılıçözlü ve Mustafa Karagüllü önderliğinde, Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenleri ise tanıdığım güzel insan Salih Sümer adındaki değerli bir kütüphanecinin girişimleriyle başlatılmıştı.
Konya’daki Hazreti Mevlana’nın ölüm yıldönümünü simgeleyen Şeb-i Arus törenleri ise çok daha önceki yıllarda başlamıştı. O yıllarda törenlerin bizzat içinde olan, bir Kırşehir dostu Feyzi Halıcı’yı unutmamak gerekir. Hele bu değerli ismin dostu, büyüğümüz, ağabeyimiz rahmetli Lütfi İkiz unutulur mu? O’nu buradan rahmetle anıyorum.
Bütün bunlar bana, Kırşehirliler olarak neden hâlâ Ahi Evran-ı Veli’yi hakkıyla anamadığımız, O’nun adına düzenlediğimiz esnaf ve sanatkârlar bayramını neden her yıl fiyaskoyla sonuçlandırdığımız gibi pek çok konuda kafa yorduruyor.
Örneğin Ahi Evran-ı Veli’yi anma törenlerinin bu yıl tarihini neden değiştirdik?
Her yıl Ekim ayının ikinci haftasında idrak ettiğimiz anma törenleri, bu yıl seçimler de gerekçe gösterilerek Mayıs ayına çekildi. Adeta siyasete kurban gitti Ahi Evran-ı Veli’yi anma törenleri…
Yıllardır sönük geçen Ahi Evran-ı Veli’yi anma törenlerinin tarihleri bir çırpıda değiştirildi maalesef.
Güler misin, ağlar mısın?
Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenleri başladığı yıldan bu yana her yıl Ağustos ayının 16-18 tarihleri arasında düzenli olarak yapılır. Kimse bu kutlama tarihlerini değiştirmez, değiştirmeyi teklif dahi etmez, edemez.
Hakeza Konya’daki Hazreti Mevlana’yı anma törenlerinin tarihi.
Hazreti Mevlana’yı anma törenleri her yıl on gün boyunca dolu dolu yaşanır.
7-17 Aralık tarihleri arasında Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, müsteşarlar, genel müdürler, yurt dışı ve yurt içinden binlerce davetli ve misafir adeta Konya’ya akın eder.
Hazreti Mevlana layıkıyla anılır, Şeb-i Arus idrak edilir.
Tabi tüm bu manevi kazançlarının verdiği huzur yanında, Konya şehri de kazanır. Konya’nın sanayicisi, esnafı, tüccarı, bilim adamı, kültür insanı yani bütün Konyalı istifade eder.
Yeri gelir iş adamları iş bağlantısı kurarlar bu vesileyle gelen misafirlerle. Oteller dolar taşar bugünlerde.
Başka illerdeki binlerce öğrenci, Konya’ya yönlendirilir geziler vasıtasıyla.
İşte bu noktada Konyalılar için Şeb-i Arus vesilesiyle devlet erkanına Konya’nın sorunlarının aktarılması günleridir aynı zamanda.
Konya devletten alacağını yine alır her zaman olduğu gibi.
Zaten her şey ortada. Anadolu’nun metropol kenti Konya müthiş bir gelişim gösterdi ve gösteriyor son yıllarda.
Şimdi gelelim Kırşehir’de yaptığımız Ahi Evran-ı Veli’yi anma törenlerine!
Hiç amacına uygun idrak ediliyor mu?
Devletin üst düzey yetkililerinin katıldığı, Kırşehirlilerin devlete derdini döktüğü bir tören haline getirilebiliyor mu?
Diyemiyorlar ki: “Kendimiz çalıyor, kendimiz oynuyoruz!”
Doğrusu bu değil mi?
Daha Ahilik kutlamalarının tarihini bile netleştiremedik, daha ne olsun!
Esnaf ve sanatkârların temsilcileri Ankara’da Kırşehirlilerin ve Kırşehir’in sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini almadan istedikleri gibi alet ediyorlar kendi emellerine bu anma etkinliklerini.
Tabi bu durum, Kırşehir ve Kırşehir’in esnaf ve sanatkârına zarar veriyor, olan da Kırşehir’e oluyor ne yazık ki.
Kırşehir’dekiler ise kendi küçük ve basit çıkarları için ses çıkarmıyorlar tüm bu olumsuzluklara.
Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenleri her yıl coşkuyla kutlanırken devlet katkı sunmaktadır bu vesileyle.
Aynı şekilde, Şeb-i Arus etkinlikleri ile Konya, bu işin kaymağını yiyor yıllardır.
Ya Kırşehir?
Ahiliği ticari ve siyasi emellerine alet edenler, ayağa kalkın!
Bana Kırşehir’i sanayisiyle, ekonomisiyle, turizmiyle öne çıkan bir kent olduğunu söyleyin, inandırın beni.
Böyle bir yazıyı kaleme almamın nedeni, geçen hafta Konya’da on gün boyunca kutlanan Şeb-i Arus törenleri oldu.
Devlet tüm imkânları ile oradaydı.
Devletin tüm yöneticileri oradaydı.
Konya her zamanki gibi kazandı.
Konyalılar kazandı, herkes kazandı.
Tüm bunları düşünüp yorumlarken aklıma Hazreti Mevlana’nın şu dizeleri geliyor:
“Gelin, gelin!
Kendimizi umursayalım;
Suya dalıp aynı renge girelim.
Zaten hepimiz aynı ağacın dalları;
Aynı yolun yolcuları değil miyiz?”
Öyleyse Ahiliğe daha fazla kötülük etmeyelim.
Doğru söyleyip doğru olanı yapalım.
Hatadan dönmek büyük erdemmiş.
Dürüst olmak hepimizin vazgeçilmez unsurlarından değil midir?
Kırşehir için, Ahilik için el ele verelim.
Güçlü olalım. Bir Konya kadar olamasak bile o yolda olalım.
Kazanan Kırşehir olsun. Kazanan hepimiz olalım.
Ne güzel söylemiş büyük adam:
“Anlamaz büyük adamdan bil ki hâm
Söz uzar kesmek ister vesselam.”